Hasan Bülent KAHRAMAN
Bir hafta süreyle, yani dört yazı boyunca, yazmadım. Böyle söyleyince bu bana,İngiltere'nin Göller Bölgesi'ndeki meşhur Tintern Manastırını ilk ziyaretinden çok etkilenip ikinci kere (1798) ziyaret eden William Wordsworth'un yazdığı şiirdeki iki mısrayı anımsadım: 'five years have passed; five summers, with the length/ of five long winters! (beş yıl geçmiş; beş yaz/ beş uzun kış boyunda) Benimki de dört yazı boyunda bir ara...
Tatil değildi. Bir haftalık uyduruk hastalıktan sonra elimdeki işlere yoğunlaştım. Yazdığım kitabı bitirmek için gece gündüz çalıştım. Olmadı. Devam edeceğim. Ama çok güzel kitaplar okudum. Yaz romanlardır. 'Ne okuyacağım sorusu' insanın boğazına sarılır. Yeni kitaplara itirazım yok. Ama bir huyum vardır. Amerikalılar benim gibilere 'completist' der. Bir yazarın bütün kitaplarını almak, tüm kitaplarını okumak. Tek kitapları o nedenle sevmem. (Evet, Malcolm Lowry'nin Yanardağın Altında romanı tek kitaptı ama o başka!)
İzlemeyeceksem, bunu çok sevdiğim şimdi diğerini okuyayım demeyeceksem o yazarı okumam: ya hep ya hiç... Gene de okudum, iki öyle kitap. Hele birisi, Uhlmann'ın 70 sayfalık 'Reunion'u bir mucizeydi. Demir Özlü'nün kulakları çınlasın. 70-100 sayfa arasındaki metinlere çok modern/uygar der. Gerçekten öyledir. Post Entelektüel Dönemisimli kitabımda yazmıştım. Fransızlar artık küçük kitaplar yazıyor. Büyük romanlarını bitirdiler, her şeyi anlattılar çünkü. Gene orada tahlil ettiğim nedenlerden ötürü Amerikalılar, İngilizler hala uzun roman peşindeler. (Bizdeki kısa romanlar üstüne de bir yazı hazırlıyorum. Bakalım...)
Yazdığım kitap bizim sosyal demokrasi, dolayısıyla büyük ölçüde CHP tarihi. İçinde yaşadığım o 1990'lar bölümünü büyük bir sıkıntı ve kasvetle tamamladım. Bütün o İnönü, Baykal, Karayalçın aymazlığı. 1989'dan itibaren hep oy kaybeden sonunda 1999'da barajın altında kalmaya dolu dizgin giden bir partinin 'meleklerin cinsiyetiyle' uğraşan zavallı liderleri. Olmayan sosyal demokrasinin büsbütün tükenişi değil, Türkiye'nin tüketilişi. Ama tesadüf değildi. İnönü'nün partinin başından ayrılması, Karayalçın dönemi, SHP-CHP birleşmeleri 28 Şubat ve sonrasına giden bir uzun zincirin bakla bakla hazırlanmış senaryosuydu.
Şu yazmadığım dört yazı boyunca asıl ilgimi çeken bizde yayımlanan gazetelere de daha farklı bir nazarla bakınca gördüklerimdi. Bu köşeyi okuyanlar bir konudan çok yakındığımı bilirler. Türkiye'deki aşırı politizasyonun bir depolitizasyon olduğu kanısındayım. Hiç gerçek anlamda politika düşündürmemek ve yaptırmamak bir topluma bu yoldan da mümkündür. Onu dengeleyecek biçimde gazetelerin kültürel, bilimsel, toplumsalmeselelerle uğraşması gerekir. Bizse her şeye gündelik politikanın taktik ilişkileri içinden bakıyoruz.
Bir bu tespitle bakınca gazetelerin gerçekten ikiye ayrıldığı görülüyor.. İktidar karşıtıgazetelerin köşe yazarları politikadan sıkılarak 'lüks hayat' yazıları yazıyorlar. Ama yetersiz, yapay, özenti. Hem de nasıl... Gerçekten çok rahatsız edici bir düzeyde. Müthiş bir yalnızlık hissiyle yazıyor o yazarlar. (Kimse bana Batı'da da böyle demesin, o işleri gayet iyi bilirim. O bakımdan Hıncal Abi mesela, kendisi de bu noktaları vurguluyor, ayrı bir burç. Taha Kıvanç üstadımız da başka bir soy.) İktidar gazeteleri ise küçük burjuva radikalizmi içinde canhıraş bir şekilde siyaset yapıyor. O zaman da kendi içine büsbütün kapanıyor, büsbütün kendisini yalnızlaştırıyor. İki ayrı yalnızlık yaşanıyor Türkiye'de anlayacağınız, birisi belki daha kalabalık, öteki biraz daha ıssız. İki tarafın da ihtirası, şevki, isyanı tek yanlı...
İşte böyle, işte bunlarla geçti dört yazı boyunda bir hafta...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024