Lale KEMAL

Türkiye’den Avrupa’ya üçüncü göç dalgası mı?
24.01.2015
1579

 Dünyanın en çalkantılı bölgelerinden olmakla birlikte yine dünyanın petrol ve kısmen de doğalgaz ihtiyacının önemli bölümünü karşılamasından dolayı Ortadoğu, başta ABD Batı’nın, çıkarları adına dikkatlerini sürekli üzerine çevirdiği bir bölge.

Türkiye’nin önemi, bu bölgeye sınırdaş olmasından kaynaklanır. Diyelim Türkiye, petrol, doğalgaz gibi zenginliği olmayan Afrika coğrafyasında bir yerde konumlanmış olsa idi Batı, “Ne hali varsa görsün, içeride birbirlerini yesinler” boşvermişliğine kapılabilirdi ama coğrafî konumu bu ilgisizliğe izin vermiyor.  Hele hele de Suriye’deki iç savaşın başaktörü haline gelen IŞİD örgütünün, devşirdiği yabancı savaşçıların çoğunluğunun Batılı ülkelerin vatandaşları olmaları ve neredeyse yüzde 90’nının Türkiye üzerinden geçiyor olmaları Batı’nın Ankara ile işbirliğini dikte ettiriyor. Bu örgütün Türkiye’ye birincil tehdit olması da ayrı bir konu.

Ticaretinin önemli bir bölümünü yapıyor olması da birliğin Ankara’yı kolayına boşveremeyeceğinin bir diğer önemli nedeni.

Türkiye’de zaten zayıf olan hukuk devleti ilkelerinden daha da uzaklaşılıyor olması, ifade ve medya özgürlüğü üzerine yapılan ciddi baskılar, muhalif kesimin görülmemiş boyutlarda çoğunlukla polisiye ve yine iktidarın kontrolündeki yargı marifetiyle sindiriliyor olmasına karşı ABD ve AB’den sert tepkiler geliyor, hepimiz okuyoruz. Bu tepkileri, iktidarın, mazlum rolü oynamak için kullandığını ve tabanında prim yaptığını da biliyoruz.

Hatta AB’nin merkezi Brüksel’de, hükümetin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık sistemini getirme projesi için yeterli çoğunluğu haziran seçimlerinde alması durumunda Birliğe tam üyeliği artık iyice  önemsemeyeceği yorumları da sıkça dile getirilir oldu.

Daha önce de yazdım, Türkiye’de muhaliflere yönelik baskıya karşı en etkin mücadelenin içeriden verilmesi gerekiyor. Ama gerek Washington gerekse Brüksel, Ankara nezdinde daha caydırıcı politikalar izlenmesi ve bu yolla muhalefete destek verilmesi gerektiği konusunda hemfikir. Bu caydırıcı rolün, Ankara ile ilişkileri kesme gibi yaptırımlarla olmayacağı ve tam tersine iktidar ile temasın sürekli tutulmasının muhalifler üzerindeki baskıyı azaltıcı etkisi olacağı düşünülüyor.

Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerin ciddi şekilde ihlal ediliyor olmasının  ve yolsuzlukların örtbas edilmesinin sert bir dille eleştirileceğini öğrendiğim ABD’nin insan hakları raporu, büyük ihtimalle nisan ayında yayımlanacak.  İktidar üzerinde ne ölçüde caydırıcı etkisi olur bilinmez.

Ama bilinen şu ki, tıpkı 1950’li yıllarda Amerikalı Senatör McCarthy’nin, komünistler diye yaftalayıp, ürettiği “iç düşmana” yönelik sistematik zulmün ya da “cadı avının,” benzerinin, bugün Türkiye’de iktidar tarafından muhalefete karşı yürütüldüğü Washington’da artık tescillenmiş bulunuyor.

Peki, cadı avının odağında olan gazeteciler, akademisyenler, avukatlar ve diğer meslek gruplarındaki eğitimli kesimleri yıldırma ve sindirme operasyonu artarak devam eder ve bu kategorideki insan sayısı çığ gibi büyürse ne olur?

Türkiye’den Avrupa’ya, bu kez eğitimli ve laik kesimden oluşan üçüncü bir göç dalgası başlayabilir. Bir Batılı diplomat, Brüksel’in, böyle bir göç dalgasına izin verecek şekilde hazırlık yapması gerektiğini söylüyor.

NOT: 22 Ocak tarihli yazımda, IŞİD’e AKP tabanında sempati olduğu iddiasını dile getirirken buna örnek olarak, bu parti Milletvekili Emrullah İşler’in, gelen sert tepkiler üzerine sonradan silmek zorunda kaldığı, “Kafası taşla öldürülen (PKK yaptı iddiası) gencin suçu neydi? Bunu yapanların eline IŞİD su dökemez. IŞİD öldürüyor ama işkence bari yapmıyor” ifadelerini kullandığı tweet mesajına gönderme yapmıştım. İşler, görüşmemizde, benim ifademle, insanları hunharca katleden, ağır işkencelere  maruz bırakan, IŞİD ya da diğer terör örgütlerine sempati beslemesinin mümkün olmadığını ve bu örgütü de sert bir dille kınadığını vurgulamamı istedi.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar