Gülay GÖKTÜRK
"Türk sorunu" çıkmıyorsa, yaratmak...
20.02.2013
3009
Türkiye'de epeyce bir zamandır, Kürt sorununu çözme gayretlerinin "Türk sorunu" yaratacağı uyarısında bulunup duranlar var.
Onlar söyleyip duruyor ama Türkler'in bir türlü "Türk sorunu" çıkarttıkları yok! Anlaşılan sonunda beklemekten bıkıp bir türlü çıkmayan "Türk sorunu"nu kendi elleriyle çıkartma yoluna gittiler. Bence Sinop böyle bir denemedir.
Karakol baskını sökmeyince
Geçmişte barış görüşmelerini sabote etmek isteyenlerin ilk denedikleri şey bir karakol baskınıyla yüksek sayıda askeri şehit etmek olurdu. Ama aynı provokasyon türünü o kadar çok kullandılar ki artık işlemez oldu. Artık bu tür katliamlar hem Türk hem de Kürt kitlelerinde savaş değil, barış arzusunu kışkırtıyor. Yani provokatörün işine yaramıyor.
O zaman, Kürtler'le Türkler'i birbirine saldırtmaya çalışmak denenmelidir. Madımak türü facialar hedeflenmeli, kışkırtılmış şoven milliyetçilikten medet umulmalıdır...
Bunun için en uygun yer nedir? Rahip Santoro cinayeti, TAYAD'lılara saldırı, Ahmet Türk'ün yumruklanması gibi olaylar nedeniyle, "Türk sorunu"nu saldırganlığa dönüştürmeye en iyi aday olarak görülen Karadeniz Bölgesi...
Polisin tutumu incelenmeli
Provokasyon her zamanki gibi, bu defa da "geliyorum" diye diye gelmiş. İmralı sürecini anlatmak üzere Karadeniz turu düzenleyen HDK heyetinde yer alan BDP'li Sırrı Süreyya Önder'in anlattıklarına göre, şehirde günler öncesinden bildiriler hazırlanıp dağıtılmış, tek örnek pankartlar yapılmış, ev ve iş yerleri bayraklarla donatılmış, hatta CHP'li Belediye Başkanı Baki Ergül de "Huzurumuzu niye bozuyorlar"demiş. Önder, olaylar sırasında polisin saldırganlara aşırı tolerans gösterdiğini özellikle vurgulamış.
Bu son nokta önemli. Zira çözüm süreci güçlü bir hükümet politikası olarak yürütülürken, hükümetin emrinde olması gereken emniyet kuvvetleri içinde saldırganlara karşı toleranslı bir tutum ortaya çıkması sürecin geleceği açısından ciddi bir zaaf oluşturur.
Dolayısıyla Sinop provokasyonunun arka planı, kimler tarafından nasıl kotarıldığı, derin yapılarla bağlantıları olup olmadığı ortaya çıkarılmazsa "Türk sorunu" çıkması özlemiyle yanıp tutuşanların, İmralı süreci boyunca daha fazla Sinop'lar örgütlemesi ve bu saldırıları Madımak'lar düzeyine sıçratmak için daha geniş kitleleri tahrike yönelmesi sürpriz olmaz.
Karadeniz seçimi: Yangına körükle gitmek
Öte yandan, BDP'lilerin de İmralı sürecini halka anlatmak için yürüttükleri çalışmaya Karadeniz Bölgesi'nden başlamasının doğru olup olmadığını bir kez daha değerlendirmeleri gerekir.
Elbette, her siyasi partinin faaliyet alanı bütün Türkiye'dir ama özellikle bu kadar kritik bir süreçten geçerken, kampanyanın şoven Türk milliyetçiliğinin en güçlü olduğu bir bölgeden başlanması yangına körükle gitmek değilse nedir
?
Karakol baskını sökmeyince
Geçmişte barış görüşmelerini sabote etmek isteyenlerin ilk denedikleri şey bir karakol baskınıyla yüksek sayıda askeri şehit etmek olurdu. Ama aynı provokasyon türünü o kadar çok kullandılar ki artık işlemez oldu. Artık bu tür katliamlar hem Türk hem de Kürt kitlelerinde savaş değil, barış arzusunu kışkırtıyor. Yani provokatörün işine yaramıyor.
O zaman, Kürtler'le Türkler'i birbirine saldırtmaya çalışmak denenmelidir. Madımak türü facialar hedeflenmeli, kışkırtılmış şoven milliyetçilikten medet umulmalıdır...
Bunun için en uygun yer nedir? Rahip Santoro cinayeti, TAYAD'lılara saldırı, Ahmet Türk'ün yumruklanması gibi olaylar nedeniyle, "Türk sorunu"nu saldırganlığa dönüştürmeye en iyi aday olarak görülen Karadeniz Bölgesi...
Polisin tutumu incelenmeli
Provokasyon her zamanki gibi, bu defa da "geliyorum" diye diye gelmiş. İmralı sürecini anlatmak üzere Karadeniz turu düzenleyen HDK heyetinde yer alan BDP'li Sırrı Süreyya Önder'in anlattıklarına göre, şehirde günler öncesinden bildiriler hazırlanıp dağıtılmış, tek örnek pankartlar yapılmış, ev ve iş yerleri bayraklarla donatılmış, hatta CHP'li Belediye Başkanı Baki Ergül de "Huzurumuzu niye bozuyorlar"demiş. Önder, olaylar sırasında polisin saldırganlara aşırı tolerans gösterdiğini özellikle vurgulamış.
Bu son nokta önemli. Zira çözüm süreci güçlü bir hükümet politikası olarak yürütülürken, hükümetin emrinde olması gereken emniyet kuvvetleri içinde saldırganlara karşı toleranslı bir tutum ortaya çıkması sürecin geleceği açısından ciddi bir zaaf oluşturur.
Dolayısıyla Sinop provokasyonunun arka planı, kimler tarafından nasıl kotarıldığı, derin yapılarla bağlantıları olup olmadığı ortaya çıkarılmazsa "Türk sorunu" çıkması özlemiyle yanıp tutuşanların, İmralı süreci boyunca daha fazla Sinop'lar örgütlemesi ve bu saldırıları Madımak'lar düzeyine sıçratmak için daha geniş kitleleri tahrike yönelmesi sürpriz olmaz.
Karadeniz seçimi: Yangına körükle gitmek
Öte yandan, BDP'lilerin de İmralı sürecini halka anlatmak için yürüttükleri çalışmaya Karadeniz Bölgesi'nden başlamasının doğru olup olmadığını bir kez daha değerlendirmeleri gerekir.
Elbette, her siyasi partinin faaliyet alanı bütün Türkiye'dir ama özellikle bu kadar kritik bir süreçten geçerken, kampanyanın şoven Türk milliyetçiliğinin en güçlü olduğu bir bölgeden başlanması yangına körükle gitmek değilse nedir
?
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015