Mehmet TEZKAN
CHP’nin bu hafta kurultayı var. CHP’yi seçime taşıyacak yönetim kadrosu belirlenecek. Peki, CHP’nin tek gündem maddesi bu mu?
Bu mu olmalı?
CHP’nin kafa yormak zorunda olduğu daha büyük problemi var.
Ne mi o?
Oy oranının çakılı kalması. Tamam, yerel seçimlerde bir başarı hikâyesi var. İttifak partilerinin işbirliğiyle de olsa, HDP seçmeninin desteğiyle de sağlansa, sonunda lokomotif parti CHP’ydi. Başarının aslan payı ona ait. Ayrıca Türkiye geneline baktığımızda CHP ilk kez yüzde 30’u yakaladı.
Bu geçici bir durum mu?
Yerel seçimin getirdiği avantaj mı?
AKP’nin İstanbul inatlaşmasının katkısı mı?
Galiba tümü birden.
Soru şu; bu oran CHP’nin çıkabileceği en üst nokta mı?
Anketlere göre evet. Tabii sonuçlar doğruysa, gerçekse, manipülasyon amaçlı değilse, CHP yine yüzde 25’ler bandında.
Son 10 yıla, Kılıçdaroğlu dönemine bakarsak CHP’de yüzde 25’lik parti konumunda.
2011 seçimlerinde yüzde 25.7, Haziran 2015 yüzde 25.1, Kasım 2015 yüzde 25, 2018 Cumhurbaşkanı ve TBMM seçimi yüzde 22.6.
Bu tabloya bakınca son anketlerin CHP’yi yüzde 25 göstermesi kimseyi yadırgatmıyor.
Çok ilginç bir durum var. AKP yüzde 49.8 oy oranını yakalıyor, CHP yüzde 25’te. AKP yüzde 40.8’e düşüyor (7 Haziran 2015) CHP yine yüzde 25. AKP altı ay sonra yapılan seçimde (1 Kasım 2015) yeniden eski gücüne kavuşuyor (yüzde 49.5) CHP yine yüzde 25.
Yani rakibi dalgalanıyor, bazen yükseliyor, bazen düşüyor ama CHP sabit.
Stabil!..
2018 seçimleri farklıydı. Kim neye neden, nasıl oy verdiğini pek anlamadı. Ama yine de AKP düştüğü halde CHP yükselmedi, o da düştü.
AKP yüzde 42’ye CHP 22’ye indi.

Türkiye derin ve uzun sürecek ekonomik kriz içinde. İktidara yaranmak isteyen ekonomistler/yazarlar V olacak diyorlar, yani dibe vuruş ve sıçrayış. Göstergeler L diyor; uzun süreli kriz.
İşçi şikayetçi. Üç bin lira alan, beş bin lira alan, sekiz bin lira alan çalışanı işveren zorunlu izne çıkardı eline ayda 1071 lira geçiyor. Üç aydır durum bu.
Meclis Cumhurbaşkanı’na, yani yürütmeye zorunlu izin halini bir yıl daha uzatma yetkisi vermek istiyor.
Felaket!.. Zavallı çalışana kırk katır mı kırk satır mı denilecek? Ayda 1000 liraya talip mi etsin işten ayrılıp (tabii iş bulabilirse) tazminatını mı yaksın... Tazminatı olmayanın işine gelir mi?
Gelir bin lira, hiç yoktan iyidir.
Zaten iş miş yok. Genel anlamda işsizlik oranı yüzde 20’ye vurmuş. İstihdam yüzde 47’ye düşmüş (gelişmiş ülkelerde yüzde 75 dolayında).
Esnaf desen perişan. KOBİ’ler ağlıyor. Son iki ayda kapanan işyeri sayısı 36 bin.
Çiftçiyi, köylüyü, emekliyi hiç söylemiyorum... Halleri perişan. Hele çiftçi ağlamaklı halde.
Enflasyon almış başını gitmiş. TÜİK, sayılarla oynadığı halde yüzde 12.5 altına inemiyor. Güvenilir kaynaklar yüzde 20’leri işaret ediyor.
Kısaca ülkenin hâli iyi değil.
Pandemiyle mücadelede, "çok başarılıyız, dünya bize gıptayla bakıyor" derken sınıfta kalmamız, bütün bu kötü gidişe tuz biber ekti.
Şu anda Avrupa’nın en kötü ülkesiyiz. Onlar başa çıktı biz hâlâ günde bin vaka ile yüzleşiyoruz. Bırakın turist gelmesini ağustos sonunda okulların açılması bile şüpheli.
Daha doğrusu mucize olmazsa imkansız.
Bu durumdaki bir ülkede iktidarın erimesi gerek. Eriyor da zaten. Anketler yalan söylemiyorsa yüzde 35, hatta yüzde 30 seviyesine kadar inmiş.
Yine bu durumdaki ülke de muhalefetin içinden bir partinin şaha kalkması gerekiyor.
Ama aynı anketlere göre muhalefetin içinden atak yapan oy oranını katlayan, kitleleri peşinden sürükleyen bir parti yok.
Neden?
Neden sorusu CHP kurultayının birinci maddesi olmalı.
Yönetilemeyen bir ülkede...
Her dört kişiden bir kişinin işsiz olduğu ülkede...
İnsanların geleceği umutla bakamadığı ülkede...
Ekonominin dibe vurduğu ülkede...
Hukukun kalmadığı, kurumların yok edildiği, tutuklamanın sıradanlaştığı, karşı çıkmanın, protestonun terör eylemi sayıldığı ülkede...
Muhalefetin, muhalefetin liderliğini yapan CHP’nin şahlanması gerekir.
1977’nin CHP’si gibi olması beklenir.
Ama değil...
Neden? CHP kurultayında bu mesele tartışılmalı. Kurultayda yüzde 35’i yüzde 40’ı görmüyoruz sorusunun yanıtı aranmalı.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
26.11.2025
14.11.2025
14.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
25.09.2025