Hasan Bülent KAHRAMAN
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül uzmanlarıyla belli bir konuyu tartıştığıÇankaya Sofraları toplantısında bu defa Türkiye'de bilimin geleceğini ele aldı. YÖK, TÜBİTAK, TUBA, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumubaşkanlarıyla gazeteci İsmet Berkan ve bendeniz davet edilmiştik. Genel Sekreter Prof. Dr. Mustafa İsen de yemekte hazır bulundu.
Konu kapsamlıydı. Sayın Cumhurbaşkanının sağladığı rahatlık içinde herkes hiç zaman yitirmeksizin harıl harıl konuşmaya başladı.
Üniversitelerin elbette çok sorunu var. Ama bir o kadar önemli olan şey masada tespit edildi: Türkiye'de, toplum, üniversite öneminin baştan beri farkındadır. Bu hem iyi hem kötü. İyi olan, bu duygunun üniversiteye sürekli olarak ilgi doğurması. Kötü olan veya işlenmesi gereken yanı ise üniversite eğitiminin birmeslek eğitimi olarak görülmesi. Aynı şekilde 19. yüzyılda biçimlenmiş pozitivistanlayışın bir uzantısı olarak bugün dahi sosyal bilimlerin değil, hatta fen bilimlerinin de değil, mühendislik, tıp, hukuk gibi alanların rağbet görmesi üniversite eğitiminin ve bilim anlayışının tek yönlü olmasını getiriyor.
Cumhurbaşkanı Gül bu konuyu çok hassasiyetle ele alarak sosyal bilimlerin, temel bilimlerin ve beşeri bilimlerin üniversite hayatında esaslı bir role kavuşturulması gerektiğini vurguladı. Bizatihi üniversitelerde bile görülmeyen bu duyarlılığın önemi ortada.
Bu Türkiye'deki üniversitelerin diğer büyük dünya üniversiteleri gibi mühendislik ve pozitif bilimlere ağırlık vermesini engelleyen bir öngörü veya politika değil. Tersine Cumhurbaşkanı üniversiteyle sanayi arasındaki ilişkileringüçlendirilmesi gerektiğini ısrarla vurguluyordu. Cumhurbaşkanı bilimle meslek öğretiminin birbirine karıştırılmasından ve birbirini ikame etmesinden endişesini dile getiriyordu.
Ben de mühendislikten gelip sosyal bilimler çalışan birisi olarak, kendi payıma bilimlerin güçlü olmadığı bir üniversite sistemi tasavvur edemiyorum. Ama Türkiye'nin sosyal bilimler eğitiminde yeni bir modele gitmesindeki zorunluluğu da işaret etmeden duramıyorum.
O arada üniversitelerin YÖK'ten bağımsızlaştırılması, özerkliğe kavuşturulması ve bürokratik otoritedenkurtarılmasındaki zorunluluk vurgulanan hususlar arasındaydı. Aynı şekilde yeni bir eğitim planlamasına gidilmesi,müfredat yapısının yenilenmesi, elit eğitiminin desteklenmesi Türkiye'nin önünde duran hedefler.
Sayın Cumhurbaşkanı iki noktayı saptadı. Birincisi açılan üniversite sayısı ve onların kendilerine güveni. İkincisi AR-GE konusunda geliştirilen duyarlılık. Gerçekten de TÜBİTAK Başkanı sürekli olarak herhangi bir kaynak sıkıntısının bulunmadığını belirtiyordu.
Bu arada çok haklı olarak ele alınan bir konu vardı: Lise eğitimi. İtiraf edelim ki, Türkiye orta öğretimi yapamıyor. İyi üniversiteler ilk yıllarda öğrencileri ancak iyi bir liseden mezun öğrencinin seviyesine getiriyor. Liseden gelen gençler okuma yazma yetisine bile sahip değil.
Başladığımız yere dönersek Türkiye'nin yeni bir bilim bilincine ihtiyacı var. Bilim konusunda bir toplumsal duyarlılığın yaratılması yabana atılmaması gereken bir husus. TÜBİTAK-TRT işbirliğiyle bir bilim kanalının kurulması mümkün. Sayın Cumhurbaşkanı bilimin popülerleştirilmesini ve bu bilincin yükseltilmesini hassasiyetle işaret ediyor.
Son derecede mütevazı, ama o düzeyde zevkli, zengin ve zarif bir sofraydı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024