Lale KEMAL
Bir hatırlayın, AK Parti’nin, ilk iktidar döneminde 2003 yılı ile başlayan demokratikleşme hamleleri, Türkiye’ye, tarihinde görmediği göreceli bir istikrarı yaşatmıştı. Sonrasında ise, 2012’de yaşadığımız reformsuz bir yıl 2013’ün de pek iyi geçmeyeceği sinyallerini veriyor. Türkiye’de, demokrasiden bir hayli taviz verilerek eski kazanımlardan geriye gidişin ilk işaretleri, 2011 Haziran seçimleri sonrası verilmeye başlandı ve beklenenin aksine iktidar, “Ustalık,” diye tanımladığı bu döneminde, Türkiye’ye eski kasvetli havasını soldurur hâle getirdi, Bütün bu olumsuzluklara rağmen, iktidarın uzun vadede bir alternatifi görünmüyor ve belki de bu yüzden özellikle Başbakan Erdoğan, aşırı bir özgüven patlaması yaşıyor, parti içinden kötü gidişatı görenlerin uyarılarını dinlemediği gibi olumlu eleştirileri bile düşmanca eleştiriler gibi algılayıp, öfkeleniyor, belki kabul etmek istemiyor ama kötü gidişattan nemalananların ekmeğine yağ sürüyor.
Başbakan Erdoğan, daha geçenlerde derin devletin varlığına işaret ederken, siyasi danışmanı ve milletvekili Yalçın Akdoğan, iktidarın son 10 yıldır bu derin yapıyla mücadele ettiğini, tam öldü derken bu derin devletin başka bir vücutta yeniden doğduğunu ve bu yapının temizlenmemesi hâlinde ileri demokrasinin olmayacağından dem vuruyordu, 31 aralıkta NTV’ye verdiği söyleşide.
Aslında, iktidarı demokrasiye ara vermesinden dolayı eleştiren bizler de; “kısır çıkarları uğruna devletine ve milletine ihanet eden yasadışı derin devlet unsurlarının temizlenmesi için, acı da olsa demokrasi reçetesini durmaksızın uygulayın” derken, iktidar ile aynı hedefe kilitliyiz. Endişemiz, hükümetin gerektiğinde acı da olsa sonuç alıcı reformları hayata geçirmeyerek, zamanın derin devlet lehine işliyor olmasından kaynaklanıyor.
Derin devletin yasadışı eylemlerini tekrar etmesini önlemek adına yasal düzenlemeler hayata geçirilmediği gibi atılacak kimi vicdani adımlar bile atılmıyor. Örneğin, Erdoğan, yaklaşık bir yıl önce Uludere’de 34 vatandaşın, ülkelerinin F-16 savaş uçaklarıyla bombalanıp öldürülmesinden dolayı olay daha sıcakken keşke özür dileyebilseydi, işte o zaman derin devlet gol attığını sanıp, zil takıp oynayamazdı. Şimdi de kendisine dayatma yapıldığı düşüncesiyle özür dilemiyor ama arka planında maalesef kimi asker kişileri gereksiz yere koruma içgüdüsü bulunuyor.
F-4 jetinin iki pilotla birlikte Akdeniz’in sularına gömülmesi olayı da belki tekrarlanmayacaktı, belki Afyonkarahisar’da, çoğu acemi 24 asker ehil olmadıkları bir işte yani el bombalarının tasnifi sırasında ölmeyeceklerdi şayet iktidarın inisiyatifiyle parlamentodan, askerin siyasi iradeye mutlak itaatini sağlayacak yasalar geçirilmiş olsaydı.
İktidarla muktedirlik mücadelesini sürdüren derin devlet içindeki yasadışı yapıların aktif olduğu bir gerçek iken reformlara ara verip, 2014 cumhurbaşkanlığı seçimleri için kariyere kilitlenme hâli, hükümeti, ister istemez ileri demokrasi adına inisiyatifi yeniden ele alıp almayacağı konusunda samimiyet testinden geçirmemizi gerektiriyor.
2012’nin son günlerine damgasını vuran ODTÜ’lü öğrencilere karşı aşırı güç kullanımına Başbakan Erdoğan’ın, hocaları ve öğrencileri hedef tahtasına oturtmasıyla gerilen siyasi ortam, bize, 1980 kanlı askerî darbesine götüren öğrenci olaylarının o zamanki iktidar tarafından yönetiliş biçimini hatırlatıyor. Ve 2013’te de siyasi gerilim her alanda artarak sürer mi, endişelerini yaşatıyor.
Bugünün Türkiye’si, iktidarı fiilen elinde bulunduran odaklara karşı basiretsiz politikacıların ve kötü yönetim anlayışının geride kaldığı bir Türkiye olmakla birlikte, özellikle Erdoğan’ın, o kanlı dönemin bir genci olarak, öğrenci olaylarının, yasadışı derin devlet tarafından acımasızca kullanıldığını hatırlayıp, daha soğukkanlı bir yaklaşım sergilemesi gerekiyor. Her öğrenci hareketi içinde, doğaları gereği gençlerin kullanıldıkları kışkırtma amaçlı faaliyetler bulunur, bunları geçmişte çok gördük. Yasadışı derin yapıların izlerini güçlü şekilde taşıyan kimi öğretim üyeleri var gazeteciler, işadamları olduğu gibi, bunlar puslu havaları severler, fırsatını bulduklarında uykudan uyanırlar.
Yalçın Akdoğan, NTV’ye söyleşisinde, “Derin devlet öldü diyorsun, başka bir vücutta yeniden doğuyor” diyor. Yeniden doğuş; öğrencilerin arasına kışkırtma amaçlı unsurların sokulması, eski Türkiye kalıntısı kimi sözde akademisyenlerin durumdan vazife çıkartması gibi de olabiliyor.Hükümetin, polisin öğrenci olaylarına aşırı güç kullanımını görmezden gelip, öğrenci ve akademisyenlere yüklenmesinden nemalanmak isteyen o kadar çok insan var ki, adeta yeniden doğuşlarını kutluyorlar.
İktidar, zaten bu durumun farkında ama bu zihniyetin kırılması, topyekûn akademisyenleri ve öğrencileri karşına alarak olmaz, itidalli bir politika izlemek gerekiyor, yasadışı yapılara prim vermemek için.
Halktan aldığı desteği güçlü biçimde devam eden iktidarın ve başta Başbakan’ın, kuşatılmışlık olarak gördüğüm ruh hâlinden çıkması, silkinmesi ve derin devlet içindeki yasadışı yapılarla etkin mücadele için reformlara yeniden olanca hızıyla başlaması gerekiyor. Bu da iktidarın, nerede kalmıştık deyip, temiz Türkiye ile yola devamda yeniden doğuşu olacaktır.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016