Mehmet ALTAN
12 Eylül rejiminin özellikle de sol gazete ve dergi çalışanlarının yaşamlarını nasıl kararttığını anlattığım ''Zülüm Tırpanının Biçtikleri'' başlıklı yazıda yayınladığım listede ilk sırada Veli Yılmaz vardı.
Halkın Kurtuluşu Gazetesi Yazı işleri Müdürü Veli Yılmaz toplam 748 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı.
1980 Eylül'ünde tutuklanıp atıldığı hapishaneden ancak 11 yıl sonra Nisan 1991 yılında çıkabildi.
Zaten çıktıktan kısa bir süre sonra da 1993 yılında, 43 yaşında yanında kızı Hazal ile Beşiktaş İskelesi'nde vapura koşarken kalbi durdu, öldü.
***
Eray Yılmaz'ın İletişim Yayınları'ndan yeni çıkan Veli Yılmaz: Devrimci Gazeteci kitabında yaşanan zulmü çarpıcı hâle getirmek ve teşhir etmek için sloganlaştırdığı gibi, ''748 yıl hapis cezasına çarptırılıp, 748 gün özgür yaşayabildi.''
***
Veli Yılmaz: Devrimci Gazeteci’nin yazarı Eray Yılmaz'ın, hem tarihçi bir akademisyen hem de Veli Yılmaz'ın yeğeni olması, yaşanan bütün bu zulmün diğer mağduru, eşi Neyyire Özkan Yılmaz'ın duyarlı ve duygusal tanıklığı ile birleşmesi kitabı çok başarılı kılmış, aynı zamanda da çok hüzünlü bir belgesele dönüştürmüş.
***
Eray Yılmaz'ın, ''Gençliğinin büyük bir bölümünü cezaevinde geçirmiş, işkenceler görmüş, açlık grevlerine katılmış... Ömrünü devrime adamış, dünyada 748 yıl ile en uzun süre hapis cezası almış bir devrimci gazeteci'' olarak nitelediği Veli Yılmaz’ı anlatan kitap, 12 Eylül 1980 rejiminin tomografisini, sol fraksiyonların da röntgenini çekiyor.
Sonuç olarak yaşanan o korkunç dönemi ve yok olan yaşamları içiniz burkularak bir arada görüyorsunuz.
Neyyire Yılmaz'ın deyişiyle, ''12 Eylül hikâyesi olan hayatların'' yazıya dökülmüş hâlini okuyorsunuz.
***
Yazı işleri müdürlüğünün yanı sıra altı kitabın da yazarı olan Veli Yılmaz, hapisten çıktıktan sonra Semra Somersan'ın sorularını yanıtlamış. Başına gelenleri bütün çıplaklığıyla anlatıyor.
Tabii ki ilk akla gelen ''nasıl olur da bir gazeteci 748 yıla mahkûm edilir'' sorusu oluyor.
Veli Yılmaz cevaplıyor:
1976-80 döneminde, haftalık olarak yayınlanan Halkın Kurtuluşu gazetesinin, 1977-78 yıllarında bir süre için, sorumlu yazı işleri müdürlüğü görevinde bulundum.
Gazetede yer alan haber ve makaleler için, İstanbul Basın Savcılığınca açılan 90'ın üzerinde dava, sıkıyönetim ilanı ile birlikte, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesine aktarıldı.
Sürdürülen yargılamalar sonucunda, mahkeme heyeti, suçlanan gazete nüshalarının her bir sayı ve sayfasında yer alan yazı ve makalelerle ilgili iddiaların her biri için TCK'nın 142,159,311 ve 312. maddelerine dayanarak ayrı ayrı ceza verilmesi yoluna gitti.
Sonuçta toplam 1170 yıllık bir hapis cezası çıktı.
Askeri Yargıtay 1. Dairesi, o güne kadarki uygulamada, basın cezalarının örgüt cezaları içerisinde eritildiği, TCK'nın 79. ve 80. maddeleri gereğince, işlendiği iddia edilen suçların ancak en ağırından ceza verilmesi yoluna gidildiği ve yazarları belli olmasa bile, sorumlu yazı işleri yönetmenleri hakkında daha çok para cezasına hükmolunduğu halde, Askeri Yargıtay Başsavcılığının Tebliğnamesinin de hilafına, 1987 yılı başında açıkladığı kararıyla, sadece TCK'nın 142/3-6,142/4-6. maddelerinden verilen cezaları, zaman aşımı nedeniyle düşürdü.
142/1den toplam 588 yıl 9 ay, 159. maddeden toplam 147 yıl, 311-312. maddelerden toplam 12 yıl 9 ay olmak üzere sonuç itibariyle 748 yıl 6 aylık hapis cezasını onadı. Böylece 748 yıllık bir ceza toplamı onanarak kesinleşmiş oldu.
Bir yazı işleri müdürüne 748 yıl cezayı kesinleştiren neresi?
''Askerî Yargıtay 1.Dairesi...''
