Hadi ULUENGİN
PARİS’te yaşayan Yunanlı bir arkadaşım var. İrena’yla yakınlığımız tarihe uzanır.
Ne Kıbrıs, ne Çardak, ne de “it dalaşı” aramıza kara kedi sokabildi.
Neyse, bir müddet önce karşılaştığımızda “dinle kardiya-mu” diye üzerime atladı.
Sonra da yarı şaka, yarı ciddi, “sizden kurtulduğumuzu zannediyordum ama işte bizi yine fethettiniz” deyip hızlı hızlı anlatmaya başladı.
***
MEĞER Atina’ya gitmeden önce randevularını Türk dizilerine göre ayarlıyormuş.
Kime telefon etse “o saatte olmaz” cevabını alıyormuş. “Muhteşem Yüzyıl”a, “Aşk-ı Memnu”ya yahut başka bir “made in Turkey” prodüksiyona bakacaklarını söylüyorlarmış.
Sonra da ekledi: “Tavernalar dâhil bütün şehirde hayat duruyor. Akropol yıkılsa ekranın önünden kalkmayacaklar. De vre kardiya-mu, bunun adı fetih değil de nedir?”
***
TAHMİN etmişsinizdir, yukarıdaki anekdotu Başbakan Erdoğan’ın aynı “Muhteşem Yüzyıl”dizisine ilişkin olarak yaptığı son “muhteşem” (!) çıkıştan dolayı anlattım.
İnanılacak gibi değil! Diyelim ki senaryoyu eleştirdi. Hadi bir derece kadar amenna!
Fakat “cezaî müeyyide” (!) için yargıçları göreve çağırmasın ne buyrulur?
Bu nasıl bir otoriter zihniyettir! Bu ne menem bir zaptî anlayıştır!
Her filmin, her müziğin, her kitabın Jdanov veya Goebbels’ten cevaz aldıktan sonra yayımlanabildiğiStalin Rusya’sında yahut Hitler Almanya’sında mı yaşıyoruz?
Artık ekran yapıtları bile iktidar önderinin tarih anlayışına göre mi vizyona girecek?
Üstelik Başbakan’ın efsane kıldığı o tarih anlayışından bakıldığı takdirde bile, gerçeği ister yansıtsınlar, ister çarpıtsınlar, dizileri aforoz etmek değil öpüp başa koymak gerekiyor!
***
EVET, öpüp başa koymak gerekiyor, çünkü İrena Yunanistan’daki “Türkomania”yı kastederek“fetih” ifadesini kullanırken aslında doğru bir olguyu vurgulamış oluyordu.
Eğer Orta Doğu’dan Orta Asya’ya ve Mağrip’ten Balkan’a Türk prodüksiyonları seyreden insan sayısı yüz elli milyon civarında hesaplanıyorsa, bu, muazzam bir başarıdır!
Hadi “emperyal kültür” gibi belki abartılı kaçacak bir deyimi kullanmayayım.
Fakat şu kesin ki birer “popüler kültür” yansıması olarak oralara giden yerli yapımlar sihirli kutudaki kurgunun, senaryonun, entrikanın haydi haydi ötesine taşıyorlar.
Bütün altyapısıyla ve bütün bilinçaltıyla bir Türkiye ve Türklük imajı şırıngalıyorlar.
Arabî çocuklar çat pat Dede Korkut lisanı öğrenmeye başlıyorlar; Suudi kadınlar kocalarını veya sevgililerini seçmek özgürlüğüne sahip Türk kadınlarına imreniyorlar; Kazak veya Arnavut aileler de ilk fırsatta dizideki Antalya otelinde tatil yapmaya hevesleniyorlar.
Ve bunun adı bir anlamda, Helen arkadaşımın zikrettiği o “fetih”in ta kendisidir!
***
NİTEKİM hatırlatayım. 2. Savaş bitiminde ABD “Marschal Planı”yla Avrupa’ya yardım akıtırken tek, ama tek bir şart koşmuştu: Sinemaların Hollywood filmlerine açılması!
“Amerikan hayat tarzı”nın Yaşlı Kıta’ya sirayet etmesi bu sayede başladı ve sürdü.
Hiçbir Beyaz Saray önderi de “Rüzgâr Gibi Geçti”nin senaryosunda İç Savaş tahrif ediliyor diye kıyameti kopartmadı. Hele hele yargıyı göreve çağırmayı asla düşünmedi.
Aksine, içerik ve şekil ne olursa olsun “kültürel fetih”e zemin yarattığı içindir ki “beyaz perde serbestîsi” Washington’un hür ticaret kavramında hep birinci ilkeyi oluşturdu.
Blucin pantolon James Dean, rock müzik de Elvis Presley imajıyla tahakküm kurdu.
Eh, şimdi ekran dizileri sayesinde “at üstündeki ecdâdın” bile fethedemediği yerlerin “fethi”ne (!) imkân doğmuşken sen kalk otoriter bir ceberutlukla “tarih zaptiyesi” kesil!
O tarihe mi yanayım, yoksa liderini böyle bir zihniyetle donatan talihe mi yanayım?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015