Kurtuluş TAYİZ
Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı Kemal Kılıçdaroğlu’nun etkisiz muhalefeti Deniz Baykal’ın öne çıkması için imkân sağladı. Deniz Baykal atak davranarak bu durumu değerlendirmeye çalışıyor. Tek başına mitingler düzenliyor, televizyon programlarına katılıyor, eski sistemi var gücüyle müdafaa etmeye çalışıyor.
Elbette bu ülkenin geleceği için sözü olan herkesin can kulağıyla dinlenmesi gerekir. Deniz Baykal’ın itirazı, eleştirisi ne? Baykal neyi savunuyor?
Çarpıcı birkaç cümlesi; “Böyle bir yetkiyi Peygamber’e versen, Peygamber’i bozarsın”, “Evet devletin, Hayır milletin kararı” şeklinde.
Baykal’ın odaklandığı nokta cumhurbaşkanlığı sistemi değil, doğrudan Erdoğan. Baykal da Avrupa’da yükselen, PKK ve FETÖ'de temsilini bulan Erdoğan karşıtlığında/düşmanlığında buluşuyor. Tek dertleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlenmesi; bunlarınki Erdoğan güçlenmesin de ne oluyorsa olsun, kafası.
Deniz Baykal’ın konuşmalarına ülkenin bekası ile ilgili ne bir kaygı, ne bir endişe yansıyor. Yeni sistemin bu ülkeye getirecekleriyle de ilgilenmiyor. FETÖ, PKK, PYD’ye de bir sözü yok. Baykal’ın gözü yeni sistemi değil, Batılılar gibi Erdoğan’dan başkasını görmüyor.
Peki, Batı Erdoğan’da neyi görüyor?
The Guardian bir süre önce Batı’nın Erdoğan’da neyi gördüğünü çok güzel özetlemişti: Türk milletinin daha yoksul, daha dindar ve daha az Batılılaşmış kesimini görüyor. Guardian, kısaca “Dindarların desteğine sahip Erdoğan’ın Türkiye’yi yönetmesine izin verilemez” demişti.
Almanya ve Hollanda krizlerinde bir kez daha görme fırsatı bulduk ki Batı, Türklerin kendi siyasal sistemlerini değiştirmesine, reforma tabi tutmasına dahi tahammül edemiyor. Aynı tahammülsüzlük CHP ve Deniz Baykal’ın itiraz ve eleştirilerinde de kendini dışa vuruyor.
İşin gerçeği şu; Avrupa, Abdülhamid Han’dan beri Türklere kendi liderlerini seçme hakkı bile tanımadı. Yüzyıldır hangi siyasi liderin “iyi”, hangisinin “kötü”; hangisinin “demokrat”, hangisinin “diktatör” olduğuna Batı karar veriyor.
CHP milletin değil, Batı’nın sözcüsüdür. Deniz Baykal milletin hislerine değil, eski siyasal sistemin duygularına tercüman olmaktadır. “Millet ‘hayır’, devlet ‘evet’ diyor” diyen Baykal’ın kelime oyunlarıyla saptırmaya çalıştığı gerçek ise son derece önemli: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Türk milleti seçmiştir; dolayısıyla Erdoğan her şeyden önce, hatta devletten de önce millet, demektir.
Avrupa, 16 Nisan’da Türk milletinin devletin de sahibi olacağı gerçeğinin farkında ve bunu bir türlü hazmedemiyor. En büyük korkuları gerçek oluyor; CHP’yle milletten gasp ettikleri devlet el değiştiriyor, yeniden milletin oluyor.
Bunu engellemek için ellerindeki son barutları da tüketiyorlar. Cepheye Deniz Baykal gibi eski tüfekleri sürüyorlar. Bu da yetmeyecek şüphesiz ve Avrupa, 16 Nisan’dan sonra karşımıza gerçek yüzüyle, yani yüzyıl önce Osmanlı’yı parçalamak için buralara kadar gelen “düşman” yüzüyle dikilecek. Son aylarda Avrupa geneline yayılan Türkiye/Müslüman karşıtı gösteriler önümüzdeki dönemin hazırlığı. Millet de bunun farkında, devlet de.
İşte bu yüzden Türkiye 16 Nisan’da sandığa, olan bitenin ne olduğunu gayet net anladığı bir şuurla gidecek.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019