Mahmut ÖVÜR
Uzun bir süredir toplumun en dinamik kesimi olan askerlik çağını geçmiş gençlerin dile getirdiği önemli bir talep var; bedelli askerlik...
Talep sahipleri ağırlıkla ya kendi işini kuran ya da özel sektörde veya kamuda mesleğinin en kritik aşamasında olan insanlar...
Ara verdiklerinde sadece kendileri değil, aileleri de zorda kalacak bu insanların. Bu yüzden çare bulunması gereken toplumsal bir sorun.
Sorunla ilgilenenler 800 bini aşan devasa bir kitleden söz ediyor. Aileleriyle birlikte çok daha geniş bir toplum kesiminden söz ediyoruz.
Devreye GBT meselesi de girince insanlar sıkışmış bir hayata mahkum oldu. Siyasetin bu sıkışmışlığa ilgisiz kalması mümkün değildi.
Nihayet bu çözümün gerekliliğini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olarak son konuşmasında açıkça ortaya koydu:
"Bunu hiç sıkıştırmayalım. Şu seçimleri bir atlatalım. Biz bu noktada atılması gereken ne adım varsa atarız. Atacağız. Biz bedelli askerlik bekleyen kardeşlerimizin yaşadıkları sıkıntıyı biliyoruz. Bunları aşmaları için de gerekenler yapılarak Genelkurmayımızla bu konuyu görüşüp ne adım atılacaksa bunu gerçekleştiririz."
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da umut verici açıklamalar yaptı. 30 Mart ve 19 Ağustos seçimleri atlatıldığına göre artık sıranın bedelli yasasına geldiği çok açık. Bu konuda, Meclis'te grubu bulunan AK Parti, CHP ve HDP'den de ciddi destek var. Bu tabloyla Ankara kulislerinde konuşulanları bir arada düşününce "bedelli yasası"nın daha fazla gecikmemesi gerekiyor.
Bu konuyla ilgili farklı hassasiyetlerin olduğu biliniyor. Ama bu gerçek Türkiye'nin askerlik meselesini tartışmayacağı anlamına gelmez.
Sadece bedelli değil, askerlik meselesinin yeniden ele alınması ve tartışılması gerekiyor.
"Yeni Türkiye" hedefi de bunu zorunlu kılıyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu hükümetinin programında, "Yeni Türkiye" için, ikinci sıçrama, kurumsallaşma ve restorasyon hedefi var... Bütün kurumlar değişirken, ordunun bu değişimin dışında kalması düşünülemez. Bu açıdan bedelli geçici bir çözüm, daha kalıcı ve ilk adımları atılan profesyonelleşmeye giden bir çözüme ihtiyaç var.
"Beyaz CHP"li olmanın rahatlığı
CHP kurultayında Muharrem İnce, adaylığıyla CHP siyasetinde bir değişim önermedi ama farklı bir değişime giden yolu açtı...
Artık CHP'de de herkes kendisi olabilecek gibi... Bunun en çarpıcı örneği de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilk kez "Ben Dersimli Kemal'im" demesi...
Bu çıkışla Kılıçdaroğlu Kürt oylarını garanti etti ama vesile olan da Muharrem İnce'ydi.
Çünkü CHP'de başta Kılıçdaroğlu olmak üzere birçok siyasi aktör etnik kimliğini hep ikinci plana itmek zorunda hissediyordu.
Adı konmasa da bir yanda "Beyaz" CHP'liler öte yanda "Siyah" CHP'liler vardı...
"Siyah" yani CHP'nin ötekileştirdiği kesimlerden gelenler, Kürt meselesi gibi kritik konularda ortaya net bir politika koymaktan hep kaçındı. Hatta "Kürt olmasaydım neler yapardım" diyenleri bile vardı.
Önceki gün CNNTürk'te CHP adına katılan yeni Parti Meclisi üyeleri konuşuyordu. Konu çözüm sürecine gelince orada bulunanların dolambaçlı cevaplarına karşın, Bülent Tezcan'ın şu net duruşu çarpıcıydı:
"Çözüm süreci önemli bir fırsattır. Bir tek şartımız var, şiddet olmayacak. İster özerklik istesinler, isterse ayrılığı savunsunlar hatta ayrı devlet bile isteyebilirler ama şiddet olmayacak..."
Tezcan'ın bu sözleri sadece CHP'li Kürt aktörler için değil, CHP için de yeni bir yaklaşım. Geri adım atılmazsa bu yaklaşım çözüm sürecini daha da derinleştirir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- İnce’nin şansı var mı?
6.08.2020 - En hakiki sahte siyasetçiler çağı
28.05.2019 - Yattaki sır isim: Abdullah Gül
6.05.2019 - Beşiktaş Kulübü’nde İmamoğlu kavgası
3.05.2019 - İmamoğlu’na o locayı kim ayarladı?
2.05.2019 - “AB’de HDP’ye siyaset hakkı vermezler”
28.04.2019 - Gel de şüphelenme
21.04.2019 - YSK İstanbul seçiminin yenilenmesine karar verirse
19.04.2019 - Kurul başkanları o kadar insanı nasıl buldu?
18.04.2019 - CHP yönetimi neden susuyor?
13.04.2019
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları




























































Cemil Ak
İyi de ya Mertcan, benim gibi ayda toplam 5000 TL kazanıyorsa (yanlış anlamayın bence maaşım yeterli) ve Ahmet amca gibi hastalar en fazla 2 gün içinde randevu verilip devlet kesintisi olan 8 tl karşılığı bakılıyorsa. Demagojiye gerek yok Sivilay hanım, doktorlar ayda trilyon kazanmıyor, hastalar da doktora para ödeyip fakirleşmiyor, başka örnek lütfen!
Ad Soyad Giriniz...
İyi de ya o Ahmet amcanin okulu universiteye giderse ve Tip degil fizik okursa??