Hadi ULUENGİN
SİZİN bu yazıyı Çarşamba günü saat kaçta okuyacağınızı bilemiyorum.
Fakat şayet gazeteyi sabah ondan sonra elinize alırsanız Yunanistan krizinin hangi aşamaya tırmanmış olduğunu zaten kesin olarak öğrenmiş olacaksınız.
Zira Atina’nın Washington saat ayarıyla Salı geceyarısına kadar IMF’ye olan borcunun 1,6 milyar dilimini ödemesi gerekiyor.
Bu da Türkiye saatiyle akrebin on üzerinde duracağı noktaya tekabül ediyor.
***
ANCAK işin aslına bakarsanız, sembolik niteliği hariç yukarıdaki “dead line” bile artık hiçbir kıymet-i harbiye ifade etmiyor.
Çünkü malûm, Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras zaten resti çekti.
Hem ödemenin yapılmayacağını, hem de AB tarafından önerilen borç planının 5 Temmuz’da referanduma sunulacağını açıkladı. Sonrasını hep beraber göreceğiz.
***
ÖTE yandan dünkü Türk gazetelerine baktığımda insani açıdan büyük sevinç duydum.
Zira hemen bütün basın organları Yunanistan için “komşu” deyimini kullanmıştı.
Üstelik sempati de bariz biçimde Atina başkentli ülkeye ve Helen ahaliye yönelikti.
Artı, Ertuğrul Kürkçü’nin “borcu Türkiye ödesin ve Ege dostluk denizi olsun” cömertliği ve âlicenaplığı yukarıdaki sempatiyi biraz daha pekiştiren bir işlev gördü.
Oysa eski nefret ve husumet dönemlerinde olsa en hafifinden ve tabii ki, aslında delikanlı anlamına gelen “palikarya” kelimesini aşağılayıcı anlamda kullanarak “palikarya battı, batıyor” türünden manşetler atılırdı. Bir de altına “beter olsun” yorumları eklenirdi.
Dolayısıyla, henüz tam dostluk denizi olmasa bile Ege’nin artık Türk ve Yunan halkları arasında bir sempati denizine dönüştüğünü söyleyebiliriz ki, ne mutlu!
***
KABUL de, yukarıdakine ek olarak zaten benim Helenlere duyduğum ebedi zaaf bir yana, mevcut krizi yalnız “komşu” halka beslediğimiz sevgi ekseninde değerlendiremeyiz.
Suç dememek için bari sorumsuzluk diyeyim, Atina’nın çok büyük sorumsuzluklarını es geçersek bir yanlış kutuptan bu defa da diğer yanlış kutba sürüklenmiş oluruz.
Tamam, Avrupa ince eleyip sık dokumadan Yunanistan’ın Euro birimine geçmesine imkân tanımakla, üstelik de paraların nasıl çarçur edildiğini, daha doğrusu nasıl cebe indirildiğini denetlememekle çok vahim bir yanlış yapmış oldu.
Fakat el insaf! Yavuz hırsız evsahibini bastırır türü bir yanılgıya düşmeyelim.
Hatırlatayım ki AB kurallarınca yüzde üçle sınırlanmış olmasına rağmen Atina 2009’a kadar bütçe açığını yüzde altı olarak deklare ediyordu ve bunu da Brüksel’e dayatıyordu.
Ama bunun bile yalan olduğu ve gerçek açığın yüzde on iki olduğu ortaya çıktı.
O hâlde biraz karikatüral bir ifadeyle söylersek, başta AB ekonomisinin motor gücü durumunda olan Almanya’daki ücretli, Yunanistan’daki ücretlinin uzo masasında har vurup harman savurduklarının hesabını kendi cebinden ödüyordu.
***
BUNUN bir sınırı var! Yoksa sonu yok!
Kalbimiz kadehimizi ne denli o uzoyla tokuşturmaktan yana olsa da kendi alın teriyle bira içen Cermenin bardağından sıvı çalınıyor olmasını mantıken ve vicdanen onaylayamayız.
Çünkü Yunanistan’ın Bissau Gine’sinden, Mali’den yahut gırtlağına kadar borca batmış diğer bir fukara ülkeden farklı bir ayrıcalığı mevcut değil ve olmaması gerekiyor!
Dolayısıyla “komşu”nun şöyle veya böyle ve kemer yahut fistan sıkarak o borcunu az- çok ödemesi şart ki, hem hak yerini bulsun, hem de kriz veba salgınına dönüşmesin.
Ha gayret “komşu”, borç yiğidin kamçısıdır ve “palikarya” da tabii ki yiğittir!
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları










































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015