Lale KEMAL
İki yıldır muhaliflere yönelik saldırılarını acımasız biçimde sürdüren Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in, artık bu kez gerçekten gidici olduğuna dair pek çok emare ortaya çıkmaya başladı. Bu emarelerin başında, geçen cuma günü, muhaliflerin, ülkenin başkenti Şam’daki havaalanını ele geçirmek için bu bölge yakınlarında rejim güçleriyle şiddetli çatışmalara girmesi geliyor.
Başta Amerikan yönetimi olmak üzere pek çok Batılı ülkenin, aşırı dinci grupların eline geçeceği endişesiyle silah yardımı yapmadığı muhalif hareket, kendi imkânlarıyla artık savaş uçaklarını da düşürmeye başlayarak rejime karşı güçlenmeye başladı. Muhalefetin güç kazanmasında, temel etkenlerden biri olarak, Suriye ordusundan artan kopuşlar olduğu gösteriliyor. Eski rejim yanlısı şimdi muhaliflerin safına katılan askerlerin, direnişçilere hem silah yardımı yaptıkları hem de bazı askerî karargâhlara erişilebilirliği sağladıkları gelen haberler arasında. Böylece, rejime bağlı askerler, muhalif saflarına artan biçimde iltica ettikleri ölçüde Hür Suriye Ordusu’nun (HSO), savaş yeteneği de artıyor.
Şam havaalanının muhaliflerce ele geçirilmesi ise, hem rejimin dışarıdan silah ve gıda ikmalini hem de Esed’in, kaçış yollarından önemli birini kesmesi ve başkente kısmen de olsa hâkim olacağı anlamına geldiği için önem taşıyor.
Polis gücüne sevkıyat Türkiye’den yapılacak
Esed’in, artık yakında gidici olduğuna dair bir diğer emare ise, ABD’nin, gerek Ankara gerekse diğer ilgili ülke başkentleriyle, Esed sonrası Suriye’nin, Irak’ın akıbetine uğramaması için alınacak önlemler üzerindeki çalışmalara hız kazandırmış olması. ABD, ilgili ülkelerle Esed sonrası Suriye’nin, kontrol edilemez duruma gelmesini önlemede, 2003 Mart’ında Irak’ı işgâlinde yaptığı vahim hatalardan dersler çıkartarak planlama yapıyor.
Bilindiği üzere, ABD’nin Irak’ı işgâli kolay olmuş ancak bugün de devam eden mezhep çatışmalarının ise, yanlış planlamalar sonucu fitilini ateşlemişti.
ABD, örneğin, Irak’ı işgâl eder etmez yaptığı büyük hatalardan biri olan o zamanki Irak ordusunu lağvetme gibi bir tasarrufa Suriye’de gitmeyecek. Ordudan atılan Iraklı subaylar, ellerindeki silahlarla birlikte mezhep çatışmalarında önemli rol oynadılar ve oynamaya devam ediyorlar. ABD’nin, Irak’ta tekrarını önlemek için planlama yaptığı bir diğer önlem ise, Esed sonrası Suriye’de, değişik grupların eline geçmesini önlemek için tüm silahları toplamak olacak. Esed sonrası Suriye’de, asayişi sağlamak üzere bir uluslararası polis gücünün kurulması da gündemde. Bu polis gücünün, silah ve araçlarının sevkıyatında Türkiye topraklarının, özellikle İskenderun’un kullanılması için taraflar arasında görüşmeler yapılıyor.
Rusya silahları niye istemedi?
Rusya’nın, Suriye savunma bakanlığına adresli Rus yapımı silah malzemelerinin iade edilmesini, sürpriz bir biçimde Türkiye’den istememiş olması, Moskova’nın, Esed rejimine olan desteğini azalttığı yolundaki emarelerden bir diğeri. Malûm, Türkiye, 10 ekimde, Moskova’dan hareket eden bir Suriye yolcu uçağını, Ankara Esenboğa Havalimanı’na inişe zorlamış ve uçakta bulunan 10 kutu malzemeye el koymuştu. Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi Vladimir İvanovski, Devlet Başkanları Vladimir Putin’in, 3 aralıktaki Türkiye ziyaretinden hemen önce, basın toplantısı düzenleyerek, silah krizini kapatma ve bu olayın sorumluluğunu Moskova’nın üzerinden atma politikasını şu sözlerle dile getiriyordu: “Uçakta el konan malzeme bir uçaksavar kompleksine ait radarın yedek parçaları. Bu tatsız olayı ne kadar çabuk unutursak o kadar iyi olacak. Artık bizim malımız değildi. Para aldıktan sonra bizim sorumluluğumuz kalmadı. Geriye kalan Türkiye ile Suriye arasındadır. Suriye uçağı konusu, Putin’in Türkiye’ye yapacağı ziyaret esnasında gündeme gelmeyecek ve bu konu artık kapatılmalıdır.”
Ankara’daki Batılı diplomatik kaynaklara göre, Büyükelçi İvanovski’nin, gerek basına yaptığı bu açıklama, gerekse Türk Dışişleri Bakanlığı yetkililerine ilettiği, “Bu silahlar Suriye’ye satıldı ve Rus hükümetini ilgilendirmiyor” mealindeki ifadeler, Moskova’nın, Beşşar Esed ile arasına mesafe koyduğunun bir diğer göstergesi.
Oysaki Büyükelçi İvanov, Türkiye’nin Suriye uçağını indirdiği anda, güya uçaktaki Rus yolcuların güvenliğinden endişe duydukları telaşıyla hemen olay mahalline gitmiş ve aslında uçaktaki askerî malzemelerin akıbetini merak etmişti.
Rusya, bu olayın üzerinden iki ay geçmişken şimdi çark etmiş ve “Silah konusuna aldırmıyoruz” havasına girmiş vaziyette. Bir Batılı diplomat, “Rusya şayet Türkiye’den silahların iadesini isteseydi, Esed’in destekçisi durumuna düşecekti. Bu duruma düşmek istemedi” yorumunu getiriyor.
[email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016