Hakan AKSAY
Bir grup genç köprüye doğru koşuyor.
Koşan sivillerden birinin elinde tabanca.
Gökyüzünü yırtan bir ses duyuluyor:
“Dört tanesini öldürdük! Dördünü öldürdük!..”
Kalabalığın ortasında, yerde kanlar içinde bir asker yatıyor.
Belki ölmek üzere, ama hâlâ saldırganların hedefinde.
“O...pu çocuğu! Münafık! Geber! Geber!”
Bazıları belki de yaralı ölmesin diye daha fazla darbe indirilmesini engelliyor.
Koşarak gelen ama hedefine yaklaşamayan adamın ağlamaklı sesi şiddetli bir tutkuyla yükseliyor:
“Bi tane vurayım! İçim rahatlasın... Allah rızası için... Bi tane vurayım!..”
(Bu görüntülerin videosu internette var.)
Darbe vahşeti
Son yıllarda korku ile yaşamaya alıştık.
Terör, baskılar, yasaklamalar, tutuklamalar...
Hepsi korkutmak, sindirmek için vardı.
Şimdi birileri çıktı.
Herkesi daha çok korkutmaya çalıştı.
Uçaklarla ve helikopterlerle saldırdı, bombaladı, kurşunladı, işgal etti, tehditler savurdu.
Sözüm ona “demokrasiyi kurtarmak adına” darbe yapmaya kalkıştı.
Yeni moda deyişiyle “kalkışma” yaptı.
Ve demokrasiye, etkileri çok uzun sürecek ağır yaralar vererek kısa sürede sahneden çekildi.

İktidar daha güçlenecek, ama...
Geride kanlı bir deneyim ve o deneyimle ne yapacağını düşünen birkaç parçalı Türkiye kaldı.
Yani:
AKP’den nefret eden çaresiz milyonlar...
Muhalefet veya sözde muhalefet...
AKP’yi destekleyen milyonlar...
İktidarı korumak gerekçesiyle sokağa çıkanlar...
Ve iktidar...
Şimdi AKP, başarısız “kalkışma” sonrasında gücünü pekiştirmek için bir dizi iddialı adım atacak.
Zaten içine sığmakta zorlandığı demokratik dengeler bakımından“aşırı derecede güçlü” olan iktidar, bundan böyle daha bir kaslı ve heybetli hale gelecek.
Ancak dün “aşırı derecede güçlü” iken yarını öngörülülemeyen iktidar, bugün hâlâ aynı sorunlarla karşı karşıya: Terör, savaş, ekonomik sıkıntılar, göçmenler, toplumsal parçalanmışlık ve nefret ortamı, parlamenter sistemi ve hatta AKP’yi giderek eriten“tek adam rejimi”ne geçiş sancıları içinde yaşanan öngörülmez zikzaklar...
Yarın neler olur, doğrusu söylemek çok zor.
‘Allah rızası için bi tane vurayım!’
Yukarıda parçalanmış Türkiye’den söz ederken “iktidarı korumak gerekçesiyle sokağa çıkanlar”ı ayrıca ve kalın harflerle yazdım.
İtiraf edeyim, benim bu darbe denemesi ile ilgili en önemli ve ürkütücü gözlemlerim onlardı.
Erdoğan’ın bir ara “evlerinde zor tutuyoruz” dediği kitlenin en savaşkan temsilcileri sonunda sokağa indi.
Hem de öyle “Gezi’nin palalısı ve fırıncıları” gibi tek tük değil, yüzlercesi...
Diyanet çağrıları, camilerden “Allah için sokaklara çıkın”anonslarıyla yapılan davetler, önemli bir “organizasyon halkası”oldu.
Bazı bölgelerde zikir ibadetleri düzenlendi; “Allah Allah” sözleriyle kendinden geçmişçesine öne arkaya sallanan insanlar o an – kendilerine zarar vermek de dâhil – her şeyi yapabilecek gibiydi.
Tekbir sesleriyle İstiklal Caddesi'ni sarsan yürüyüş de aynı vurguyu hissettiriyordu.
Sokağa çıkanların bir kısmı silahlıydı. Bazıları kanlı saldırı ve linç olaylarına karıştı.
İlk kez bu kadar net olarak siyaset sahnesine çıkan söz konusu kitle, öldürmeye ne kadar hazır olduğunu büyük bir kararlılıkla sergiledi.
(Bu dediklerime örnek olarak internette çok sayıda video bulabilirsiniz. Birini – “Dört tanesini öldürdük. Allah rızası için bi tane vurayım!” – yazının başında anlattım. Ayrıca köprüde bir askerin kafasının kesildiği iddiasına ilişkin görseller de var.)
İktidar ve hatta bazı muhalif liderler, “sokaklara dökülüp demokrasiye sahip çıkan halkla gurur duyarken” nedense bu son derece tehlikeli görüntülerden hiç söz etmedi.
IŞİD’e sıcak bakan milyonlar
Sözünü ettiğimiz bu insanlar, yarın iktidarın (dinin, Allah’ın, Kuran’ın vb.) isteğiyle, siyasi ve demokratik özgürlüklerin sınırlanmasından, oturup kalkmaya, giyinmeye, sevişmeye kadar bir dizi konuda doğru saydıkları her şeyi “sokak şiddeti” ile dayatabilir.
Bu açıdan “kalkışma süreci” onlara eşsiz bir deneyim ve özgüvenkazandırdı.
Abartıyor muyum?
Sizce kaç kişidirler?
Yüzlercesinin görüntüsü internette.
Binlerce, hatta on binlercesinin daha aynı şekilde sokağa çıkabileceğini düşünmek zor değil.
Bence o kadarla sınırlı da değil...
Geçen yıl ABD merkezli araştırma şirketi PEW’in yaptığı ankette, Türkiye’de toplumun yüzde 8’inin bugün dünyanın kafa kesen başbelası olan IŞİD’e sempati beslediği ortaya çıkmıştı. Net fikir sahibi olmayan veya beyan etmeyenlerin oranı da yüzde 19’du.
Bu günlerde açıklanan Gezici Araştırma Şirketi'nin IŞİD ile ilgili düzenlediği anketin sonucuna göre ise, Türkiye yurttaşlarının yüzde 19,7'si IŞİD'i desteklerken, yüzde 23,2'si de sempati duyuyor. Toplarsanız yüzde 42,9 yapar.
Milyonlar... On milyonlar...
Tehlikeyi görüyor musunuz?
İktidarın alternatifi var mı?
Bir soru daha:
Şu ya da bu şekilde Erdoğan iktidarı kaybederse yerine kim gelir?
CHP mi?
MHP mi?
HDP mi?
Ülkeyi uçaklarla ve helikopterlerle bombalayan darbeciler mi?
Kim?
Uzun süredir ciddi bir gerginlik ve kaos sınırında, riskli siyasi hamlelerle hayatına devam etmek zorunda olan Türkiye’nin başına, hesapta olmayan herhangi bir iktidar değişimi durumunda nelerin gelebileceğini tahmin etmek zor.
Ama ihtimallerden biri de, Erdoğan’a göre daha radikal ve İslamcı, belki “kalkışma süreci”nden örneklerini gördüğümüz türden insanlardan oluşan bir gücün iktidarı ele geçirmesidir.
Demokrasi adına dişe dokunur bir alternatif oluşturulamazsa, yangından kaçarken doluya tutulma riski büyüktür.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025
13.02.2025
16.01.2025
9.01.2025