Hakan AKSAY
YSK’nın Dombra şarkısını AKP’ye yasaklaması, seçim kampanyasının ne kadar demokratik ve herkes açısından nasıl eşit şartlarda geçtiğini kanıtlayıverdi.
“İçinde Recep Tayyip Erdoğan var, bu şarkıyı siz kullanmayın, o kullansın” gibi bir şeyler söylemiş YSK.
AKP de bu “zulme” boyun eğmiş; şarkı şimdi sadece AKP için Cumhurbaşkanı tarafından düzenlenen mitinglerde kullanılabiliyor.
Zulüm dedik de, Dombra efsanesinin Orta Asya’da diktatörCengizhan’ın zulmünü anlatan bir eser olduğunu biliyor musunuz?
Rivayete göre, sınır tanımayan zulümden, şarkılarıyla gerçekleri söyleyen dombra adlı çalgı bile nasibini almış ve Cengizhan’ın eziyet amacıyla içine sıcak kurşun döktürdüğünde altı telinden dördünü kurban vermiş; ondan sonra iki telli bir saz haline gelmiş.
Usta(sı’nın) sanatçı(sı) ve çiçeği burnunda milletvekili adayı Uğur Işılak’ık sözlerini şip şak “Erdoğan’laştırdığı” şarkının işte böyle bir öyküsü var.
İlginç, değil mi?
* * *
Ama benim yüreğim yine de AKP’nin kullanmak istediği bir şarkının YSK tarafından yasaklanmasından doğan adaletsizliğe dayanmıyor.
Önerim, AKP’nin Dombra’dan boşalan repertuarına başka bir şarkının eklenmesi: “Kasa can çekişiyor”.
70’li yıllardan bir şarkı bu. Çiğdem Talu’nun sözlerini yazdığı şarkıyı Timur Selçuk’un sesiyle dinlemeye alışmıştık:
“Dinle bak çatırdıyor
Çatladı çatlayacak
Kasa can çekişiyor
Gücü yok dayanacak.”
Bence AKP’yi bir arada tutan çıkar birliğini de, son zamanlarda iktidarda ortaya çıkan huzursuzluğu ve çatlakları da bu şarkı çok iyi ifade edebilir.
* * *
AKP açısından durum gerçekten de vahim.
Çoktandır hissedilen sıkıntı, geçenlerde Cumhurbaşkanı’nın ağzından dile getirildi:
“Seçime Anadolu'da ilgisizlik var. Bir sükunet, rehavet var. Bu ilgisizlik nasıl bir netice doğuracak onu bilemiyoruz. Son ana kadar sürprizlerle dolu bir seçim olacak."
Bu sözlerin, AKP’ye yönelik bir uyarı olarak ve artık öyle “400’lü, 330’lu” olmayacak bir sonucun çıkması ihtimali üzerine söylendiği yorumları yaygın.
Kimilerine göre, her 5-6 seçmenden biri hâlâ kararsız ve kararsızların içinde eskiden AKP’ye oy vermiş olanlar çoğunlukta.
Bu seçim kampanyası AKP açısından pek iyi geçmiyor. Eski aktif ve agresif stratejileri yok. Savunmadalar. Muhalefet ise atakta. Özellikle ekonomik ve demokratik vaatleriyle.
Yeni lider olarak başa getirilen Ahmet Davutoğlu da pek oturmadı. Zaten oturabileceği koltuk da tam anlamıyla boş değil...
Ona ve kimseye güvenmeyen Erdoğan “Ben olmazsam ortalık boş kalır” diyerek şehir şehir dolaşıp AKP’ye, pardon, AKP olduğunu anlamadığımız “gönlündeki bir partiye” oy istiyor.
Bazıları bunun AKP’nin düşen oylarını yüzde birkaç arttırdığını söylüyor. Bazıları ise AKP’li seçmenlerin bir bölümünün Cumhurbaşkanı’nın bu kadar aktif olmasını en azından “yadırgadığı” kanısında.
