Mehmet ALTAN
Şifre, Türkçeye Fransızcadan girmiş bir kelime...
“Başkalarının anlayamayacağı biçimde düzenlenmiş, gizli haberleşmeye yarar işaretler dizgesi” demek.
Türkiye birkaç gündür “şifre” ile yatıp, “şifre” ile kalkıyor...
Çünkü Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) için gündeme gelen şifreli sorular Türkiye’yi sarstı.
Başta 1 milyon 700 bin genç olmak üzere herkes geçtiğimiz yıl yaşanan KPSS skandalını hatırladı. Çünkü orada da “gizli haberleşme” bağlamında soruların çalındığı ortaya çıkmıştı.
***
Artvin’den ortaya atılan “şifre” iddiasının hemen ardından şifrecilikte büyük bir uzmanlaşmanın geliştiği anlaşılmakta:
“Küçükten büyüğe sıralanıp, soruyla üst üste konulduğunda ‘çakışan şık’ doğru cevap çıkıyor.
Küçükten büyüğe sıralandığında çakışan iki şık varsa, küçük olan doğru cevabı veriyor.
Hepsinin çakıştığı beş soruda ise cevap ilk çakışan, yani ‘a’ oluyor. Harf kullanılan (a, b, c gibi) üç soruda, alfabetik sıraya göre şıklar diziliyor; çakışan şık doğru cevabı veriyor. ‘x, y, z’li üç soruda ise ‘x’ değişken yerine 1 yazılıp işlem yapılınca, küçükten büyüğe kuralı işliyor...”
***
Dün sabah televizyonu açtığımda ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, kameraların karşısına geçmiş çırpınıyordu... Prof. Demir, 27 Mart Pazar günü gerçekleştirilen YGS’de, hiçbir adayı haksız bir şekilde diğerinin önüne geçirecek herhangi bir uygulamanın asla oluşmadığı konusunda kamuoyunu iknaya uğraşıyordu... Kısacası açıklamaya göre “kimse kimseyle şifreleşmemişti”...
***
Türkiye bir “şifreleşme” toplumu...
Din üzerinden, ırk üzerinden, mezhep üzerinden, ideoloji üzerinden, dindarlık üzerinden, laiklik üzerinden, Kemalizm üzerinden, cemaat üzerinden, partizanlık üzerinden, meslekler üzerinden ve aklınıza gelen her şey üzerinden herkes sabahtan akşama kadar şifreleşerek ön almaya çalışıyor...
Hakkaniyetin, adaletin, vicdanın ve liyakatin şifresi olmadığı için, şifreleşerek hak etmediğine el uzatmanın egemenliğindeki bu topraklarda geçerlilikleri yok...
***
İlk olarak, teknik açıdan, ÖSYM Başkanı’nın açıklaması ve çabası, başta 1 milyon 700 bin genç ve aileleri olmak üzere genel kuşkuları pek gidermiş gözükmüyor... Kamuoyunun da merak ettiği şu sorular ortalıkta dolaşmaya devam ediyor:
“Neden basına dağıtılan kitapçıkta şifreli çözüm yer aldı, bu şifreye neden gerek duyuldu?
Sınav sonuçlarına göre ilk bine giren adayların kitapçıklarının bağımsız bir kurul tarafından incelenmesine izin verir misiniz?
Soru ve yanıtları birbirinin tıpatıp aynı olan iki kitapçık var mı?
Her aday için tamamen ayrı kitapçık basmak teknik olarak mümkün mü? Bu mümkün ise ne kadar zamanda, hangi teknik ve program ile bu gerçekleştirildi?
Kitapçıkların üzerinde adayların fotoğraflarının ve isimlerinin olması, hangi adaya hangi kitapçığın verileceğinin önceden bilinmesi, kopya ihtimalini güçlendirmez mi?
Kızların, ‘Pozitif ayrımcılıkla’ tek bir okulda sınava girmeleri için sisteme müdahale edilebiliyorsa; (varsa) şifreli kitapçıkların da önceden belirlenen kişilere dağıtılması için sisteme müdahale edilmiş olamaz mı?
KPSS’deki kopya skandalının dokuz aydan beri ortaya çıkarılmamış olması yeni kopya skandallarına fırsat tanımıyor mu?
Basına dağıtılan kitapçıkta, matematik soruları için geçerli olan şifre gibi diğer bölümlerin de bir şifresi var mı?
Kitapçıkta böyle bir şifrenin yer aldığını ÖSYM yönetiminde kimler biliyor?”
***
Peki bu güvensizlik ortamı nasıl giderilir?
Bizim toplumumuz açısından bu sorunu gidermek hiç de kolay değil. Öncelikle özgüvenin gelişmesi gerekir. Özgüven gelişsin ki kimse rekabetten korkmasın... Liyakat öne çıksın...
Bu da çalışanların yüzde 60’ının mesleksiz olduğu, ortalama okul yılının yediyi bulmadığı Türkiye’de şimdilik Kaf Dağı’nın ardında...
O zaman gelsin “şifrecilik” ve “şifreleşme”...
Sanırım, üniversiteye giriş sınavında kimsenin kimseyle “şifreleşmediğini” ispat etmek isteniyor ise sınavı yenilemek gerekecek... Herkesin “şifreleşmeye” iman ettiği Türkiye’de, bir şaibe ertesinde tersini ispat çok zor çünkü...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Basın Tarihi (7): Simit
27.11.2025 - Alev rengi hüznüyle sonbahar…
25.09.2025 - Basın Tarihi: “Al sana misilleme”…
17.09.2025 - Basın Tarihi: Çözüm sürecinin yargı bacağı
10.09.2025 - Basın Tarihi: Barışı yapay zekâ anlatıyor…
4.09.2025 - Basın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik…
28.08.2025 - Basın Tarihi: Alevi Hakları…
22.08.2025 - Basın Tarihi: Rojava Hep Gündem…
14.08.2025 - Basın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm”
7.08.2025 - Basın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl…
1.08.2025
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları






























Ad Soyad Giriniz...
zır deliler