Hasan Bülent KAHRAMAN
Ne yapalım, Türkiye böyle bir ülke, sürekli aynı şeyleri, neredeyse aynı sözcük ve iddialarla tartışıyoruz. Aradan yıllar geçiyor, çağlar geçiyor, sonra herkes dönüyor, bir daha aynı tartışmanın içine gömülüyor. Hani Fransızların 'ne kadar değişse o kadar aynı' diye bir sözü vardır, sanki Türkiye için söylenmiş.
Şimdi, baraj ve Anayasa Mahkemesi (AYM) konusunda öne sürülen görüşlere bakınca, yıllar önceki tartışmalar geldi aklıma. Kim bilir kaç 'olayda' (evet, Türkiye'de her şey bir 'olay' şiddetinde ve heyecanında cereyan eder) milli irade-AYM'nin konumu tartışmasını yaptık. Döndük dolaştık gene aynı noktaya geldik. O zaman gelin i'lerin noktalarını koyalım, taşları yerine oturtalım.
Kesin olan bir gerçek var: demokrasi milli iradedir. Fakat tek başına milli irade çoğunluk tiranlığına açılabilecek tehlikeli bir kavrama dönüşebilir. Onu bu çıkmazdan kurtaracak olan şey hukuktur, hukukun üstünlüğüdür. Hiçbir demokratik karar ve milli iradenin tecelligâhı olan hiçbir Meclis kararı hukuk dışı olamaz. Hukuk, o manada da AYM'ler milli irade ve parlamentoyla çatışmak zorunda değildir. Parlamento kararının üstünde bir karar dikte etmek hakkına da sahip değildir AYM'ler. Fakat bir kararı hukuk açısından irdeleyebilir ve görüş beyan edebilir. (AYM'lere daha fazla meşruiyet sağlamanın en sağlam yollarından biri, üyelerinin Meclis tarafından seçilmesidir.)
Baraj konusunda daha uzak ve farklı bir yerde değiliz. Demokrasilerin maksadı siyasal katılımı ve siyasal temsili daraltmak değildir. Olamaz da. Yönetimde istikrar elbette şarttır, önceldir ama bu siyasal temsili baltalayacak bir husus haline gelmemeli. AİHM, bu konuda bir genel ilkeyi ortaya koydu. Parlamentodan geçmiş bir kararı makul bir hukuk kurumu olarak elbette 'hak ihlali değil' diye tanımladı. Ama aşırı olduğunu söyledi. Bu kadar!
Şimdi AYM bu konuyu ele alacak. Hemen kendi görüşümü belirteyim. % 10 barajı yüksektir. Bunu hükümet de kabul edegeldi, son 12 yıl boyunca. (2002 Meclisi bu bakımdan sorunluydu; sandalye sayıları oy oranlarıyla orantılı değildi.) Bu, AİHM kararıyla da Avrupa ülkeleri ölçeğinde kesinleştirilmiş bir tanıdır. Bununla birlikte baraj somut bir hak ihlali teşkil etmez. Elbette keşke her bir tek oy dahi Meclis'te temsil edilse. Fakat seçim sistemleri içinde en adaletlisi sayılan d'Hondt sistemi bile buna imkân vermez, kendi içinde barajlar oluşturur. Yani, her sistem belli bir oy miktarının mümessilsiz kalmasına yol açacaktır. Bu işin teknik yanı.
Gelelim hak ihlali kararının çıkması durumunda yapılacaklara.
O kararla birlikte ortaya bir kaos gelecektir. 'Hak ihlali var' denmişken yapılacak seçim tartışılacak. Bütün bu 'kurulumu' apolitik görmek, değerlendirmek olanaksız. Ortada politik bir dürtü bulunuyor. Bu muhakkak. Çünkü 'hak ihlali' gibi bir kavram sübjektiftir. Bu oran ne kadar aşağıya çekilirse, hangi gerekçelerle hak ihlali yoktur denecek? Bazı şartlar üretilebilir kuşkusuz ama işin içinde bir sorun olduğu görülüyor.
O zaman yapılması gereken şey Meclis'in bu soruna el koymasıdır. Meclis'in toplanıp barajı 'makul' kılacak ve demokratik temsil hakkını daha çoğaltacak bir karar üretmesi gerekir. Bu kendi iradesini yargı bürokrasisinin 'dikteleri' üstüne çıkarması anlamına gelir. Aynı zamanda Kürt oylarının daha geniş ölçüde temsilini sağlayarak o sorunun çözümüne de katkıda bulunur.
Niçin olmasın?...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024