Hasan Bülent KAHRAMAN
Kar yollardaki izleri örterken Kürt konusunda devam eden müzakerenin izleri yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Eyüp Can, yazısında ipuçlarını verdi görüşmelerin. Öcalan, dört maddede sıralamış taleplerini: bölünme yok, bağımsız Kürdistan anlamına gelecek toprak talebi yok, federasyon dahil herhangi bir alternatif yönetim biçimi yok, demokratik özerklik yok.
Herhalde Türkiye'de en sevilen, en saygı duyulan kişilerden biri olan, bilge görünüşlü Ahmet Türk'ün "Öcalan'ın talepleri devleti zorlamayacak türden" şeklindeki açıklamaları da bu niyeti teyit ediyor.
Bu zemin, yani Öcalan'ın "yok" diye netleştirdiği zemin bendenizin tanımlamasıylakorku tünelidir. Türkler'in korku tüneli. Soğuk Savaş günlerinden beribölünme, iç ve dış düşmanlar teranesiyle merkezi devletin otoritesini güçlendirdiği askerin ve bürokrasinin vesayet sistemini güvence altına aldığı Türkiye'de halk en çok bunlarla (bir de "şeriat geliyor" çığlığıyla) korkutulmuştur. Öcalan şimdi ansızın bu zemini boşaltıyor. Bunun ne kadar güçlü bir taktik hamle olduğunu anlamak için, zamanında "vay şerefsiz" diye manşet atan malum çevrelerin ve ismin hem de bu kritik aşamada, bu defa, "Türklerin haysiyeti" diye bir kavramla ortaya çıktığını görmek yeter. Sanki 30 senedir bu memlekette Kürtlerin haysiyeti kalmış, bırakılmış gibi...
O zaman geriye baştan beri Kürt sorunu şudur diye özetlediğim üç temel şart kalıyor: anayasal vatandaşlık, anadilde eğitim, yerel yönetimlerde özerklik. (Yıllardır bir siyaset bilim terimi olarak "anayasal yurttaşlık" dediğim şeye Öcalan şimdi "nötr yurttaşlık" diyor.)
Aslında değişen bir şey yok. Kürt tarafı hep bu arayışla iç içeydi. Ama silahı önde tutuyordu. Türk tarafı da bu istekleri karşılamakta müteredditti. Ve silahı önde tutuyordu. Şimdi Türkler "olgunlaştılar" ve bu istekleri yerine getirmekte daha fazla müşkülpesent davranmıyorlar. Öcalan da silahları geri çekiyor. Belli ki, öncesinde ve sonrasında haklı isteklerinin güvencesini devletten alacak.
Neden, özünde bir demokrasi sorunu olan ve bu şartlarla sınırlı bir problem bugüne kadar geciktirildi, neden silah sözden öndeydi sorusunun yanıtını pazartesi günü yazdığım yazıda verdim. Bir ülke ordu vesayeti altında para-militerbir devletse ve ordu o mevcudiyetini sürdürmenin yolu olarak kendisini "vazgeçilmez" göstermek isterse buna benzer daha çok savaş yaşanır. Şimdi, iktidar, iyi kötü, orduyu kontrol etmeye başladı ve bu adımları atabiliyor. Ama karşı taraf, yani PKK, derhal ortaya çıktı ve "bu işin aslı silahlı direniştir, bizimle görüşmeden olmaz" dedi. Bu tamamen kendi varoluşunu kanıtlama girişimidir. Gecikmiş bir "Türk ordusu tepkisidir" bu.
Mesele hiç öyle "Türklerin haysiyeti" türünden kışkırtıcı kavramlarla ilgili değil. Mesele, kendi militarizmini bir nebze tedip etmiş Türk tarafından sonra Kürt tarafının kendi militarizmini dizginlemesidir.
Öteki kılıcın da kınına girmesidir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024