Gürbüz ÖZALTINLI
Taraf gazetesiyle başlayan, serbestiyet.com, Yeni Yüzyıl ve Karar gazeteleriyle sürerek bugüne gelen yazarlık maceramda kendi performansımı değerlendirmeye kalksam, en gönül rahatlığıyla söyleyebileceğim cümle “açık sözlü” bir yazar olduğumdur. Dolayımlara, imalara, light yönlendirmelere, ağız içi baklalara yatkın değilim. Bunu da övünülecek bir üstünlük olarak görmüyorum. “Ağızda bakla” metaforunu araya sıkıştırdığıma bakarak, sözünü daha sakınmalı, daha örtük söyleyenleri eleştirdiğim sanılmasın. Bütün içtenliğimle belirtmeliyim; belki de o tutum daha işlevsel, daha anlamlıdır. Ulaşılmak istenen kesimlere daha uygun, onların duygularını daha iyi yakalayan, özdeşlik kurma ihtiyaçlarına daha iyi cevap veren bir üslup olabilir sözü imalar üzerinden kurmak. Açık sözlülüğün göze batan bir çiğ ışığı vardır ve kutuplar üstü durmaya çalışanlardan daha çok fanatik yandaşlığın yöntemidir belki. Bunları gerçekten bilmiyorum.
Anayasa tartışmasında da üst üste yazılar kaleme aldım. İlki 13 Ocak tarihinde “Muhafazakarların sınavı: Anayasa Taslağı” başlığını taşıyor. Onu takip eden 9 yazının da tamamı anayasa tartışması üzerine ve hepsi neden “Hayır”ın tercih edilmesini istediğimin gerekçeleriyle yüklü. Yani açık bir “hayır”cıyım…
Bu yazının konusu “neden hayır” ı tartışmak değil. Onu yazacağım kadar yazdım kendimce. Bu yazının konusu, bir “Hayırcı” penceresinden memleketin manzarası ve adalet duygusu üzerine kısa bir sorgulama.
Kendimce, en göze batanından başlayayım.
Ben bu derece vıcık vıcık popülizme batmış bir kampanyaya bugüne kadar tanık olmadım. İslam kimliği, şehitlik, milliyetçilik, Batı düşmanlığı … Bunca malzeme bu kadar üst üste yığılarak çiğ bir hamasetle istismar edilmemişti hiç.
Popülizm sadece kızgınlıkları, yüz yıldır birikmiş eziklik, yetersizlik duygularını kaşımaktan ibaret de kalmadı. Ekonomik kararlara da yansıdı. Tam bir rüşvet siyaseti girdi devreye. Muhtarların SGK primlerinin ödenmesinden, güzellik uzmanlarının insan bedeniyle ilgili işlemleri yapmasının önündeki engelleri kaldıran kararnameye; bazı mallardan ÖTV alınmasını Nisan sonuna kadar kaldıran kararın Ekim sonuna uzatılmasından,vergi ve sigorta borçlarının yapılandırılmasının da yeniden yapılandırılmasına; sağlık güvencesi kapsamında olmayanların gelir testinin kaldırılmasıyla aylık 53 liraya güvenceye kavuşturulmasına, bu parayı da ödeyemeyecek olanlarınkini devletin ödemesine; istihdam seferberliği adı altında 700.000’i aşkın insana iş sağlanmasından, torun bakan babaannelere maaş ödenmesine kadar irili ufaklı “müjdeler” yağdı üstümüze… Muhakkak unuttuklarım da vardır. Bu açıdan bakınca, halkımız için oldukça bereketli bir kampanya yaşandı!
Bunlar eskilerde kaldı zannediyorduk. Öyle değilmiş… Eskilerde kaldığını umduğumuz diğer pek çok şey gibi.
Mesela, cumhurbaşkanlığının parti başkanı olarak yürütüldüğü (Atatürk ve İnönü) dönemler tek parti rejiminde kaldı ve Ak Parti hareketi bu geleneği yıkmak için yola çıktı zannedenler şimdi o rejimlerin yeni anayasanın savunulmasında referans gösterilmesine tanık oluyorlar.
