Hadi ULUENGİN
MALÛM, Jules Ferry Fransız tipi laikliğin ve cumhuriyetçiliğin hem en ünlü Papa’sı, hem de en meşhur ideologu sayılır. Namı kendi ülkesinin sınırlarına sığmaz.
İşte o Mösyö Ferry, Paris Meclisi 28- 30 Temmuz 1885 tarihli oturumlarda Fransa’nın sömürge politikalarını tartışırken aynen şöyle buyurmuştu:
“Açık konuşalım… Üstün ırklar aşağı ırklara karşı hak sahibidir.
Biz bu hakka sahibiz, zira üstün ırk olarak onları uygarlaştırmakla yükümlüyüz.”
Eh, buradan itibaren çok fazla ilâve edecek bir şey kalmıyor.
***
KALMIYOR, çünkü kendini “üstün ırk” addeden Fransız politikacı “aşağı ırkları uygarlaştırmaktan” söz ederken aslında 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren hemen bütün Batı’yı belirleyen “zamanın ruhunu” dile getirmekten başka bir şey yapmıyordu.
Yani sosyal Darwinizmi, aydınlanma düşüncesini ve Hıristiyan hümanizmasını harmanlayan modern sömürgeciliğin ana fikrini ve esas mazeretini ifade etmiş oluyordu.
“Beyaz adam”ın bu vehmini de “seküler misyonerlik” diye tanımlamak gerekiyordu.
Zaten aynı tarihlere uzanan ve İngiltere’de, Hollanda’da, Belçika’da, hatta denizaşırı yarışa çok daha sonra katılmış Almanya ve İtalya’da gündeme gelen tartışmalara baktığımız takdirde kolonyalizm yanlılarının daima bu tema etrafında argüman geliştirdiğini saptıyoruz.
Fakat toptan suçlamadan da kaçınalım. Zira şiddetle karşı çıkanlar da eksik değildi.
Nitekim cumhuriyetçilikte ve laiklikte Jules Ferry’yi aratmayan ve sonra başbakan da olan Georges Clemenceau yukarıdaki oturumda muhatabına şu sözlerle cevap vermişti:
***
“ÜSTÜN ırklar mı? Aşağı ırklar mı? (…) İtiraf edeyim ki ben herhangi bir insana veya medeniyete ‘aşağı’ demeden önce iki defa düşünüyorum.
Barbar dediğiniz halkların nasıl dize getirildiğine bir bakın. Muzafferin mağduru oluk oluk kan akıtarak ve sayısız cürüm işleyerek ezdiği bir şiddet silsilesi göreceksiniz.
Avrupalının oralara götürdüğü, hattâ işine geldiğinde zorla dayattığı alkol ve uyuşturucu da işin cabası ki, konuya hiç girmeyeyim daha iyi… İşte sizin uygarlığınız!”
***
GÖRÜLDÜĞÜ gibi bu olağanüstü ve tarihî konuşmaya da ekleyecek bir şey yok…
“Kaplan” lâkaplı eski başbakan anti-kolonyalist mücadelenin tutuşmasından üççeyrek asır önce ve üstelik de zamanın ruhunu belirleyen akıntıya kürek çekerek, bizzat sömürgeci devletin meclisinde o anti-kolonyalist söylemi en zirvesine ulaştırıyor ki, ölmüş ruhuna şapo!
Zaten “medeniyet götürmek” iddiasındaki Ferry’nin hemcinsleri kadar olmasalar dahi Clemenceau’nun görüşlerini paylaşanlar da Avrupa’da göreceli bir akım oluşturuyordu.
Meselâ İngiltere’de başta Richard Cobden, hatta sosyal-Darwinciliğin babası sayılan Herbert Spencerbile dâhil, özellikle liberallerin radikal kanadı sömürgeciliği reddediyordu.
Emperyalizm anavatanı olduğu için bu muhalefeti bilhassa kaydetmek gerekiyor.
Her neyse…
***
HER neyse, çünkü yine malûm, yukarıdaki anti-kolonyalistler “beyaz adam”ın kendi kendine vehmettiği “uygarlaştırma” misyonuna karşı hiçbir yerde galebe çalamadılar.
Tekrarlamak lüzumsuz, insanlık sonsuz acılara mal olan bir sömürgecilik tarihi yaşadı.
Tamam da, sözkonusu olgu aynı “beyaz adam”ı ilelebet suçlu sandalyesine mahkûm etmek ve sonCharlie Hebdo kıyamından sonra tekrar ısıtıldığı gibi, Müslüman Âlemin travmasını daima o sömürgeciliğe bağlamak için bir gerekçe ve bir mazeret oluşturuyor mu?
Hayır ve asla!
Cevabın neden “hayır” ve “asla” olduğunu yarın açıklamaya çalışacağım.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015