Gürbüz ÖZALTINLI
Başlığın tumturaklı olduğuna bakmayın. Birazdan okuyacağınız “teori”, küçük, mütevazı bir masanın gevezelikleridir. Belki o masaya da dışarıdan, birimizin cebinde gelmiştir. Bizim bir masamız var Ankara’da. Sokak-akademi sentezi bir şey. Sokaktan gelen Ömer’i (soyadının bilinmesini istemez) dinlerken akademiyi; Mithat’ı (Sancar) dinlerken sokağı işitir gibi olursunuz. Ters çalışır bizde sesler. Ters, ama çok çalışır. Mithat’ı da Ömer’i de susturamazsınız. Eh haksızlık etmeyeyim, bir o kadar dil de bende var. Söz aslanın ağzında yani. Bir de Yaşar’ımız var masada. Onu tanıyorsunuz zaten önceki yazılardan. Sökmensüer. O, siyasal “kuramlara” pek bulaşmaz. Aşk, şiir ve stil uzmanıdır. Sıkılınca öldürsen durmaz çeker gider. Son eleman kendisini “şair, eski mebus!, spor yazarı ve avukat” olarak tanıtmaya bayılır. Onu da kuşkusuz tanırsınız. Akif Kurtuluş. Beni Taraf’ta yazmaya ikna edip kendisi toz olan arkadaşım. Şimdi roman yazıyormuş, “teorilerimize” bulaşmıyor bu aralar. Ankara’ya geldiğinde Fuat (Keyman) hocamızı da ağırlarız. O daha seçkin bir ekol tabii. Sayınca fark ettim, fena da masa değil yani, hava atmaya değer. Ama sanmayın şahane anlaşıyoruz. Katiyen. Mesela seçimlerde Mithat gitti BDP blokuna oy kullandı. Ben tereddütsüz vermedim onlara.
Bu asık suratlı konuya bu kadar light bir girişi yadırgamışsınızdır. Olabilir. Ben de yadırgadım ama, kalem öyle yürüdü işte. Bir de; bu masayı tanıtmasam hem size hem de masa elemanlarına haksızlık olacaktı. Telif diye de bir şey var.
Teorimiz şöyle başlıyor: Türkiye Kürtleri üçe ayrılırlar. Bir: Cumhuriyet’in başarıyla asimile ettiği ve bunu başardığı için de iştahının kabardığı grup. Bunlar, Kürt kimliği üzerine iddiası olmayan, ezici çoğunluğu batıda yaşayan, göç sürecinde önce entegre, ardından asimile olmuş Kürtlerden oluşur. Aralarında Türk faşistlerine dahi rastlanır. Hani devletin talim terbiyesinden geçmiş “düz” vatandaşların dönüp dönüp “bu Kürtler ne istiyorlar, bu ülkede her yere gelebiliyorlar”dedikleri Kürtler bunlardır. Onlar, hakikaten dışişleri bakanı, reis-i cumhur, (hatta sanatçı) bile olabilirler. Ümit Fırat’ın harika sözüyle; “ama Kürt olamazlar”. Cemal Aga (Gürsel), Hikmet Çetin böyle şöhretlerdir.
İkinci grup Kürtler, Kürt kimliğini muhafaza eden, asimilasyoncu politikaların farkında olan, tepki veren, ancak etnik kimlik kadar dinî, sınıfsal kimlik unsurlarını da önemseyenlerden başlayıp, demokratik vasıflardan çok uzak olduğu için PKK’yı reddeden laik demokratlara kadar uzanan, çok geniş ve oldukça heterojen bir kesimden oluşmaktadır. Ezici çoğunluğuyla AKP üzerinden temsil edilmektedirler. PKK’nın totaliter gücüyle baş başa kalmayı istemediklerini, Türkiye’den kopmanın yararsız ve ağır sonuçları olacağını düşündüklerini varsayabiliriz. Bu grup, entegrasyonpolitikalarının sosyolojik tabanını oluşturmaktadır.