Bunlar işin bir yanı. Diğer yanında da ölçüsü kaçmış bir “haksız rekabet” var. Kamu kurumları seferber. Her yerde “açılış törenleri” … Türkiye yeniden açıldı desek yeridir. Haber kanallarını izleyenlerdenim. Bir tek gün geçmedi ki o gün, iki bazen üç kere Binali Yıldırım’ın, Tayyip Erdoğan’ın en yüksek perdeden seslerini duymamış olayım. İstanbul’da dört gün geçirdim. Avuç içi kadar uygun bir yer var da afişlenmemiş olsun… Fakat daha kör gözüm parmağına bir adaletsizlik yaşandı farkındaysanız. Televizyon şirketlerini tarafların propagandalarına eşit yer vermeye zorunlu kılan düzenleme, Olağanüstü Hal Kararnamesi ile kaldırıldı.Böyle bir konunun OHAL Kararnamesi ile düzenlenmesinin hukuki ve ahlaki dayanaklarını söyleyebilecek bir tek kişi çıkar mı acaba? Sonuçta tüm medyada, karşılaştırılması imkânsız bir “evet” propagandası ağırlığı oluşturuldu.
Meclis’teki bir partinin bütün seçilmiş etkili isimlerinin cezaevinde, belediyelerinin ise kayyım elinde olmasından bahsetmiyorum bile.
Bu sahne bile kendi başına, bütün gücün tek elde toplandığı bir devlet yönetiminin bize ne vadettiğini anlatıyor.
Uzatmayacağım.
Kısa bir hatırlatmayla bitiyorum.
Olabildiğince medyayı; önemsediğim yazarları izlemeye çalıştım. Bir listem var. Bu listede benim gibi “hayır” diyeceğini açık biçimde deklare eden Ali Bayramoğlu, EtyenMahçupyan, Fırat Erez gibi isimlerin yanında, yazılarından çıkarttığım sonuç yanlış değilse; Alper Görmüş, Oral Çalışlar, Cennet Uslu, Vahap Coşkun gibi isimler yer alıyor… Atladıklarım vardır belki…
Bu isimlerin şöyle ortak bir yanları var ve bu bence kayda değer: Saydıklarımın tamamı Ak Parti’nin 2002 yılında hükümeti kurmasından sonra… 1) Askeri vesayetle giriştiği mücadelede kayıtsız koşulsuz ve tereddütsüz hükümetin yanında yer aldılar. Yıllara yayılan bu süreçte, “Cumhuriyet Mitingleri”nden, e- muhtıraya; Cumhurbaşkanlığı seçiminden, Ak Parti’yi kapatma davasına kadar her önemli çatışmada Ak Parti yanında durdular. Ergenekon- Balyoz davalarında belki de zaman zaman “kullanışlı aptallar” durumuna da düşerek seçilmiş hükümete darbe planladığını düşündükleriyle mücadele ettiler.2) Kürt sorununun çözümü yönünde Erdoğan’ın barış politikalarına yönelişinde, bütün statü güçlerinin (CHP, MHP, Askeri/sivil bürokrasi) saldırıları karşısında ona tereddütsüz, açık bir destek verdiler. 3) Gezi patladığında süreci nesnel değerlendirmeyi önemsediler. Büyük bir seküler gövdeyi hızla Ak Parti karşıtlığına sürükleyen bu süreçte Erdoğan siyasetine eleştiri ve uyarıları oldu. Fakat, iktidarın meşruiyetini ve eylemlerin aldığı yönün kabul edilemezliğini göz ardı etmediler.Devirmeci siyasete karşı tavır aldılar. 4) 7 Şubat 2012’de açıkça rengini belli eden, 17-25 Aralık’ta çok sert ve iddialı bir hamle yapan; sonunda da 15 Temmuz’da silaha sarılan Gülenist çetenin her hamlesinde yine tereddütsüz, apaçık Hükümet’in yanında yer aldılar; “yolsuzluk, hırsızlık”vs üzerinden darbeyi görmezlikten gelen çevrelerle; aslında içinden geldikleri mahalleyle kavga ettiler.
Bu isimler bunları neden yaptı? Cevap basit. Onlar hiç İslamofobik olmadılar. Onların kapısını Kemalist ideoloji çalmadı. Onlar kimlik siyasetinin tuzağına düşmediler. Şiddete karşı meşruiyetçi oldular. Politik süreçleri demokrasi bağlamında anlamlandırmayı, taraf olurken demokrasiye yönelmeyi önceledikleri için böyle davrandılar.
Şimdi bu isimleri birleştiren bir kırılma noktasından daha geçiyoruz.
Bu anayasaya “Hayır” diyorlar… Küçücük, kısacık bir liste… Ama, kanımca boyundan büyük bir şey anlatıyor bize.
Bu da tarihe düşülmüş bir kayıt olsun…
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023