Hayko BAĞDAT

Hayko BAĞDAT
Hayko BAĞDAT
Tüm Yazıları
Darbe, Balyoz, Ergenekon ve ben
12.11.2014
1941

Cumartesi günü TÜYAP Kitap Fuarı’ndaydım. “Salyangoz” isimli kitabımı imzalamak için İnkılap Yayınevi standındaki yerimi almış, komşu dükkân İletişim Yayınları’nda birbirinden kıymetli kitaplarını imzalamakla meşgul olan yakın arkadaşım İsmail Saymaz’a takılıyordum.

 

Hangimize daha çok okur gelmiş, kime daha fazla ilgi olmuş diye tatlı tatlı atışıyorduk. (Laf aramızda bence ben daha iyi durumdaydım.)

 

Pek çok başka dosta da rastladık. O esnada Cumhuriyet Kitap standına CHP’li vekiller uğradı. Nerede bir hak ihlali görsek ânında oraya giden, Meclis’te bu toplumun ötekilerinin “bizdendir” diyebileceği birkaç vekilden biri olan Veli Ağababa da gelmişti.

 

Uğradım, selam verdim.

 

O esnada orada bulunan bir adam acılı ve öfkeli bir sesle haykırdı:

 

Ben Balyoz mağduruyum Hayko Bey. Yüzbaşıydım, neler geldi başıma. Sizin gibi gazeteciler biraz araştırsaydınız o zaman gerçek gazeteci olurdunuz.

 

Yahu ben 1,5 yıldır yazıyorum, dediğiniz dönemlerde haklı veya haksız olan bitenin sorumluluğunu nasıl alayım” demeye çalıştıysam da sesimi duyuramadım.

 

Biz kimin ne olduğunu biliriz, bırak şimdi...

 

Hatta kalabalık içinden orayı terk etsem fena olmayacağını fısıldayanlar oldu kulağıma.

 

Sanırım hayatımda ilk kez “bir mağduriyetin müsebbibi güç odağı” muamelesi gördüm desem yeridir.

 

Peki, bu nasıl oldu?

 

Şimdilerde yeniden moda olan meşhur MGK kararlarıyla yakın zamana kadar Kürtlerin, Ermenilerin, devrimcilerin, Alevilerin hatta muhafazakârların başlarına gelen tüm felaketlerin müsebbibi olan, arkadaşlarımızın isimlerini ölüm listelerine alan, Hrant Dink’i ölüme götüren süreçte (en demokrat paşa Hilmi Özkök döneminde) bir gazeteci için “vatan haini” bildirisi yayınlayan, faili meçhullerden, kirli savaşlardan, andıçlardan, muhtıralardan sorumlu bir orduyu ben bu hâlimle nasıl mağdur etmiş olabilirim?

 

Ergenekon davasından tahliye olan anlı şanlı “Türkiye seninle gurur duyuyor” insanlarını düşünün bir.

 

Özel Harekâtçılar, generaller, istihbaratçılar, polis müdürleri, mafya liderleri, faili meçhullerin failleri...

 

en ne ara bu insanların mağduriyetlerinin müsebbibi sayılır oldum?

 

Biz bir hayal mi gördük?

 

Adliye kapılarında devletin kanına girdiği arkadaşlarımızın katillerini ararken, mezar başlarında onların acılı ailelerinin yanında dururken, cezaevinde, işkencede hayatları karartılmış gençlerin acısına ortak olurken, çocuklarının kemiklerini arayan Cumartesi Anneleri’nin yanında otururken ne ara “fail” biz olduk?

 

Erdoğan’ın ağzından düşürmediği “Eski Devlet” aslında yok muydu?

 

Bütün bu zorbalıklar yaşanmadı mı?

 

Bu ülkede darbeler, darbe hazırlıkları, şartlar müsait olsun diye işlenen siyasi cinayetler, toplumsal katliamlar, baskı, zulüm yapılmadı mı?

 

Bunların hepsi oldu elbet...

 

Fakat bir şey daha oldu.

 

Ucunu yakaladık, hesaplaşıyoruz, yüzleşiyoruz, temizliyoruz” diye diye 20 yaşındaki teğmenler üzerinden “darbeci buldum” naraları atan, Ergenekon’un en tehlikeli adamları olarak karşımıza Ahmet Şık’ı, Nedim Şener’i çıkaran, gerçek katillerin, darbecilerin yanına kendisine tehdit olarak gördüğü tüm kesimleri monte eden bir iktidarın ve onun için davranan Cemaat’e bağlı bürokrasinin eylemlerinin sonucudur bunlar.

 

Devleti temizlemenin değil ele geçirmenin, kamuda şeffaflığın değil köşe kapmaca oynamanın, hakkın, hukukun, adaletin değil güçlü kalmanın hayalini kuranların günahlarıdır bunlar.

 

İtibarı yerlerde sürünürken hapse attıkları “Eski Devlet” mensuplarının vatan kahramanı olarak tahliye edildiği, onlarla yeni ittifakların inşa edildiği, eskisiyle, yenisiyle her daim potansiyel katilimiz olacak bir devletin kurucu unsurlarıdırlar.

 

Bir daha geçmişle hesaplaşabilme ihtimalimizi sonsuza kadar mezara gömen, vaat ettikleri adaletin üzerini yeni cansız bedenlerle örten, katilleri parti binalarının arka bahçesinde saklayanların boynuna olsun vebali.

 

Bana sorma Yüzbaşı, benim hâlim senden önce de böyleydi, şimdi de böyle.

 

Sen yeni geldin...

 

[email protected]

Twitter:@haykobagdat

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar