Fikret Bila
Kadınlar Günü’nde dün yine geçmiş yıllardaki gibi görüntüler yansıdı Türkiye’den... Kadınlar plastik mermiyle, gazla, jopla, yerlerde sürüklenerek dağıtıldılar. Bu görüntüler Türkiye’ye yakışmıyor.
Devletler erkek değer yargılarına göre kurulmuş ve yönetilmişlerdir.
Tarihi gelişim içinde klan, aşiret, kabile düzenindeki erkek egemen yapı, liberal devlet düzenine geçişte de büyük ölçüde korunmuştur.
Dünya düzeninin erkek egemenliğine göre kurulması erkeğin kadına tahakkümünün bir sonucudur. Bu tahakküm insanlık tarihinde özel mülkiyetin ortaya çıkışıyla başlamış ve günümüze kadar gelmiştir.
Kadınlar büyük bedeller ödeyerek 1789 Fransız Devrimi’nden bu yana yürüttükleri mücadele ile kadın-erkek eşitliğinde önemli mesafe almışlarsa da toplumsal cinsiyet eşitsizliği henüz tam olarak çözülebilmiş değildir.
Doğuştan gelen bir üstünlük yoktur
Kadın ile erkek arasında doğuştan gelen bir üstünlük veya eksiklik yoktur. Erkeklerin kadın üzerinde egemenlik kurmaları ekonomik sürece dayanır ve politik bir yapıya dönüşmüştür.
"Cinsel politika" kavramı önemli feminist araştırmacılardan Kate Millett’e aittir. Milett, "Cinsel Politika" adlı eserinde cinsel politika kavramını ortaya atarken bir grup insanın başka bir grup insan tarafından yönetildiği geniş bir bakış açısı kullanır.
Millett, erkeklerin kadınlar üzerindeki iktidarını/egemenliğini anlatırken ABD’de ırklar arasındaki ilişkiyi örnek gösterir. Doğuştan gelen farklılıklarla, ırklar arasındaki ilişkide bir grubun diğeri üzerindeki baskı ve denetiminin aslında politik olduğuna dikkat çeker ve aynı ilişki biçiminin erkekle kadın için de geçerli olduğunu öne sürer.
Cinsler arasındaki ilişki tarih boyunca ezme ve ezilme ilişkisi olarak yaşanmıştır. Erkeklerin kadınlara egemenliği doğuştan bir hak gibi görülmekte ve bu iç sömürü (tür içi sömürü) düzeni ortaya çıkarmaktadır. Bu iç sömürü düzeni ırk ayırımından da sınıf ayırımından da çok daha keskin, çok daha katı ve çok daha sürelidir.
Millett politikayı "güç sahibi olmak" diye tanımlar. Topluma bakıldığında askerlik, sanayi, üniversite, bilim, politika, ekonomi, polis gücü dahil tüm güçlerin erkeklerin elinde olduğu görülür. Millett bu saptamayı ABD için söylese de aslında Türkiye dahil bütün ataerkil kökenli toplumlarda geçerlidir.
"Cinsel ideoloji" kavramı ise erkek egemenliği ve iktidarının, kadınlar dahil tüm topluma kabul ettirme çabalarının tümünü ifade eder. Sistem erkek yönetimine dayalı düzeni ideolojik olarak topluma kabul ettirmek için çabalar. Erkeğin üstünlüğünü kabul eden önyargı nedeniyle erkek üstün kabul edilirken. Kadın aşağıda bir yere konulur. Bu nedeni egemen erkek grubun ihtiyaçları ve ölçüleridir.
Liberal ideolojinin "özel alan" diyerek kadını eve kapatmasının, "kamusal alan" diyerek ev dışını erkeğe tahsis etmesinin nedeni cinsel idieoloji ve cinsel politikadır.
Kadın durumu
Catharine A. MacKinnon, "Feminist Bir Devlet Kuramına Doğru" adlı çalışmasında "eril iktidar, erkeklerin istekleri doğrultusunda şekillenir ve iktidara odaklanır" tanımını yapar.
MacKinnon’a göre, toplumsal olarak bakıldığında eril erkek egemenliği cinseldir. Toplumda cinsel bir hiyerarşi vardır. Kadınlara karşı yöneltilen şiddet, tecavüz, taciz, çocuk istismarı, pornografi erkek egemenliğinin göstergeleridir.
MacKinnon şu saptamaları yapar:
Ataerkil toplumlarda kadınlar her zaman ekonomik olarak sömürülmüş, cinsel olarak nesne haline getirilmiş, aşağılanmış, eğlence ve zevk aracı olarak kullanılmıştır. Kadınların seslerini çıkarmalarına izin verilmemiştir. Kadının toplumdaki durumu budur. Ama bunların hiçbiri erkeklere, erkek oldukları için uygulanmamıştır (siyahlar ve eşcinseller hariç). Erkekler kadınlara bütün bunları iktidar oldukları için yapmışlardır.
MacKinnon, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin devlet aygıtı henüz yokken bile aile, kabile, aşiret, hangi tür örgütlenme biçimi olursa olsun erkek iktidarını ve egemenliğini gösteren bir olgu olduğuna vurgu yapar. Sonraki aşamalarda oluşan devletin, toplumdaki bu erkek lehine hiyerarşiyi, statüyü değiştirmediğini ve bu yapının yıkılmadığını söyler.
Bu nedenle de "devlet"e sorular yöneltir.
"Cinsel politika konusunda devletin rolü nedir?" sorusunu yönelttikten sonra, liberalizmin de Marksizm’in de kadın ile devlet arasında özel bir ilişki kurmadığına belirtir. Bu soruyu soranın ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusunda devletin tutumunu gözler önüne serdiğini, ancak toplumsal cinsiyet hiyerarşisindeki rolünü incelemediğinin altını çizer ve sorar:
Devlet kadının ezilmişliği üzerine mi kurulmuştur?
Bu sorunun yanıtı "evet"tir.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün kaynağı da bu yanıttır.
Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.10.2025
8.10.2025
24.09.2025
23.05.2022
19.07.2021
14.07.2021
5.07.2021
21.06.2021
9.06.2021
24.05.2021