Ferhat KENTEL
Geçen haftaki yazımda… diye başlayamayacağım; çünkü yazma disiplini dağılmış bir köşe yazarı vakası var karşınızda…
Neyse, Serbestiyet’te bundan yaklaşık iki hafta önceki yazımda öz itibariyle “Yetmez ama evetçilere” küfreden solculara bugün sağcıların eklendiğini yazmıştım. Bu “sağcıları”, iktidarın tek gerçek olduğuna inanmış olan ve iktidara eleştiri getirmeye kalkanları “iktidardakilerden” bile daha yavuz biçimde savunmaya girişen, iktidarın her yaptığını meşrulaştırmaya çalışan, iktidarı eleştirenleri iktidardan önce (belden aşağı) vurmaya çabalayan kibirli, rejim aparaçikleri olarak nitelemiştim.
“Yetmez ama evet” meselesini özellikle vurguluyorum, çünkü anayasa referandumunda öngörülen anayasa değişikliklerine “evet” diyen, ancak bunların “yetmeyeceğini” söyleyen insanlara “sol”dan açılan savaşı hatırlayın. Her türlü ihanet suçlaması altındaki “yetmez ama evetçiler” her türlü küfrü yediler; adeta linç edildiler. Bu linççilere göre, AKP’nin yaptığı bir şeyi desteklemek “AKP’li” olmakla, yani İslamcı, kapitalist falan olmakla aynı şeydi. Hatta AKP’nin yaptığı her kötülüğün müsebbibi bizzat “yetmez ama evetçiler”di! AKP’nin attığı adımları destekleyen birilerinin “solcu” olmasına imkan yoktu; bunlar olsa olsa “hain” olabilirdi. Yani “ara renk” diye bir şey yoktu; tersine ya iyi ya da kötü bir “öz” vardı; ya burada ya da orada olmalıydınız. Ve bu linççilere göre “yetmez ama evetçiler” de bizzat “kötü” idiler; her kötülüğün arkasında “yetmez ama evetçiler” vardı…
Bu günlerde bu ahaliden birileri –ki onlar bütün gerçekleri, her şeyi önceden bilenlerdir, onların bilgilerinin hikmetinden sual olunmaz!- hâlâ “yetmez ama evetçilerin pespayeliği”nden dem vuruyorlar…
Şimdiki yeni rejimin sağcı aparaçiklerinin de eski rejimin solcu aparaçiklerinden hiçbir farkı yok. Onlar da ihanet benzeri söylemler konusunda mangalda kül bırakmıyorlar.
AKP’nin yaptığı her eylemi meşrulaştırmak, hatta kraldan fazla kralcılık yaparak mazur gösterme yarışına girmiş bu sağcı aparaçikler solcu versiyonlarıyla bir tür “iktidar” dilinde, “dikotomik”, “ikili” dil üretmede örtüşmek gibi ortak bir özelliğe sahipler. Bu sağcılara göre de eğer AKP’yi eleştirirseniz, Kemalistlerin, ulusalcıların ekmeğine yağ sürersiniz.
Onlara göre, AKP’nin Gezi konusundaki tavrını eleştirirseniz, ulusalcılarla, darbecilerle aynı safta bulunmak gibi korkunç bir günahı işlemiş olursunuz. Tabii bu arada, bu aparaçikler kendilerinin, “kahrolsun demokrasi!” diye bağıran ya da haber ve yorum adı altında belden aşağı her türlü tezviratı üreten, onu “Ermeni”, bunu “ajan” diye nitelemeyi marifet sanan, sözüm ona “İslamcılarla” ya da “medya organlarıyla” aynı safa düşmelerini nedense pek dikkate almazlar.
Başbakan “kızlı-erkekli” muhabbeti yapar; AKP içinden insanlar, utanıp sıkılıp “yok valla demedi” demeye çalışırlar; bizim aparaçikler “adamcağız çok yoruldu; onu da anlamak lazım” derler…
Ya da bir ülkenin, bizim ülkemizin, yani bütün toplumun başbakanı çok sinirli konuşur, etrafa hot zot çeker, ortalık gerilir; bizimkiler “karşısındakilerin yüzünden; onlar geriyor” diyerek, koşa koşa hafifletici argüman yarışına girerler…
Bunlara göre, “demokrasi paketi”, “AK Parti’nin yaptığı bir devrimdir!” Ancak “Bu sonuç, toplumun hareketinin becerebildiği; Kürt’üyle, Müslüman’ıyla, Alevi’siyle, kadınıyla, solcusuyla, toplumsal aktörlerin mücadelesiyle varılmış, varılabilmiş bir sonuçtur” demek ya da “evet ama yetersizdir” demek suçtur; “AK Parti’yi anlamamaktır” ve “eski Türkiye’nin diliyle konuşmaktır”…
Kürtlerle barış konusunda AKP’nin çabalarını sonuna kadar desteklersiniz; arkasındaki bütün siyasal hesaplara rağmen, ŞivanPerver’li, Barzani’li sahnelerden duygulanırsınız;keşke bu sahneden önce bu devlet / bu hükümet kendi ülkesinin Kürtlerinin de elini bu kadar sıcak sıksaydı dersiniz; beğendiremezsiniz. “Diyarbakır performansı iyidir ama yetmez” diyemezsiniz. Çünkü onlara göre “Diyarbakır devrimdi” demeniz lazımdır.
Onların hikmetlerinden sual olunmaz yani…
“Gezi’den yeni bir ses çıktı; Türkiye’nin toplumsal hareketinde bir kilometre taşıdır; hala tartışıyoruz, demek ki ne kadar çok renk varmış” dersiniz… Bütün kibirleriyle, aşağılayıcı ve alaycı dilleriyle, Gezi’nin nasıl da “karşı devrim” olduğunu, “başı sonu gerici, antidemokratik bir kalkışma” olduğunu vaz’ederler…
Kendi kafalarında kurdukları Gezi’den çok farklı Gezi’ler olduğunu, Gezi’de tonla renk olduğunu söylersiniz; “Gezi ruhunun kapkara bir şey olduğunu” söylerler.
Çünkü onlara göre ya “kara”sınızdır ya da “beyaz”… Tıpkı devrimlerini yaptıktan sonra “karşı devrim” söylemini geliştiren ve “karşı devrimci” avına çıkan Fransız Jakobenlerinin, Bolşevik devrimcilerin, İran’ın “devrimci” mollalarının ya da Türk “devriminin” Kemalistlerinin yaptığı gibi…
Eski rejimin “Tehlikenin farkında mısınız? Menderes’le başlayan karşı-devrim bir kere daha saldırıya geçti” muhabbetinden sonra, şimdi de “AKP devriminin Thermidor’unda da bizim aparaçikler “karşı-devrim” muhabbeti yapmaya başladılar.
Bu yüzden, bırakın “yetmez ama evetçilere pespaye” diyen solcuları; her yerde “entel-liboş-yobaz” arayan Emin Çölaşan’lardan, Yılmaz Özdil’lerden farkları kalmayan bu aparaçikler “iktidarla” örtüşmüşlüğün şahikasını sunuyorlar bize… Yani sadece AKP “iktidarı”yla olan bir örtüşmeden bahsetmiyorum; bizzat “iktidar” olgusuyla, iktidar diliyle örtüşmüş olan bir zihniyetten bahsediyorum.
Bu yüzden “yetmez ama evet”e sağdan ve soldan saldıran eski ve yeni rejimin aparaçikleri; -kusura bakmayın, hatta affedersiniz ama- hepiniz Kemalistsiniz!
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020