Kim bunlar?
Nihayetinde 4 kişi...
Huzur içinde yaşadılar mı, yaşıyorlar mı acaba?
Daha da ötesi kendilerini ''hukukçu'' olarak saydılar mı, sayıyorlar mı?
Aslında bu kararları verenleri teker teker merak etmek gerekmez mi?
İnsan yaşamlarını hukuku da katlederek yok edenlerin ''mahkeme'' lafının arkasına sığınarak karanlıklarda kaybolmalarını önlemek bir vicdan borcu değil mi?
Hukuka suikast düzenleyenler anonim kaldıkça Türkiye hiçbir zaman gerçek bir hukuk devletine dönüşmüyor…
***
Veli Yılmaz açıklamaya devam ediyor:
Halkın Kurtuluşu gazetesinin, sadece Halkın Kurtuluşu gazetesinin tirajı, her sayı için or-talama 35-40 bin civarında idi ve gazete dört yıl boyunca kesintisiz yayınlandı.
748 yıllık ceza toplamı, Kürt ulusuna karşı uygulanan asimilasyon politikasını açıklayan ve ulusların kendi kaderlerini tayin hakkını savunan, ülkenin emperyalizme bağımlılığını açığa vuran, işkenceleri ve işkencecileri teşhir eden 'suçlu yazılar'a verilen tek tek hapis cezası bileşenlerinden oluşuyor.
***
Baskı dönemlerin gücü korkunun fazlasıyla yaygınlaşmasından dolayı artar.
Bulaşıcı bir korkaklık haksızlığı, adaletsizliği, zulmü çoğaltır.
Medya dilsizleşir.
Veli Yılmaz'a 748 yıl hapis de çok uzun bir zaman o sessizlik duvarlarında eritildi:
Eylül yönetiminin ve onun sivil sürdürücülerinin devrimci basını, basından saymamalarını normal karşılamak gerekiyor. Büyük basının, aynı politikayı izlediği ve kendi meşruiyetini korumaya çalıştığı görülüyor. Tekelci basın, devrimci-demokrat basını, basından saymayarak, kendisini özgür bir basın olarak görmediğini göstermiş oluyor.
Hatta 1988 yılında İstanbul'da toplanan İPİ 37.Genel Kurulunda, Kongre Kararlarının, 'Türkiye' bölümüne, cezaevlerindeki yazı işleri yönetmenlerinin serbest bırakılmasına ilişkin bir ibarenin eklenmesine yönelik bir öneriye, önce bir kısım Türk basın yöneticisinin karşı çıkması, kararın ancak İPİ Başkanının müdahalesi ile Kongreden geçmesi, bu tabloya fazlaca ters düşmüyor, yadırgatıcı da olmuyor.
***
Büyük basın kendisini resmi toplumun bir parçası sayıyor ve basın özgürlüğünün karşısına, en güçlü odaklardan birisi olarak basının kendisi dikiliyor.
Sistemin, basın ve iletişim tekelleri kanalıyla, dağıtım ve haber akışı alanlarındaki egemenlik ve denetimini sürekli takviye ettiği tekelci koşullarda, bu tabloyu fazlaca yadırgamamak gerekiyor.
Büyük basın, sadece resmi ideolojinin değil, aynı zamanda basın ve iletişim tekelleri aracılığı ile toplumsal olarak sisteme doğrudan bağımlılığı temsil ediyor.
***
Ve o röportajda Neyyire için söyledikleri:
Önümüzdeki nisan ayında Neyyire ile, birlikteliğimizin 11. yılını geride bırakacağız, bunun sadece 7 ayını dışarıda bir arada geçirebildik.
***
İnsan ancak beden olarak hapsedilebiliyor, düşünce ve duyguları zincire vurmayı henüz hiçbir siyasal otoritenin başaramadığı görülüyor. Düşünsel çok yönlülük ve derinlik ve duygu yoğunluğu, insanın alıkonduğu coğrafi alanla belki de ters orantılı oluyor.
***
Ve Hazal...
Kendimi kızımla aynı yaşta sayıyorum.
Kızım, Hazal bugün 10 yaşının içinde, ben de cezaevinde 10. yılımı geride bıraktım, biri birine dokunmak için uzanan ellerimiz 10 yıl boyunca hep tel örgülerle kesildi.
Tahliye olduktan kısa bir süre sonra da bu kez 13 yaşındaki kızı Hazal'la aralarına ölüm giriyor.
***
Zulüm tırpanının biçtiği hayatlar kuşaktan kuşağa devam eden ve izi hiç silinmeyen ağır yaralar bırakıyor:
Her göçtüğüm ülkeye yanımda,
Bazen rakı masalarına,
Arada yürürken yanımda,
Öksüzler kulübü şakalarında en başa,
Sen neden böylesinin sorularının cevabına,
Yalnız olmaktan korktuğumda rüyalarıma
Hayaletini de taktım koluma,
Umarım benimle vakit geçirmeyi sevmişsindir baba.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025