Mehmet TIRAŞ
Yoksullukta ayrılıkta yaralayıcıdır.
Yoksulluğu yenemezseniz doğuştan gelen bir hastalık gibi zihninize yapışır ve hiçbir sosyal hayatınız olmadığı gibi, hiçbir şeyden de zevk almaz olursunuz. İnsanın hareket alanını ve harcamasını alım gücü belirler.
Yoksulluk aslında insanın dünyaya gelişiyle kendini gösterir,her insan anadan huri dünyaya gelir; seni doğuran ananın bedeninden gelen erkeğe de şehvet veren memesinden gelen beyaz sıvıyla tanışır, onunla hayata tutunmaya çalışırsınız.Bu hayvanlar içinde geçerlidir ama memeliler için söylüyorum,kanatlılar ve balıklar ise doğanın başka bir kanunuyla doğayla iç içe yaşarlar.
Yoksulluk insanoğlunun yaşam boyu yenmesi ve bunu bertaraf etmesi vaaz geçilmez uğraşlarının başında gelir.. Yoksul zengin olursam soğanın cücüğünü yiyeceğim dermiş..Köylü kadın, kocasına tarlaya azığına somun koydum yufkaya dürersin, der..
Yoksulluğu özetleyen bir mani vardır halk arasında:”Ekmek getir bacından bacında ölüyor acından” derler ya..
Kimisi yoksulluğu kader olarak görürken,bilimsel,soysal ve ekonomik politikalar üzerinden okuyan ve mücadele verenler zenginliğin de, yoksulluğun da bir kader olmadığını; birinin yoksul kalması birilerini zenginleştirdiği ve sömürü düzeninin yoksulluğu koruduğunu çok duyar ve tartışırız çevremizde..Hala da tartışıyoruz kesileceği de yok.
İnsan oğlu parayla tanışınca ilk önce bunu değişim aracı seçmiş ama sosyal hayatı geliştikçe, parayı değişim aracı olmaktan çıkarıp sermayeye dönüştürmüş.İlkel toplumda zengin ve yoksul diye bir şey yoktu ama sosyal bir hayatta yoktu; göçebe bir toplumdu,barınaklarda, mağaralarda ve ağaç kovuklarında soğuktan,sıcaktan ve kardan borandan korunmak için, adı üstünde ilkel bir yaşamı vardı.Sanayileşmeyle insan,yerleşik bir topluma dönüşürken aynı zamanda sınıflı bir toplumla da tanışıp mücadele eder oldu ve yoksulluğu yenmenin de mücadelesine soyundu.
Yoksulluğa dönersek, insan bir lokma ekmek için yerinden yurdundan binlerce kilometre yol depip, gurbetin yollarına düşmüştür.Doğdu yeri değil de doydu yeri memleket seçmiştir ama doğdu yeri de unutmamıştır.Bütün gurbet deyişlerini,mektubu,öyküleri,filmleri yoksulluk ve ayrılığın ortaya çıkardı eserlerdir.
Ünlü halk ozanı Ali Ekber Çiçek’ten dinlediğimiz gurbet türküleri vardır;Gurbet elde bir hal geldi başıma, ağlama gözlerim mevlam kerimdir,Gurbeti ben mi yarattım,Mektup benden selam söyle sılaya,derken..Yine Neşet Ertaş’ın doğdu topraklarda doymadığı yere olan özlemini de bir başka duyguyla ve sözle yürek burkan deyişleri de ayrı bir hasreti ve yoksulluğu anlatır.
Yoksulluk,bir toplumda o toplumun eğitim düzeyi ve gayri safi milli gelirinin fert başına düşen payı ile temel kıstas olarak ölçülür.
Herkes dünyaya eşit gelir ama bazıları “ağzından altın kaşıkla” dünyaya gelenler vardır; bunlar istisna olmasının yanında toplumlara sosyal ve siyasal olarak ta yön veren ailelerin çocuklarıdır.Adil bir gelir dağılımının olmadığı ülkelerde o toplumlara bu aileler ve çocukları kuşaktan kuşağa yön vermeye devam etmektedirler.İkinci bir şanslı olarak elinde kalemle dünyaya gelenler vardır; bir ekmek bir gazete diye bakkala gitmişler,kütüphaneli evlerde büyümüş, sanat ve edebiyatla uğraşanların çocukları vardır.Eğitimli olmaları ve toplumsal dönüşümleri sanat ve edebiyat ile hayatı anlatmalarıyla farklı bir ayrıcalıkları vardır ,o da,kentli olmalarıdır..Kentlilik, okul,siyasi bir güç veya parayla elde edilen değil, aileden gelen bir kültürdür. Eğitimi doğumdan ölüme kadar yaşam biçimi olarak seçmeleridir.