Anketlerde AKP oyları durmadan düşüyor. Bunu halk da, AKP’liler de görüyor.
Su almaya başlayan gemide fareler sağa sola kaçışmaya, kaçışırken de birbirleriyle çarpışmaya başladı.
Yandaş medyadaki “sadık” isimlerin birbirlerine düşmesi, AKP’nin düşüş sürecinin önemli bir göstergesi.
Eskiden “endişe” AKP karşıtlarının özelliği sayılırdı, hatta “endişeli modernler” diye bir kavram bile çıkmıştı. Şimdi sahneye “endişeli AKP’liler” çıktı.
* * *
Seçim kampanyası öncesinde ve sırasında iktidarın önemli hataları oldu ve oluyor.
AKP’li seçmenin partisini ve liderini yeniden değerlendirmeye iten bazı gelişmeler şunlar:
- “AK Saray”: Herkesin gözünün içine sokulan israf ve lüks merakı..
- “Çerez parası”: Yoksul halktan, halkın sıkıntılarından kopuşu net olarak gösteriyor...
- “Diyanet’e zorla Mercedes, hatta uçak”: Aynı şekilde...
- “Başkanlık sistemi dayatması”: Anketler halkın büyük çoğunluğunun ve AKP’lilerin önemli bölümünün buna karşı olduğunu ortaya koydu...
- “Hükümetin Suriye politikası ve girişilebilecek olası bir savaş”: Aynı şekilde...
- “Kobane düştü düşecek”: AKP’nin oy aldığı Kürt seçmenleri açısından kırılma noktası... Hesabı sorulmayan Uludere’yi ve - “Kürt sorunu yoktur” açıklamasını da buna ekleyebiliriz...
- “Elde sallanan Kuran”: Muhafazakâr seçmenin büyük bölümünü rahatsız etti...
- “Vazgeçilmeyen maskot”: Yolsuzluk iddiasının baş aktörlerinden biri olan ve “bakara makara” ile dindarların tepkisini toplayan, Yüce Divan oylamasındaki pozuyla herkese meydan okuyan Egemen Bağış’tan vazgeçilmemesi, dahası danışman yapılması...
* * *
AKP’nin oy oranı ne yüzde 52, ne de 47-48. Artık bu tür hedefleri bile kalmadı. En fazlası yüzde 45’i hayal ediyorlar.
Ve tabii mutlaka HDP’nin barajın altında bırakılmasını. Yani kendi başarılarından çok, başkasının başarısızlığını başa almış durumdalar.
Erdoğan, Davutoğlu ve AKP’nin seçim kampanyasındaki temel rakibi HDP oldu. Onu durmadan yıpratmaya, karalamaya çalıştılar.
Ama bu strateji – HDP yönetiminin akıllı ve enerjik çabalarının da yardımıyla – tersine sonuç doğurmuşa benziyor.
Erdoğan “son ana kadar sürprizlerle dolu” derken tam olarak neleri kastediyor, bilemiyoruz, ama olağanüstü bir “sürpriz” yaratılmazsa (!), HDP barajı aşacak görünüyor.
AKP’lilerin çaresizlik içinde başvurdukları son yöntemlerden biri, ünlü Anayasa Profesörü Burhan Kuzu’nun ağzından dökülen şu sözlerde ortaya çıkıyor:
“Aziz milletim, 7 Haziran Ak Parti’ye oy verme günüdür. Bazı konularda bize kızmış olabilirsiniz, ancak bunları aramızda hallederiz.”
Yani?
Tercümesi şu:
“Eyy AKP’li seçmen, gün, tepki gösterme, şımarıklık ve kapris yapma günü değildir! Kendine gel! Vatan, pardon, iktidar elden gidiyor!”
@AksayHakan
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025
13.02.2025
16.01.2025
9.01.2025