Hasan Bülent KAHRAMAN
Arife günü sayılması gereken Çarşamba günü içinde neredeyse kimselerin olmadığı üniversitedeki odamın penceresinden akşam üstü baktığımda gördüğüm çılgınca bir tutkuyla tatil yerlerine koşan insanların yarattığı korkunç araba kuyruklarıydı. Trafik kilitlenmiş, kuyruk uzamıştı. Biraz daha bekleyip arabaya bindim, ters istikamette sürmeye başladım. Bu defa bomboş, terk edilmiş, hüzünlü bir kent buldum.
Dün sabah arabaya binip üniversiteye giderken de yollarda sadece ben ve belediye otobüsleri vardı. Şehir bomboştu. İstanbul, Temmuz güneşi altında, esen poyrazın nemi savurup dağıtmasıyla, pırıl pırıldı. Tepebaşı'ndan Haliç'e inerken önüme çıkan eşsiz görüntü, klasik İstanbul siluetini bir yandan Topkapı Sarayı'na diğer yandan Bulgar Kilisesi'ne doğru çekiyordu. Ortada muhteşem Süleymaniye, Pantokrator Kilisesi ve Valens su kemerleri vardı.
O zaman düşündüm, kent hayatı gerçekten bu derecede sıkıcı ve ilk fırsatta terk edilmesi gereken bir hayat mıdır diye...
Bana göre, hayır. Yıllar yılı bu nedenle yaz aylarında tatile çıkmadım. Boş kentte, gündüzleri daha tenha bir ortamda işimi yaptım, yaz kafelerinde yaşadım. Öyle değilimdir ama bir 'kent romantiği' gibi sürdürdüm zamanı. Geceleri ise büsbütün boşalmış sokaklarda bütün bir kentin ev içine dönüştüğünü düşünerek, ayak seslerimi dinleye dinleye, bazen nem ve sıcaktan bunalsam da, kediler ve çöp tenekeleri arasında yürüdüm. Bu saatlerde insanın başka hiçbir zamanda olmayacak kadar kendisine döndüğüne inandım. Sonra kent sabahlarının tazeliği, heyecanı...
Zamanla şehir dışında yaz geçirmekten de hoşlandım. Bunun nedeni denizdir. Çok yazdım onun enginliğine kendimi bıraktığım zaman yaşadığım duyguları. (Bu nedenle bu yılın yaz şarkısı olarak artık hiç kimsenin hatırlamadığı Charles Trenet'nin La Mer (Deniz) isimli parçasını seçtim...) Kırlardan, sarı ve yanık renkleriyle hoşlandım. O boşluk duygusunun bir erinç getirdiğini fark ettim. Yeşil çevredense hiçbir zaman hazzetmedim. Kırların 'sarı sıcak' boşluğunu kentlerin her zaman vurgunu olduğum alanlarına, açıklıklarına benzettim. O zaman anladım ki, içimde hiç dolmayan bir boşluk duygusu taşıyor ve onunla yaşıyorum. Bir de elbette antikitenin unutulmuş, yıkıntılara dönüşmüş eski kentleri. Oralarda bulduğum haz hiçbir şeyde yoktur. Velhasıl, Akdeniz önemlidir.
Gene de kentleri vazgeçilmez bulurum. Her bakımdan. Fakat öncelikle kültür demektir kentler. Hayatın 'doğa mı kültür mü' diye ayrıldığı her yerde ben kültürden yanayımdır. Dolayısıyla formülüm şudur: kent, kültür demektir. Kültür ise kentte konser, kitapçı, kafe ile üretilir. Yani, ben Beş K formülüyle yaşadım.
Şimdi bayram. Yaz. Tatil. Tam kent zamanı. Tam İstanbul zamanı. İstanbul da İki B formülüyle yaşanır: Boğaz ve Bizans. Yani, en yeni ve en eski İstanbul. Ortasında muhteşem Osmanlı yer alıyor. Fakat maalesef İstanbul'un çevresini tanımıyor ve yaşamıyoruz. O nedenle de ilk fırsatta şehri terk etmeyi marifet sayıyoruz. Halbuki Kuzey Doğu ve Kuzey Batı aksında müthiş bir coğrafya söz konusu. Eğer oraları kullanmayı başarırsak İstanbul'un 'içini' daha fazla yaşamayı da başaracağız.
Herkese iyi bayramlar, iyi tatiller...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024