Lale KEMAL
Televizyonları izlerken ya da gazeteleri okurken Türkiye'de gerçekten neler olup bittiğini tam olarak kavramanız mümkün değil. Eleştirel kanalların ve gazetelerin çoğunun da kapatılmasıyla birlikte, medyanın, halkın sesi olma işlevini önemli ölçüde kaybetmekte olduğunu görüyoruz.
Doğru halen kimi kanallar ve gazeteler, Türkiye'nin öteki yüzü olan Güneydoğu'da yaşanmakta olan felaket anlarını ekranlarına ya da gazete sayfalarına taşıyabiliyorlar. Ancak bu anları yansıtırken nedenlerini tüm yönleriyle halka izah edemiyorlar, baskı korkunç. Adalet, güvenlik, özgürlük dengeleri derinden sarsılmış vaziyette.
Güneydoğu'da, barış sürecinin o 2,5 yıllık kısacık süren ömrü sırasında onarılmaya çalışılan hayatlar ve binalar, 4,5 ay gibi bir sürede artık yerle bir olmuş vaziyette.
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde uygulanmakta olan sokağa çıkma yasağının önceki gün kalkmasından sonra ilçeye alınan medyanın paylaştığı dehşet görüntüleri, ülkenin bir bölümünde ne tür bir felaket yaşandığını gözler önüne seriyor.
Her zamanki gibi çatışma sonrası görüntüler, tüyler ürpertici, insanın vicdanını derinden sızlatıcı nitelikte. Evler, okullar, sokaklar, işyerleri harabeye dönmüş. Günlerdir evinden çıkamayan halk, sokağa çıkma yasağının kalkması sonrasında harabeye dönen mekânlarını, buldukları birkaç parça eşyayla birlikte terk ediyorlar ama nereye gideceklerini bilmiyorlar. Su, elektrik gibi yaşamsal olan altyapılar tahrip olmuş. Yüzyıllık tarihi eserler tanınmayacak vaziyette.
Arkasındaki yıkıntılar eşliğinde konuşan bir vatandaş, “Kimse sormuyor, aç mıyız, susuz muyuz diye. Gidecek yerimiz yok” diyor çaresizlik içinde, “Ses verin bize” diye haykırıyor.
Temmuz ortasında başlatılan çatışmalar ile birlikte 100 binin üzerinde insanın evini terk etmekte olduğu bildiriliyor. Sivil ölümlerin sayısının arttığı, insan hakları örgütlerince bildiriliyor. Bu görüntülerin, yanı başımızda Suriye'de süregelen iç savaştan geçilen görüntülerdeki manzaralardan adeta farkı yok.
Hatırlayın, Cizre'de sokağa çıkma yasağı var diye, bir anne, 10 yaşındaki kızının cesedini evinde buzdolabında saklamak zorunda kalmıştı.
İnsanı dehşete düşüren bu manzaraların benzerini izlememiş miydik 2,5 yıl öncesine kadar, 30 yıl boyunca?
Türkiye'nin bir bölgesinde, artık tüm ülkeyi yangın yerine çevirme riski taşıyan bu şiddet ortamının yeniden başlatılmış olması nasıl izah edilebilir?
Türkiye'nin doğusu şiddet ortamı ile kavrulurken batısında, güne, yeni bir operasyon haberi ile uyanıyoruz. İşin özünde ülkenin tümünde göreceli demokrasi ikliminin artık ortadan kalkmış olduğu gerçeği yatıyor.
10 Aralık Perşembe günü kutlanan Dünya İnsan Hakları Günü'ne şekil veren evrensel beyanname; sivil, siyasi, kültürel, ekonomik ve sosyal hakların, tüm insanoğlunun doğuştan gelen hakkı olduğuna vurgu yapar.
Terör sorununa silahsız çözüm sürecinin başlatılmasıyla Kürtlerin de doğuştan gelen söz konusu hakları teslim edilmişken bugün, Türk'ü, Kürt'ü ayırt edilmeksizin toplum şiddetli baskı altına alınıyor.
Halka hesap veren, şeffaf, iyi yönetim anlayışı devlete hakim olmak zorunda, ulusal güvenlik mülahazalarıyla şeffaf devlet ilkesi ihlal edilemez.
Merak ediyorum, bu yılın Nobel kimya ödülünü, iki bilim adamıyla birlikte alan Prof. Aziz Sancar, Türkiye'ye geldiğinde ziyaret edeceği (edeceğini düşünüyorum) doğduğu Mardin ve çevresinde tanık olacağı dehşet verici manzara karşısında nasıl bir duyguya kapılacak. Bir toplumun çağdaşlaşma seviyesinin önemli göstergelerinden biri olan kızların eğitimine özel vurgu yapan Sancar, çatışmalar sırasında doğduğu bu bölgede okulların bile harap hale geldiğini görünce şoke olur herhalde.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016