Hakan AKSAY
Dört günlük Moskova seyahatim bitti.
Doğrusu o dört gün, bana dört hafta gibi geldi.
Rus uçağının düşürülme haberi, ardından toplantılar ve görüşmeler, gazete ve televizyonlarda mülakatlar ve tartışmalar, her iki ülke medyasını izlerken hissettiğim kasvet, siyasetten insani konulara kadar karşılaştığım bir sürü soru...
“Uçağı neden düşürdüler?”
“Şimdi ne olacak?”
“Bizi bir felâket mi bekliyor?”
“Rusya’daki Türkler, Türkiye’deki Ruslar memleketlerine dönmek zorunda mı kalacak?”
Az önce gazetesinde yayımlamak üzere Can Dündar’la Erdem Gül’ün tutuklanmasından uçak krizine kadar bir dizi sormuş olan Rus meslektaşım, beni havaalanına uğurlarken şakayla karışık uyarıyor:
“Dikkatli ol! Umarım seni içeri tıkmazlar... Bizimkiler veya sizinkiler...”
Gülerek umudunu paylaştığımı söylüyorum.
Onunla vedalaştıktan sonra bu sözler ve kendi gülüşüm bana ağır geliyor.
Nasıl bir ortamda yaşıyoruz!
Şu anda Rusya’da Türk olmak zor zanaat. Zorluğun çeşitleri arasında, sınırı her iki yönde geçerken karşılaşılan sıkıntılar da var: Sorgu-sual, gözaltı, pasaporta kara damga yiyerek sınır dışı edilme...
Türkiye’de de, malum, “havuzsuz” gazeteci olup siyaset yazmak kolay iş değil...
Birkaç gün önce başlamasına rağmen olağanüstü hızla büyüyen Türk-Rus kriziyle ilgili söyleyip yazdıklarımın birçok Türkten ve Rustan sert tepki gördüğünü de ekleyeyim. Şaşırmıyorum; savaş psikolojisi, çoğunluğu milliyetçi ve şiddet yanlısı çizgiye iter; farklı bakış açısına, eleştiriye, bazı konularda geri adım atarak uzlaşmaya yönelme çağrısına katlanılmaz.
Gümrük kontrolünden geçerken iri mavi gözlü, gencecik bir “devlet güvenlik görevlisi” kadın, pasaportumda Rusya’da epeyce yaşamış olduğumun izlerini görünce “Buralarda kaç yıl yaşadınız?” diye soruyor.
“Muhtemelen sizin yaşadığınız toplam yıl sayısından daha fazla.”
Önce duraksıyor. Sonra gülümsüyor. Gülümseyince yüz hatları iyice aydınlanıp daha da güzelleşiyor. Sanırım beni tutuklamayacak.
Uçağa gidene kadar bu güzel görüntü aklımdan silinip gidiyor, yerine yine son dört günün sorunları geliyor.
Yalnız ben değil, bütün yolcular sıkıntılı.
Ne kadar ağırlık kaldırır acaba bu uçaklar? Yok, tamam, tonlarca ağırlığı kaldırır, biliyorum da... Bu kadar ağır üzüntü ve kaygıyı da kaldırabilir mi?..
Türk ve Rus medyası anında değişti
Uçakta elimdeki bir tomar gazeteye gömülüyorum.
Önce Türkler ve “havuz”...
Daha düne kadar “Reis’in arkadaşı” ve “Batı’ya karşı ittifakımız”, belki bizi “ŞİÖ’ye alacak” olan Putin’e çoktan savaş açılmış bile.
Uçağın düşürülmesi konusu genelde 1-2 satır... Daha çok Rusya’nın Türkiye’ye karşı tavrı ele alınıp “yüzde 49.5’luk bir şiddetle” bu sefer Putin’e darbeler indiriliyor.
Krizden dolayı kaygı duyan pek yok gibi. Bu işin sonu nereye varır, içerde ve dışarda yaşanacak sıkıntılar neler olabilir; bunlar ilgi görmüyor. Türkiye’nin haklılığı ve gücü coşkuyla anlatılıyor. İşi küfür etmeye ve yıllardır pek gündemde olmayan “Nataşa edebiyatı”nı hatırlamaya vardıranlar bile çıkıyor.
Rus gazetelerine geçiyorum.
Çoğunda Erdoğan’a karşı kullanılan dil değişmiş durumda. Daha düne kadar fazla kurcalamadıkları veya hafifçe işaret edip geçtikleri “Türkiye’nin İslamlaşması”, “Erdoğan’ın ve oğlunun IŞİD’le petrol bağlantısı”, “Türklerin neredeyse tarihin her döneminde Rusya’ya darbe vurmaya çalıştığı” gibi konular bugün gırla gidiyor.
Haftalık Argumenti Nedeli gazetesinin kapağında Erdoğan’ın veLenin’in fotoğrafları yan yana kullanılmış. Başlıkta “İlyiç (Lenin’in adlarından biri – HA) Türkiye’yi niye kurtardı?” denmiş. Rusya’nın Ulusal Kurtuluş Savaşımız’a yaptığı silah ve maddi yardımının hatalı olduğundan girip uçağın düşürülmesinden çıkmışlar.
