Markar ESAYAN
Özel Yetkili Mahkemeler’i düzenleyen 250, 251 ve 252. Maddelere yönelik düzenleme hazırlıkları ve bunun etrafında dönen tartışma bir süredir gündemi esir almış vaziyette. Keşke diyorum, Terörle Mücadele Yasası 2005 yılında yasalaşırken de aynı gürültü kopsaydı. O dönem bu mayın gibi yasa askerlerin baskısıyla Meclis’ten geçerken, Kürtlere ve Gülen Hareketi’ne karşı kullanılacağı varsayılıyordu. Erzincan’da denendiği üzere Gülen Hareketi üzerinde kullanıldı da. Kürtlere yönelik ise hâlâ kullanılıyor. Son olarak Van Belediye Başkanı Bekir Kaya gözaltına alındı. BDP’li belediye başkanlarının neredeyse tamamına yakını tutuklu vaziyette. Hangisinin gerçek suçlu, hangisinin TMK’nın mağduru olduğunu bilemiyoruz. Aysel Tuğluk’un aldığı 14 senelik hapis cezası ise bardağı taşıran damla oldu. Zaman gazetesi bu haksızlığa en geniş yer veren gazete olarak öne çıktı. Yine Gülen Hareketi uzunca bir süredir anadil hakkını savunuyor. Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Anayasa Komisyonu’na verdiği taslak metinde yer aldı anadil hakkı.
Özel Yetkili Mahkemeler konusunda ise hükümet içinde iki farklı görüş ve çatlak olduğu artık gizlenemiyor. Demek ki, konuyu bir hükümet-Cemaat gerginliği üzerinden okumak çok da yeterli değil artık. Siyasi ve toplumsal kesimleri ittifak veya çatışma hâlinde bütüncül görmeyi ima eden kategorik bakışların çok daha ötesine geçmiş durumda Türkiye. Bence bu durum olumlu anlamda demokratik bir eğilimi gösteriyor.
Öte yandan eksik ve sorunlu da olsa devlet Kürtçeyi okullarda seçmeli olarak öğretme pozisyonuna geçiyor. Toplumun ulaştığı bilinç durumunda bu kimseyi tatmin etmese de, halkın arkasından tıknefes gelen devlet için önemli bir kırılma. Bunu ne bir devrim gibi abartmak doğru, ne de BDP’li Gültan Kışanak’ın dediği üzere “asimilasyon politikası” olarak damgalamak. AK Parti her zaman tereyağından kıl çekmek isteyen pragmatik bir parti oldu. Sürekli hesap içinde davrandı, ancak vesayet kendi öz varlığına tehdit olduğu zamanlarda reformcu kimlik giyindi. AK Parti’yi buradan sürekli eleştirmek mümkün. Ama tam da bu kırılganlığının, ne kadar büyük bir imkân olduğu hiç fark edilmedi. AK Parti, üzerinde kurulan kamuoyu baskısına karşı duyarlı. O zaman Kürtler, Müslümanlar, solcular vesaire, neden daha faal siyasetle toplumu arkalarına alarak hükümetin üzerine gitmezler ve sürekli partinin ideal hâle gelmesini, istenenleri ve ideali kendiliğinden yapmasını beklerler, anlamak zor. Bu mümkün mü, hiç olmuş mu?
Anadil konusunda da baştan istemezükçü veya küçümseyici tavır içinde olmak yerine, bunun toplum için küçük, eski devlet için büyük bir adım olduğunu unutmadan, açılan çatlağı büyütmek, bu imkânı istenen düzeye getirmek muhalefetin, sivil toplumun görevi olmalı. Aynı şekilde Aysel Tuğluk’a verilen ceza gibi haksızlıklar karşısında tüm kesimler seslerini yükseltmeli ki, Kürt sorunu kutuplaşmanın, derin devletin istismar ettiği bir enstrüman olmaktan çıksın, toplumun ortak meselesi hâline gelsin. Çözüm iradesi siyaseti bunaltsın. Bu, CHP’nin yeni Kürt tavrını da çarklardan koruyacak, MHP’yi de hareketsiz bırakarak değişime zorlayacaktır.
Hâlâ alışamadığımız bir şey var ve bu nedenle güç israfı yaşıyoruz. Darbeler dönemi kapanmış olmasa da, büyük hasar aldı. Artık siyaset kendi normal dinamiğine oturuyor. O dinamiğin dinamosu ise halktır. Toplumun varsayılandan çok daha büyük bir etkisi var artık siyasetin üzerinde. CHP’deki kıpırdanma nasıl mümkün oldu zannediyorsunuz? Sadece kaset komplosu “yeni” CHP’yi anlamak için yeterli mi? Halkın taleplerini doğru okuyup, barış dilini bırakmadan AK Parti üzerinde baskı kurumalı. Bu sivil toplum için de geçerli. Medya ise herhalde en son bu arınmadan payını alacak.
Özel Mahkemeler konusunda yaşanan sıkıntı, işte bu baskının hükümet üzerinde kurulmuş olması nedeniyle yaşanıyor ve olumlu. Halkın büyük çoğunluğu darbelerin, derin devletin tarih olmadığını düşünüyor ve yaşanan yüzleşmeden memnun. O nedenle ÖYM’lerin kaldırılması ihtimalini tedirginlikle karşılıyor. Zaten AİHM’den de ÖYM’ler konusunda bir talep yok. Ama öte yandan 10 yıl gibi gayrı insani tutukluluk ve gözaltı süreleri, savunmanın soruşturma dosyasına erişememesi gibi olumsuzluklar ve savcıların keyfî uygulamaları da sürsün istenmiyor. Asıl sorunu yaratan TMK’nın hükümetin gündeminde olmaması tepki çekiyor. Üstelik üstünlerin hukukuna son veren savcıların herkese dokunabilme yetkisinin tersyüz edilmek istenmesi, yani yargılamaların başbakan, bakan ve valilerin iznine tabi kılınması tek bir AK Parti’li seçmenin isteyebileceği bir şey değil. Hele hele kamu yararı istisnası olmadan, Avrupa Konseyi’nin talebine ters olarak ses kayıtlarının suç içerse bile yayımlanmasına getirilecek beş yıllık ceza ve gazetecilerin ertelenen cezaların tümünden mesul olması, açık bir sansür koyma.
Yaşanan aslında normalleşmenin belirtileri. Bu ülkede yarın da hep birlikte yaşayacağız. Türk, Kürt, Müslüman, solcu, kemalist, yan yana olacağız. O nedenle ortak bir demokrasi talebi yaratıp arkasında durmak herkesin çıkarına olmalı.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019