Hasan Bülent KAHRAMAN
Fenerbahçe otobüsüne saldırıldı, Süper Lig bir hafta ertelendi, olay Trabzon'da oldu.
Türkiye'nin içinde bulunduğu, futbol ne kelime, bütün bir sosyal sistemi özetlemek için daha iyisi bulunmayacak, neredeyse tarihsel diyebileceğim bir cümle bu. Çünkü ne sadece futbol futboldur ne de yaşanmış olaylar tesadüftür. Futbol bir sosyal 'fenomen'dir, bünyesindeki her türden olay da o sosyal yapının, dokunun bir göstergesi...
***
Kimseler farkında değil ama futbol gerçekten de göründüğünden farklı ve daha büyük bir olgudur. Bir defa alabildiğine büyük bir endüstridir. Türkiye'de bile futbol kulüplerinin ticari boyutları ortada. Yöneticilerinin ne türden ilişkilere sahip olduğu biliniyor. Gene futbol kulüplerinin siyasetle olan bağlantısı açık. Bunlar sadece bize özgü şeyler de değil. Rus oligarkları da futbol takımları satın alıyor.
İkincisi futbol sanayileşmenin getirdiği özelliklere sahip bir 'oyun'. Dibinde ekip çalışması yatıyor. Sanayi toplumunun disiplininden geçmeyen toplumların futbolda başarılı olması pek düşünülmezdi. Bireysel bir oyun değildi, çünkü. Fakat Brezilya gibi kıyıdan kenardan gelen takımlar 1960'lardan başlayarak dünyayı sarsınca işin içinde başka bir iş olduğu anlaşıldı.
O zaman fark edildi ki, iki unsur bu gelişmeyi çekip götürüyor. Birisi, o kıyı kenar, yoksulluk ülkelerinin çocukları futboldan başka çok az alanda 'yıldız' olma şansı bulacaktır. Bunun hırsı içindedirler. İkincisi, futbol da, o dönemlerin getirdiği 'ulusal' duyarlılıklar üstüne oturuyor. Her ulus 'kendi' futbolunu oynuyor.
***
Nihayet son husus 1980 sonrasında yavaş yavaş belirdi. Bir, futbol dünyanın en büyük eğlence endüstrisi. Ortada dönen akıl almaz büyüklükteki para işin bu eğlence kısmıyla ilgilidir. Gene aynı dönemde kapitalizmde yaşanan büyük gelişme futbol eğlencesinin manipülasyonunu getirdi. Hayatımıza 'fanatik' diye bir kavram girdi. Sözcük olarak fanatik elbette mevcuttu. Fakat futbolda özel anlamını kazandı.
Fanatikler daha sonra 'holigan'a dönüştü. Popüler kültürün alabildiğine yozlaştırıcı, yönlendirilmiş tutkusu başıboşluğun, 'lümpenliğin', ateşiyle tavlandı. Bunlar da o toplumların kıyısında kenarında yaşayan ama hiçbir şey olamayacağı hiç değilse kendi gözlerinde kesin olan bir kitleydi. Toplumsal imkânsızlığın, vurmak, kırmak şeklinde ortaya dökülen başıboş bireysel öfke 'patlaması'...
***
Bu çerçeve, düşünün bakalım, Türkiye'de yaşadıklarımıza uyuyor mu uymuyor mu?
Kulüplerin her şeyi kontrol altında tutan siyasetten ticarete uzanan ilişki ağları, yöneticilerin içine girdikleri çetrefil, karmaşık, girift, bazen çok rahatsız edici ilişki yumağı, başıboş, baldırıçıplak, tufeyli grupların sergerdeliği, çoğu zaman iyi koşmak ve topa iyi vurmaktan başka meziyeti olmayan ama en çok parayı kazanan futbolcular, 'milliyetçilikle/ ulusçulukla' bütünleşen tepkiler, her düzeyde toplumsal çılgınlığa sahne olmuş şehirler şu yukarıda çizdiğim tablonun bize özgü 'motif'leri değil mi?
Eğer bu hususlarda mutabıksak, ki, besbelli, öyle, o zaman ben artık söylemeyeyim, ama siz otobüse saldırılması, liglerin ertelenmesi ile adliyenin basılması, rehineler, operasyonlar, elektrik kesintileri arasındaki benzerlikleri ve eşitlikleri bulun.
Korkmayın, havuz problemlerinden daha kolay.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024