Üçüncü grup ise, etnik kimliği her şeyden daha fazla önemseyen, kendi kendilerini yönetmeyi katı bir siyasal hedef olarak benimsemiş, kendilerini Kürt milli kimliği inşasının taşıyıcısı olarak kabul eden; hakikaten 30 yıldır ağır bedeller ödemiş olan kesimdir. Hedefleri için savaşmayı meşru bulur. Ölür, öldürür. Bu grup ise, PKK tarafından temsil edilmektedir.
Yani, PKK; evet, şiddeti temel araç olarak kullanan bir örgüttür. Evet; totaliter, katı hiyerarşik, Stalinist bir örgüttür. Ama PKK bunların yanında ve ötesinde bir şey dahadır: PKK bir Kürt sosyolojisidir.
Aşağı yukarı sayıca birbirine eşit olduğunu varsayabileceğimiz bu gruplandırma gerçeğe temas ediyorsa, buradan bir yerlere doğru ilerleyebiliriz.
Cumhuriyet, bütün Kürtleri ilk gruba sokabileceğini zannetti. Geride aşağılık bir zulüm tarihi ve derin bir hayalkırıklığı bıraktı. Bunu geçiniz. O politika, savunucularıyla birlikte hak ettiği yere gitti.
Şimdi eğer, diğer üçte birlik sosyolojiye ve merkezî iktidarın şiddet gücüne dayanarak son üçte biri de tam entegrasyoncu yaparız diye düşünürlerse bugünün stratejisini çizenler, ağır yanılırlar. Nasıl Cumhuriyet üçte ikiyi asimile edememişse, bugünün karar vericileri de kalan üçte biri tam entegrasyoncu yapamaz.
Fakat şunu söylemeliyim: Amaç da bu değil kanımca. Bu dolaylı olarak deklare ediliyor ve ben buna inanıyorum. Hükümete yol çizen derin akıllar, PKK’nın “terör örgütü” olduğu kadar geniş ve dayanıklı bir sosyoloji olduğunu iyi biliyorlar.
O nedenle 90’lara mı dönüyoruz endişesi abartılıdır.
Sanırım, daha entegrasyoncu; merkez-yerel dengesi yeniden kurulurken iplerin elden kaçmadığı bir barış masası yaratılmak isteniyor. Entegrasyoncu üçte birin de PKK’ya teslim edilmesi düşünülemez elbette. Bu nedenle, PKK’nın davet ettiği savaşa devlet ölçüyü kaçırarak girdi.
Bu “ölçü” meselesi çok önemli. Söz KCK’ya geliyor. Bu hafife alınacak bir politika sapması değildir. Çok tehlikeli bir otoriterleşme üretmektedir. Açık açık yüksek sayılarda siyasetçi (gerilla değil)tutuklanmaktadır. Orada da kalmamakta, akademisyene, yazara sıçramaktadır.
Kullanılan dile baksanıza. Basına ayar vermekle başlayan, kamuoyuna dönüp “operasyonlara karşı olmak KCK savunuculuğu yapmaktır” diyebilen bir tehdit dili belirdi. Bu dil kabul gördükçe bütün siyaset zemini zehirlenir. Bunu önemsemeyenlere şaşırıyorum. Bush’un bizden olmayan karşımızdadır söyleminden bu çizginin farkını birisi çıksın anlatsın da öğrenelim biz de.
Şunu söylemek isterim: (Artık çoktan masadan koptum. Farkındasınız, coştum “ben ben” diye konuşuyorum.) Önce 12 Eylül referandumu, ardından genel seçimlerin ezici sonuçları, YAŞ, istifa eden paşalar derken geldiğimiz yeri iyi okumamız gerekir. Bütün siyasal süreçleri, AKP’nin temsil ettiği değişim ile askerî vesayetin çekirdeği ordu arasındaki sert mücadele filtresinden okuma koşulları eskimiştir. Bazı statü artığı yazar çizer takımının Kürtler üzerinden AKP’yi sıkıştırmaya çalıştığını görmüyor değiliz. Ama bunun artık önemi yok... (Dedim ve yerim tükendi.)
Haftaya konuya masadan devam. Masamıza da bekleriz...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023