Mehmet ALTAN
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, dün Atlantik Konseyi’nin düzenlediği üçüncü Karadeniz Enerji ve Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmadaki bir bölüm, daha doğrusu tek bir cümlesi çok dikkatimi çekti...
Başbakan Erdoğan, “insanlar tek tek dikkate alınmadan insana insan olduğu için değer verilmeden küresel ekonomi refaha ulaşamaz” diyordu...
Keşke dedim, iç ve dış politikamızın temel eksenini bu anlayış oluştursa...
Din, ırk ve mezhep ayrımı yapmadan, insan hayatının ve insani değerlerin korunmasının en büyük küresel kamu hizmeti haline geldiği günümüz zihniyetini bir refleks haline getirebilsek...
Çünkü bu anlayış, ‘mağdur yaratmayan’ bir devlet ve ‘birbirini mağdur etmeyen bir toplum’ reçetesinin en sihirli ve en somut çözümü...
***
Başbakan Erdoğan bu tespitinden sonra sözü Suriye’ye getiriyordu:
“Suriye, enerji kaynakları noktasında yeterince zengin bir ülke olmadığı için dünya kamuoyunda yeterince dikkat ve hassasiyetle izlenmiyor. Yeterince petrolü olmadığı için Suriye Libya kadar yankı uyandırmıyor olabilir. Libya’da ölenler ne kadar insansa ne kadar cansa Suriye’de öldürülenler de o kadar insandır, candır.”
Ancak, Suriye bir diktatörlük...
Dün neyse bugün de o...
Hâlbuki düne kadar kendi halkına zulüm eden, ‘insan canını’ yok sayan Esad rejimi ile ballı börekli, AB’den daha yakındık...
Hatırlayın...
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, daha çok kısa bir önce, 20 Aralık günü Hürriyet Gazetesi’ne verdiği demeçte, “kısa bir süre önce Sayın Erdoğan, Suriye, Türkiye, Lübnan arasında Schengen gibi ortak vize önerisi yaptı. Ne düşünüyorsunuz” sorusuna şöyle yanıt veriyordu:
“Bu konuyu ilk gündeme getiren bendim. Hatta adını bile buldum. Onlarınki Schengen’se bizimki de ‘Şamgen’ olsun dedim. Üç yıl önce Türkiye ile Suriye arasında sınırlarda serbest geçiş olmasını konuşmaya başladım. Geçen yıl Türkiye ziyaretimde Tayyip Erdoğan ‘biz hazırız’ deyince de çok şaşırdım.”
Zaten Türk dış politikasının çok fazla arıza yapmasının nedeni de ‘insanın önemini’ ortaya çıkaran ‘küreselleşmeyi’ değil de eski ‘ulus-devlet’ anlayışını eksen almasından kaynaklanmakta...
Yoksa on bir ayda ‘Schengen’e karşı Şamgen’ kurma noktasından bugünkü ‘boğazlaşma’ noktasına gelinir miydi?
Hayat ileriye doğru aktıkça, petrolün değerini yitirdiği, Steve Jobs örneğinde olduğu gibi insan yaratıcılığının çok daha büyük zenginlik yarattığı bir dünyaya doğru gidiyoruz... Onun için insan öne çıkmakta...
***
Başbakan Erdoğan’ın ‘insana insan olduğu için değer verilmeden küresel ekonomi refaha ulaşamaz’ formülü iç siyasette geçerli olsa, bugünkü gazete manşetleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Deprem Odaklı Koordinasyon Toplantısı’ ve Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın konuşmasının oluşturması gerekirdi...
Çünkü Topbaş, bizler Suriye’nin güvenliğini konuşurken, olası bir İstanbul depremi nedeniyle ‘Türkiye’nin güvenliğinin’ tehlikeye düşeceğini yüksek sesle hatırlatıyor:
“Van Depremi’nin İstanbul’da beklenen depremden çok daha az olmasına rağmen, millet olarak hep birlikte hareket etmemize rağmen, yaraları sarmakta ne kadar zorlandığımızı gördük. Bu nedenle İstanbul’da meydana gelebilecek depremin sıkıntısını bertaraf etmek için önlemler almak zorundayız.
Bir ülke özelliği gösteren bir şehirden ve bir milyon 600 bin binadan bahsediyoruz.
İstanbul’da olası bir deprem sonucunda ortaya çıkacak sorunlar Türkiye’yi derinden sarsar ve hatta güven problemini bile ortaya çıkarabilir. Onlarca yıl telafisi mümkün olmayan sonuçlar çıkarabilir.”
***
Van’dan İstanbul’a...
İstanbul’dan Şam’a...
Keşke Başbakan Erdoğan’ın söylediği ‘ülkeler, halklar ve insanlar tek tek dikkate alınmadan insana insan olduğu için değer verilmeden küresel ekonomi refaha ulaşamaz’ cümlesi tek pusula olsa...
Ama yaşayarak biliyoruz ki ‘siyasetin çıkarı’ ile ‘çıkarın siyaseti’, ‘insan odaklı’ bir duruşu boğup öldürüyor...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025