Ayrılıklar da damar damardır ve ayrılık yaralayıcıdır.
Ayrılığı ölüm ile tartmışlar elli dirhem fazla gelmiş ayrılık,hiç ayrılmam derken/ kavuşmak hayal oldu gibi şarkılar, demode olmayan böylesi sözler vardır insanların hayatında..
ölümden acı olan ayrılıklar vardır,acıların ve ayrılıkların en büyük acısını ise anaların evlatlarını kaybetmesi tartışılmaz bir vakadır..Derler ya evlat acısı gibi koydu ve unutamıyorum.
Tutkulu aşkların ayrılığının da hüzünlü duygusu vardır;Neşet Ertaş bunu mevlam ayrılık vermesin göde uçan kuşa leylam,diye içli içli söylemesi; yaşayıp ta dinleyenleri,duygusu alır götürür ve kendi diyarında yaşadığı yerlerde dolaştırır.Kaybedip de bulduktan sonra kıymetini bildirir ayrılık ama tabi ki bulabilirsen!..
Cam kesiği gibi acıtan, kış güneşi gibi ısıtan duygularımızı ifade edemediğimiz aşkların ayrılığı vardır; bu aşk ayrılıklarının yarası hiç kabuk bağlamaz, yazmamıza da gerek yoktur, daha dün yaşanmış gibi hafızalarımızda kotlanmış olup zaman zaman depreşir.
Bir Karadeniz türküsü vardır ya;derenin kenarında vurdum kara tavşanı/çok seveni gördüm/görmedim kavuşanı,diye başlar, kemençeyle de nerede biteceğini de bilemezsiniz rıv rıv rıv,diye de, devam eder.
Anasını kızından ayıran, sıcak yuvasından uçuran,ekmeğin,suyun ve havanın yerini dolduramadığı duygu, aşk duygusudur.
Aile faciasına dönüşmeye ramak kalan,kocaya kaçan bir kızın öyküsü vardır:
“Kız kocaya kaçar,kızın babası karısının gırtlağına bıçağı dayar,bu kız niye kaçtı,neden benim haberim olmadı,sen ne biçim anasın kızına sahip çıkamıyorsun,kime kaçtı gibi ardı arkası gelmeyen sorularla kadını öbür dünya ile bu dünya arasında anlatılması zor anlar yaşatır..”
“Kadın dayanamaz kocasına,bey bende sana kaçtım ama hiç sormadın niye kaçtın” diye,der?
“Birden bıçağı kadının boğazından çeker adam, hakikaten sen niye kaçmıştın bana” der, karısına?
“Gicişiyor bey gicişiyor” giciştiği zaman da ölüm korkusu tanımıyor , o ağzı sulu ,der kadın kocasına..
Aşkın böylesi ölümün üstüne götüren,korku tanımayan, iki tarafı kesen bir bıçağı vardır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- KIRMIZI ALARM!
22.12.2025 - ABDULLAH ÖCALAN’ ın “REEL SOSYALİZMİ…”
15.12.2025 - AYM BAŞKANI AĞLIYORSA…
8.12.2025 - ZEHİRLENMELER “GIDA TERÖR” DEĞL Mİ?
1.12.2025 - İBB İDDİANAMESİ…
24.11.2025 - HUKUKTAN UZAKLAŞAN NEYE TUTULUR?
17.11.2025 - İŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ…
11.11.2025 - EN BÜYÜK MAĞDUR “KHK” LILAR…
10.11.2025 - MUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”,
3.11.2025 - ALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ…
27.10.2025
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları














































































































Ad Soyad Giriniz...
Bunlar ne derin gorusler boyle! Pazar gunume renk katti yaziniz! Ozellikle son paragraftaki mutluluk, caba ve hormonlar kismina bayildim. Cabalar hormona, hormonlar mutluluga donmeli yurdumda!