Hadi ULUENGİN
YARIN oyumu tabii ki HDP adayı Selahattin Demirtaş’a vereceğim.
Üstelik ismi açıklandığı andan itibaren de başka hiç kimseyi düşünmedim.
Hayır, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu beğenmediğimden falan değil...
Tam tersine, CHP ve MHP’nin son derece isabetli bir tercihle saptamış olduğu bu bilge, bu makul ve bu faziletli şahsiyete karşı çok büyük hürmet ve sempati besliyorum.
Nitekim de şayet 24 Ağustos’ta tekrar sandığa gidilecekse ve Erdoğan’ın karşısındaki rakip de eski İKÖ Genel Sekreteri olacaksa, yine tabii ki ikincisini destekleyeceğim.
Zaten ilk turda muhalif oyların bölünmesi AKP liderine yarayacak olsaydı, gerçekçi davranıp yarın da pusulayı daha şanslı saydığım İhsanoğlu’na atacaktım. Ama bu riziko yok!
Dolayısıyla Demirtaş’a gönül rahatlığıyla ve gözüm arkada kalmadan oy atabilirim.
***
ALNIM ak, Kürt meselesine ilişkin olarak ve haniyse yarım yüzyıldır hiç tavizsiz ve hiç yalpalamasız hep aynı dürüst ve samimi yerde durdum. Bugün de oradayım.
Ve bu duruş Selahattin Demirtaş’ı desteklemeyi vicdani, ahlaki ve siyasi açılardan mutlak bir yükümlülük kılıyor.
Vicdani ve ahlaki, çünkü HDP adayı etnik kimlik itibariyle bütün bir Cumhuriyet tarihi boyunca o kimliği hayasızca inkâr edilmiş Kürt ve Zaza aidiyetle bütünleşiyor.
İnanç kökeni itibariyle de imani değerleri yine daima horlanmış Aleviliği temsil ediyor.
Dolayısıyla da mağdurdan yana olmak terbiyem ve kültürüm sözkonusu Cumhuriyet tarihinde ilk kez yukarıdaki kimlik ve aidiyetlerin hâkim ulus ve mezheple eşitlenmesini talep edenDemirtaş’ı can-ı gönülden desteklemeyi vicdani ve ahlaki bir zorunluluğa dönüştürüyor.
Artı, somut siyaset, hatta realpolitik refleks de yine aynı zorunluluğu dayatıyor.
***
ÖYLE, çünkü HDP adayının varlığı ve söylemi aynı zamanda Kürt milli hareketininTürkiyelileşmek açısından bugüne dek attığı en hayati, en önemli ve ciddi adımı oluşturuyor.
Zaten aslına bakarsanız, eşit yurttaşlık hukuken ve fiilen sağlandığı takdirde PKK ve Apo dâhil o milli hareket baştan beri ve hiçbir zaman TC’den ayrılmak hedefini gütmedi.
Azamiyetçi talepler makul bir orta yolda buluşmanın stratejik ve taktik varyantlarıydı.
Selahattin Demirtaş da kampanya sırasında kullandığı birleştirici retorikle sanıyorum ki buTürkiyelileşmek azmini artık “düşmana” (!) bile ispatladı. Hiç olmazsa önyargıyı kırdı.
Ve eski Diyarbakır milletvekili bunu kendisini Türk hissedenlerin ağzına bir parmak bal çalarak onları kandırmak amacıyla yapmadı. Samimiyetinden kuşku duymak iftiracılıktır.
Demirtaş yukarıdaki eşit yurttaşlığın sağlanması, yani çözüm sürecinin mutlu sona ulaşması kaydıyla Kürt milli hareketinin kader birliği rotasında ilerleyeceğini vurguladı ki, işte tam burada da siyasetin pragmatik bir aşamasına sıçramış oluyoruz. Şunu kastediyorum.
***
HDP adayı yarın ne kadar çok oy alır ve ne denli yüksek performans gösterirse, sözkonusumutlu sona yaklaşmak şansı ve ihtimali de o kadar yükselmiş olacaktır.
Zira zaten çözüm sözü vermiş bir Erdoğan şayet Cumhurbaşkanı seçilirse, Demirtaş’ın böyle bir performansı karşısında mızıkçılık yapmak marjını bayağı bayağı yitirecektir.
Artı, Selahattin Demirtaş’ın artış oranı aynı zamanda, eğer Recep Tayyip Erdoğan sözünde durursa bizzat yeni Çankaya liderinin de elini dolaylı yönden güçlendirecektir.
Çözüm istemeyenlere “bu kadar destekleri var, mecburuz” demek hakkı doğacaktır.
Başka bir deyişle, ortak ülkemizin hayat memat meselesi olan ve kendi dinamiğinde tüm Türkiye’yi şimdiki AKP liderine rağmen bile demokratikleştirmek kıvılcımları barındıran Kürt sorununun çözümü, HDP adayının alacağı oy oranıyla yakından ilişkilidir.
Ben yarın sandığa Demirtaş adını yazan pusulayı atacağım ki, hayırlı olsun!
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015