Hakan AKSAY
Bir süredir başımıza gelen “yeni” şeylerin çoğu mutlu etmiyor; hatta tersine, hayatı iyice zorlaştırıyor, yaşama sevincimizi azaltıyor, bizi bunaltıyor.
Ama yaşamak, teslim olmamak, hayatımıza sahip çıkmak zorundayız.
Hayatımıza ve işimize, gazeteciliğe.
T24’ün gazeteciliği hep iyi, daha iyi yapmaya çalışma çabası içinde bazen kendi “yeni” adımlarımızı atıyoruz.
Asıl heyecan ve moral verici olanı, işte bu “yenilikler”.
Bu sefer – epeyce uzun bir hazırlıktan sonra – video söyleşiler ve yorumlara başlıyor T24.
Elbette “Amerika’yı keşfediyor” havasında değiliz.
Elbette internet gazetelerinde videolar görmeye alışalı çok oldu.
T24 “dışardan gelen” videoları çoktan beri paylaşıyor.
Ayrıca “kendi üretimi” olanlarla da okurunun (seyircisinin mi diyelim?) karşısına çıkıyor. Örneğin, ekonomi alanında arkadaşımız Barış Soydan’ın çok yararlı bilgiler verdiği videoların çoğunuzun ilgi ve beğenisini kazandığına eminim.
Bu yolda artık daha hızlı ve titiz adımlarla ilerleyeceğiz.
İşinin seçkin ustası olan sevgili Şirin Payzın’ın T24’e katılacağı duyurusu, biraz da bu alandaki ciddi atılımın parıltılı bir ilanı gibi duruyor.
Bana gelince. Gün Olur adıyla bugünden itibaren zaman zaman video söyleşiler ve yorumlarla karşınızda olacağım.
Edebiyatımızın en büyük isimlerinden Orhan Veli’nin şiirini, belki çoğunuz Zülfü Livaneli’nin şarkısından bilirsiniz:
Hani “Gün olur, alır başımı giderim...” diye başlayan...
Ve şöyle devam eden:
“Dünyalar vardır düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.”
Bu dizelerin rüzgârıyla yelkenimizi doldurup Gün Olur’a başlama zamanı.

‘Siftah konuğumuz’ Bekir Bey
“Siftah söyleşisi” için davet ettiğimiz konuk, bizim için çok özel bir isim: T24’teki yazılarından da yıllardır yakından izlediğiniz, KONDA Genel Müdürü sevgili Bekir Ağırdır.
Epeyce aradan sonra Bekir Bey’le görüşmek çok keyifli.
Üstelik – her ne kadar onunla hayatımızdaki bir dizi olumsuz “yeniliği” konuşacak olsak da – bizdeki coşku verici “yenilikler”le başlıyoruz sohbete.
“Yeni” ofisimizdeyiz artık. Ve (hâlâ bunu söylemeye alışamadım ama) “yeni” (ve “ilk”) stüdyomuzda “birinci” çekimi yapıyoruz. “Yeni” bir programa başlıyoruz.
“Yeni” ve “yenilik” diyerek fazla mı heyecana kapıldım acaba ben?
Galiba.
Bekir Bey, şakacı bir üslupla söyleşimizin başında T24’ün 9 yılı aşkın geçmişinden dem vurarak, “eski” yazarlardan bahsedip beni ve kendisini de bu eskilerin arasında sayarak bu dengeyi hoş bir şekilde kuruyor.
Ve iyi bir dilekle açıyor video sohbetimizi:
“T24 için küçük, Türkiye medyası için büyük bir adım olması dileğiyle!..”
Genellikle siyasetin içine daldıktan bir süre sonra yorgunluk ve bıkkınlık duygusuyla karşılaşabiliyor insan. Ama biz daha oralara girmeden KONDA’nın son araştırmasında da yer alan bir Vedat Milor sorusuyla selamlıyoruz seyircilerimizi:
“Menemen soğanlı mı olur, soğansız mı?”
Hoppala! Menemen de nerden çıktı? Başka işimiz mi yok?
Hayır işte! Vedat Bey’in Twitter’dan sorduğu o soruya 400 bini aşkın cevap verilmiş (yüzde 62 “soğanlı”, yüzde 38 “soğansız” diyor).
Böylesine olağanüstü ilgiye Bekir Bey’in yorumu net:
“İnsanlar, iktidarıyla ve muhalefetiyle siyasetten, çözümsüzlükten, kutuplaşmadan yoruldu. Bir ‘nefes almak’ için böyle bir konuya sarıldı.”
Menemeni bir kenara koyup bu yorucu ve bıktırıcı siyasete girmenin zamanı geldi galiba.
Bekir Ağırdır’ın konuk olduğu ‘Gün Olur’ programını izlemek için tıklayın…
“1 Nisan’da yeni MC’ye hazır olalım”
Bekir Ağırdır, artık ekonomideki durumun, dövizdeki değişikliğin toplumu eskisinden çok daha fazla ilgilendirdiğini anlatıyor.
AB’yle, NATO’yla ve genel olarak dış dünyayla ilişkilerde insanların temel beklentisinin “ekonomik” olduğunun altını çiziyor.
Siyaset sahnesine yakından baktığımızda hem iktidar, hem de muhalefet kanatlarındaki durgunluğu ve çözümsüzlüğü vurgulayan Bekir Bey, partileri tek tek değerlendiriyor:
“CHP’ye umut giderek azalıyor. İyi Parti kimlik bunalımı yaşıyor. HDP ise ne Türkiyelileşebiliyor, ne de yok oluyor.”
Ve her ne kadar son günlerdeki gelişmelerle AK Parti-MHP ikilisinin yerel seçimlerdeki durumunun çok net olmamasına rağmen, iktidar cephesindeki genel eğilimin altını çiziyor:
“Tayyip Bey’in gücü AK Parti’den daha fazla. Ama bugün seçim olsa iktidar zayıflayabilir. AK Parti’de oy kaybı olabilir. MHP güçlenebilir.”
Bekir Bey bu ilk programımızı kapatırken “iyi ve yararlı bir dükkân açılışı” yaptığımızı söylüyor.
Teşekkür ediyoruz.
Kamerayı kapatıyoruz. Ama konu kapanmıyor.
Bekir Bey devam ediyor:
“1 Nisan’da yeni MC’ye (Milliyetçi Cephe) hazır olalım!”
Önce keşke kameraya söyleseydin, diyoruz. Ama olsun, demokrasilerde (!) çare tükenmez ki...
Nasılsa T24’te artık yazı da bizim, konuşma da, görüntü de!
Şartlar zor diye ağlayıp sızlanarak vakit kaybetmemeli o zaman.
Her koşulda gazeteciliğe devam etmeli.
Hem de Orhan Veli’nin şiiri tadında:
“Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur deli gibi...”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025