Fikret Bila
Son dönemlerde yaşananlar gösteriyor ki, iktidar siyasal ve toplumsal muhalefeti yargı eliyle bastırmak istiyor.
Yargı erki de yürütme erkinin etkisi altında, iktidarın beklentilerine uygun kararlar verildiği izlenimi yaratıyor.
Bu mekanizma her şeyden önce demokrasinin temelini oluşturan kuvvetler ayrılığı ilkesiyle çelişiyor. Bu çelişki bazen o kadar belirgin oluyor ki, "kararları mahkemeler vermiyor mu" kuşkusu yaygınlaşıyor.
Bu kuşkuyu doğuran nedenlerin başında Avukat Uğur Poyraz’ın ifadesiyle, aynı mahkemenin, aynı davada 15 gün önce "siyah" dediğine 15 gün sonra "beyaz" diyebilmesi geliyor. Bu uygulamanın son örneği Osman Kavalı davasında görüldü.
15 gün önceki duruşmada Kavala’nın tahliye talebini reddeden heyet, 15 gün sonra ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan Kavala hakkında beraat ve tahliye kararı verdi.
Tahliye edilmesi beklenen Kavala, daha önce yine tahliye kararı verilen bir başka soruşturma nedeniyle tutuklandı ve cezaevinden çıkamadı. Tutuklama kararının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, "bir manevra ile beraat ettirileceklerdi" konuşmasından sonra gerçekleşmesi, yargı erkinin, yürütme erkinin yönlendirmesiyle karar aldığı kuşkusunu güçlendiriyor.
Siyasi rakiplerin baskılanması
İktidar, siyasi alanda, demokratik yollardan mücadele etmesi gereken muhalefet liderleri ve mensuplarını yine yargı yoluyla etkisiz kılmaya çalışıyor.
Bunun son örneğini de MHP’nin CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulunması oluşturdu. Bu suç duyurusu fezlekeye dönüşüp Meclis’e gelirse ana muhalefet Lideri Kılıçdaroğlu, dokunulmazlığının kaldırılması ve yargılanması baskısıyla karşı karşıya kalacak.
Oysa, rakip liderlerin ve partilerin birbiriyle mücadeleleri demokratik ortamda, demokratik kurallar çerçevesinde ve siyasi alanda yapılması gereken bir mücadeledir. Bu mücadeleye, iktidarın nüfuz alanından tümüyle kurtulamamış yargının karıştırılması, iktidarın orantısız güç kullanması anlamına gelir.
Kılıçdaroğlu hakkında sık sık açılan büyük tutarlardaki tazminat davalarının yanında hakkında suç duyurusunda bulunulması, iktidarın siyasi muhalefeti yargı eliyle baskılamak istediğinin göstergesidir.
Aynı şekilde HDP eski Başkanı Selahattin Demirtaş ve diğer HDP yöneticilerinin de yıllardır tutuklu olması diğer örneklerdir.
İktidarın yargı üzerinden liderler ve siyasi partiler üzerinde kurduğu baskı, liderlerin ve partilerin eşit şartlarda siyaset yapmalarına engeldir.
Toplumsal muhalefet
İktidar, muhalefetteki siyasi partilere uyguladığı yöntemi toplumsal muhalefet için de kullanıyor.
Muhalif pozisyon alan sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticilerine karşı da "yargı sopası" gösteriliyor ve kullanılıyor.
Gezi eylemleri bunun en canlı örneklerinden birini oluşturuyor. Örneğin Gezi eylemleri nedeniyle Taksim Dayanışması bileşeni olarak yargılanan ve beraat eden Mücella Yapıcı, yine Gezi eylemleri nedeniyle bu kez Kavala davasında tekrar yargılanabiliyor.
Anayasal ve yasal güvence altında olan toplantı ve gösteri hakkının da emniyet güçlerinin orantısız güç kullanımıyla bastırılıyor ve arkasından yargı devreye girerek gözaltı ve tutuklamalar yapılıyor. Bu yöntem kadın cinayetlerini protesto etmek için şiddete başvurmadan yapılan bir protesto yürüyüşünde bile uygulanabiliyor.
Bu tablo Türkiye’yi insan hakları, demokratikleşme, hukukun üstünlüğü, inani gelişim sıralamasında her geçen gün bir adım daha geriye düşürüyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.10.2025
8.10.2025
24.09.2025
23.05.2022
19.07.2021
14.07.2021
5.07.2021
21.06.2021
9.06.2021
24.05.2021