Hasan Bülent KAHRAMAN
Tarihlerinde birçok şeyi ilk kez yaşıyor Türkiye Kürtleri. Sayıp dökmenin alemi yok ama bir tanesi hepsinden önemli: Selahattin Demirtaş'ın CB adaylığı. Bu, bugüne kadar Türkiye Kürtleri hakkında öne sürülmüş birçok görüşü alt üst ediyor.
Daha önceki dönemlerde, toplumun belli kesimleri, daha doğrusu egemen devlet Kürt halkının taleplerini dinledikçe, onların da milletvekili, bakan, hatta, asılları itibariyle Cumhurbaşkanı bile olduklarını öne sürüyor, isimler veriyordu.
Doğrudur, o insanlar belirtilen makamlara gelmişlerdir. Fakat, oraya birer Kürt olarak gelmediler. Kürtlüklerini saklayarak ve hakim Türk etnisitesinin içinde kendilerini eriterek oralarda bulundular. Bunu yapabilenler erişebildi o makamlara. Kürdüm veya Kürt asıllıyım diyenler ise yargılandı ve hapsedildi.
***
Bugün, Demirtaş, adaylığını Kürt kimliğiyle açıklıyor. Bir manada Kürt olduğu için aday oluyor. Diğer kesimlerden de oy bekliyor ama öncelikle Kürt kesiminin adayı olduğunu belirtiyor. Hatta bu seçimi, kazanamayacağı ortadayken, bir tür 'Kürt nüfus sayımına' dönüştürmek istiyor seçimi.
Gene bazı kesimler Demirtaş'ın adaylığını bir tür bölünme olarak gösteriyor. Tam tersine onun adaylığı Türkiye'de birleşmenin önünü açmış, birleşmeyi somutlaştırmıştır. Çünkü, Demirtaş, temel anayasal değerleri kabul ederek ama kimliğini saklamaya ihtiyaç hissetmeyerek bu yarışa girmiştir. Şimdi parlamentoda devam eden Çözüm Süreci çalışmaları da esasen bu anlayışın yerleştirilmesi çabasından başka bir şey değildir.
Bütün bunlar yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. Yeni dönem daha çoğulcu bir yapı içinde olmak, gerçek anlamda bir anayasal yurttaşlık demektir. Gerçekten de bu işin belkemiğini bu kavram, anayasal yurttaşlık kavramı, meydana getiriyor.
Bu, kimsenin hakim kimlik altında ezilmediği herkesin kendi dilediği kimlikle var olduğu bir sistemdir. Gene bu sistemin belkemiğini insanların özgür iradesiyle yönetime katılmaları meydana getirir. Yönetime katılmak derken mutlaka devlet yönetimini anlamamak gerekiyor. Yönetim son kertede toplumsal örgütlenmedir. Toplum ve ona bağlı olarak devlet örgütlenmesi ancak eşitlik çerçevesindeyse anlam taşır. Yani, son zamanların gözde tabiriyle söylersem, kimsenin kimseyi ötekileştirmediği bir düzlemden söz ediyoruz.
***
Türkiye bu noktaya adım adım geliyor. Henüz gelmiş sayılmaz. Fakat büyük bir ilerleme sağladığından kuşku yok. Cumhuriyet de gerçek anlamını bundan sonra bulacak. Tek tip, tek kimlikli, tek kültürlü bir toplum yerine çoğulcu, çok kültürlü, çok kimlikli bir toplum çıkacak. Bu toplumun bugünkü merkezi yönetim dışındaki modelleri tanıması da söz konusu olacaktır. Önce tartışacak, sonra uzlaşacak, sonra tanıyacaktır.
Bu bakımdan Demirtaş'ın adaylığı önemlidir. Siyaset bayrak göstermektir. Demirtaş kazanmayacaktır ama o bayrağı gösteriyor. Türkiye'de Kürtler en fazla ezilmiş kesimdir. Gene de bu kesim, ister dini nedenlerle ister başka nedenlerle olsun, yaşadıkları bütün sıkıntılara rağmen vakarlarını bozmadıkları gibi toplumsal uzlaşmayı sarsan bir tutum içine de girmediler. 'Toplumsal bütünlüğü' hiç bozmadılar. Demirtaş'ın adaylığı içinde öne sürdüğü görüşler de bu doğrultudadır. O bakımdan da Bahçeli'nin sözleri hala eski bir manasızlığı ifade etmesi bakımından hazindir.
Bu bir zafer değil mi Kürtler için?..
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- ‘Radikal şıklar’, Kürtler ve Sırrı Süreyya ‘gerçeği’
13.05.2025 - Şark kültürü ve Sırrı Süreyya Önder: Küçük bir değini
5.05.2025 - ‘Demokrasi sosyal’ ve ‘ilk insan’
6.03.2025 - Avrupa, Avrupa’ya düşman
26.02.2025 - Muhalefetsiz toplum üstüne düşünceler ya da muhalefetin boğduğu muhalefet*
13.02.2025 - CHP’de sosyal demokratik bir dönüşümün zorunlulukları ve olanakları
6.01.2025 - Trump’a bakıp Türkiye’yi görmek
18.11.2024 - Türkiye’nin 100 yıllık Cumhuriyeti: ikili yapının esrarı...
31.10.2024 - Açık Radyo’nun kesilen sözü
23.10.2024 - Hayal ufkunun beyaz yelkenlisi: Yeni merkez sağ parti
8.10.2024
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
muharrem
ılımlı modern islam a bende inanıyorum ve sonuna kadar destekliyorum.zaten aksini düşünmek demek bir ölçüde radikal islamcılara sempati duyuyorum anlamına gelirki böyle bir görüşün herhangi bir yerde saygı görmesi imkansız.yaptıklarını görüyoruz.en son pakistanda 15 yaşında bir genç kızı sadece bayan ettiği fikirleri için öldürdüler.
Suat
Olanı kavramak için yeterli olmayan-kapalı- bir analiz. Temel dinamikler ve onları harekete geçirecek nedenler üzerinden yapılmış