Birkaç gazetede açıkça “intikam vurgusu” dikkat çekiyor.“Rusya’nın ulusal gururu adına” düşürülen uçağın ve öldürülen pilotun cezasının verilmesi talep ediliyor.
Çarşamba günü Rusya televizyonu Birinci Kanal’da bir tartışma programına katıldım. Orada da moderatör bu “ulusal gurur adına” Rusların milyarlarca dolardan vazgeçmeye hazır olduğunu birkaç kez söylemişti. (Bu söylem, Ukrayna anlaşmazlığı yüzünden Batı’nın Rusya’ya uyguladığı ekonomik yaptırımlarla ilgili olarak ortaya çıkıp yaygınlaştı.)
Orada Türkiye’ye savaş açmaktan, “aynı tip bir Türk uçağını bombalamaktan” bahseden insanlar arasında (Rus milletvekilleri de vardı) çıkıp “bir Türk olarak” konuşmak doğrusu pek kolay olmadı. Benim gibi ülkesindeki iktidarı ve uçağın düşürülmesini savunmayan biri için bile. Tek bir nedenle: Türkiye vatandaşıyım ve şu sıralar neredeyse bütün Türkler “düşman”.
Elbette Rusya halkının tümünün böyle düşünmediği açık. Ama salıdan bu yana iktidarın tepesinden aşağıya kadar, özellikle de televizyon ve gazetelerde öylesine yoğun bir kampanya var ki... Son yıllarda savaş ve gerginlikler içinde yaşayagelen ve lideri Putin’e “yüzde 90’lık destek” veren toplumun kısa sürede bundan etkilenmemesi imkânsız.
Erdoğan iktidarının sonu geldi mi?
Perşembe günü görüştüğüm eski bir arkadaşım sık sık yaptığı gibi “hain bir gülümsemeyle” söze giriyor:
“13 yılın ardından 1 Kasım’da da Erdoğan’a gücünüz yetmedi, değil mi? Neyse, bundan sonra artık üzülmenize gerek yok...”
Gülüşü iyice esrarengiz bir hal alıyor.
“Hayrola, diyorum, bana vereceğin sihirli bir formül mü var?”
“Ne formülü! Sizinki Putin’i kimsenin kızdırmadığı kadar kızdırdı. Bundan sonra işi zor! Önce ekonomik yaptırımlar, sonra başka önlemler... Erdoğan iktidarının sonuna geldi! Saakaşvili ne oldu?..”
Hep böyledir, ne zaman ciddi olduğu, ne zaman şaka yaptığı anlaşılmaz. Gülüp geçiyorum.
Ama şimdi uçakta okuduğum bazı gazetelerde bu konuyu ciddi ciddi ima edenler var. Erdoğan’ın Rusya uçağını düşürmesinin onun sandığından çok ağır sonuçları olacağını savunanlar, hatta“13. Rus-Türk savaşının Erdoğan açısından son olacağını”(geçmişe ve ünlü dizi filme atıfta bulunarak Türk liderin tarihe“Muhteşem Erdoğan” değil, “Son Erdoğan” olarak geçeceğini) öne sürenler bile.
Moskova’nın bundan sonra Ankara’nın IŞİD bağlantılarını kanıtlayarak onu dünyadan izole edeceği, Kürtlerle ilişkilerini hızla geliştireceği, Ermeni soykırımı konusunda aktifleşeceği öngörüleri de çok sık tekrarlanıyor.
Rusya’nın bölgede aldığı askerî önlemlerle ilgili ayrıntılı bilgiler veren bir gazetedeki upuzun yazıyı okuduktan sonra ötekilere bir süre hiç el sürmemeye karar veriyorum. Çünkü iki ülke arasında savaş çıkması ihtimalini okurken içim daralıyor.
Uçağın camından dışarı bakıyorum. Ortalık kapkaranlık.
Kendi kendime soruyorum:
“1981’de geldin bu ülkeye. O zamandan beri Moskova ile Ankara arasında çok şey gördün, yaşadın. Soğuk Savaş uygulamaları, Kafkasya ve Orta Asya gerginlikleri, Çeçen ve Kürt kartları... Hiç böyle bir dönem yaşadın mı? Ve bunca tecrübeyle yarın ne olur söyleyebiliyor musun?”
Hayır, hiç böylesi bir dönem olmadı.
Ve yarın ne olacağını söylemek çok zor.
Askerî gerginlik? Çatışma? Savaş?
Bilemiyorum. Az ihtimal. Hiç sanmam. Ama yüzde yüz olmaz diyemiyorum.
Gerginlik, “düşmanlık söylemi”, karşılıklı tehlikeli adımlar ve ticaret erbabından sıradan insanlara kadar milyonlarca insanı olumsuz etkileyecek uygulamalar?
Evet, bu ihtimal gerçekleşmeye başladı bile.
Kısa sürede gidişat değiştirilmezse, çok kötü günler bekliyor bizi.
Neden? Neden? Neden?
Uçak inişe geçiyor.
Gazeteleri toparlıyorum.
Okuduğum, duyduğum, düşündüğüm her şey aklımdan çıkmış gibi sanki.
Sadece tek bir soru var aklımda:
“O uçağı düşürenlerin gerçek amaçları neydi?”
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025