Mehmet TIRAŞ
İnternet fenomeni fuatavni’in 150 gazeteci ve 400 kişiye operasyon yapılacak tweter hesabından duyurduğu 11 Aralık 2014 tarihli mesaj; 14 Aralık’ta cemaatin yayın organlarından Zaman Gazetesinin Genele yayın yönetmeni ve Samanyolu TV’nin tepe adamlarının da içinde olduğu 31kişiye;polispazar sabahı operasyon yaparak gözaltına almasıyla gerçekleşmiş oldu.
Eğer Erdoğan iddialarını kanıtlayamazsa çok zor duruma düşer çünkü; hizmet hareketini yani cemaatiinsanın kanını donduracak vahim iddialarda bulunup, bir fiil terörün içinde olan ve cinayet işleyen bir örgüt olarak suçladı.. Böylesi bir iddia karşısında savcılığın harekete geçmemesi de mümkün değildi; iddia sahibi devletin en tepesinde bulunan ülkeyi 13 yıldır yöneten bir kişiden geliyordu ve bu iddia yok sayılamazdı. Operasyonu destekler anlamında söylemiyoruz bunu, hukuk devleti açısından söylüyoruz buna açıklık getirelim.
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir misali Erdoğan 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun yıl dönümü yaklaştıkça gerçek gündemden, toplumun dikkatinin başka bir yöne çekmek için büyük bir telaş ve panik içerisinde çaba sarf ediyordu, son günlerde katıldığı toplantılarda yaptığı konuşmalarıyla..
Toplumun muhalif her kesiminde ortak bir kanaat vardı; o da Erdoğan gündemi saptırmak ve kendi gündemini belirlemek için bir şeyler yapabilir diye bir düşünsel mutabakatı vardı ve öyle de oldu.
Erdoğan’ı üç olay perim perişan etmekle kalmadı karizmasını yerle bir etti;rüyasındagörseinanmayacağı olaylar ve gelişmeleri yaşadı, daha da yaşayacak gibi.
Birincisi: Mısır’da kadim dostu MURSİ’’nin askeri darbeyle uzaklaştırılması ve bu darbeyi Suriye’de Esat’a karşı Sünni ittifak yaptığı Suudi Arabistan ve Katar’ın desteklemesi hayal kırıklığı yarattı. Esad’ın kısa dönemde gideceğini hesaplıyordu bunun tutmaması sonucu başta Suriye olmak üzere Orta Doğu politikasının duvara toslaması..
Suriyeli Kürtlerin sınırımızda Rojova‘da kendilerine yeni bir statü kazanması ve Rojova’yıYPG’nin yönetimindeki güçlerinyönetmesi;YPG’nin de Suriye’de PKK’nın kolu olarak bilinmesi ve PKK’nın Mezopotamya coğrafyasında en güçlü bir silahlı örgüt olarakvarlığının tartışılmaması ve farklı ülkelerde yaşayan Kürtlerin PKK’yı ortak orduları olarakgörmesi,PKK’nın Suriye iç savaşından sonra güney doğu da hakimiyet alanını genişletmesi..
IŞİD’inkobaniyesaldırısının ardından, Erdoğan kobani’de IŞİD ile savaşan YPG’liler için, PKK neyse bizim için YPG’de o demesine rağmen;ABD’nin ve koalisyongüçlerininYPG’ye silah yardımı yapması ve terör örgütü olarakgörmemesi, koalisyon güçlerinin hava hareketiyle YPG’ye destek vererek,IŞİD’İnmevzilerinivurması, AKP’nin dış politikasının öngörüsüzlüğünün bitişiydi bu gelişmeler.
6/7 Ekim Kobani’ya dayanışma gösterilerinde çıkan olaylarda 41 kişinin ölmesi ise; Erdoğan’ın otoritesini kaybederek savrulması,AbdullahÖcalan’a elinin mahkum olduğunu ortaya çıkardı.
İkincisi: Gezi olaylarının ortaya çıkışı ve üç ay sürekli ve düzenli olarak her gece 72 il de 3 ile 5 milyon insanın sokağa dökülmesi, polisle çatışmaya girmesi ve bu çatışmalarda 8 kişinin polis kurşunları ve işkenceyle ölmesine rağmen kitlelerin direnmesi; iktidardan düşeceğim korkusunu yaşattı Erdoğan’a. Erdoğan Geziyi itibarsızlaştırmak için yapmadığı iftira ve hakaret kalmadı ama hiçbir iddiasını kanıtlayamadı; cami de içki içtiler,başörtülü bacımıza saldırdılarsözleri akıllarda kalanlardan.
Üçüncüsü: 17/25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu Erdoğan’da ve iktidarında büyük bir itibarsızlık yarattı. Bu süreçte iki seçim kazandı Erdoğan ama oylarında çok büyük bir düşüş olmasa da, azda olsa oy artışının durduğunu görüyoruz ,artık yolsuzluk ve rüşvetin olduğuna kendi seçmeninin yüzde 50’nin de inandığı ortaya çıktı. Erdoğan’ın bu dava için çakma yargıya aldırdığı takipsizlik ve yayın yasağı getirtmesi, yolsuzluğun ve rüşvetin olduğuna kamuoyu daha fazla inanmaya başladı. Kaçak 1150 odalı basına tanıtılmayan Ak Saray ise rüşvetin ve yolsuzluğun tuzu biberi oldu.
Bu olaylardan ve gelişmelerden sonra gerçekten insanın inanamayacağı bir şeyler oldu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a;dilinin ayarı bozulmakla kalmadı, bir paranoyaya kapıldı ve tamamen kontrol edilemeyen frenleri boşalmış bir kamyon gibi önüne çıkan her şeyi altına alarak, devlet ve iktidar gücünükullanarak, hukuk tanımaz bir şekilde muhalif olan her kesimi ve yandaş olmayan medyayı da, susturmanın telaşı içine girdi..Muhalif olanlara demokratik yollardan mücadele vereceğine; kendinebiatetmeyenlere iftira atmaya ve hakaret etmeye başladı. Hizmet hareketine terör örgütü demesi gibi.
Gezi olaylarına destek veren meşhur Beşiktaş futbol takımın taraftarını darbecilikle suçlayıp dava açılırken,gezi de polisin şiddetinden kaçarak otele sığınanlara otelinin kapısını açtı diye;ünlü bir iş adamının iş yerine polis eskortlu vergi operasyonu yapması..
Türkiye’de yargı bağımsız ve tarafsız olmazsa yabancı sermaye bu ülkeye gelmez diyen TÜSİAD başkanı da vatan hainliğinden nasibinin alırken..
Dış politikasını eleştirenlerin yabancı ülkelere çalışıyorlar demesi..
Başka bir iş adamının, AKP’nin ekonomik ve sosyal politikasını eleştirmesine; bir taraf olan bertaraf olur diye çıkışması ve tehdit etmesi..
Gezi olaylarında demokratik haklarını kullananlabinlerce insana darbeci,çapulcu, işbirlikçi, yabancı güçlerin uşağı gibi yaftalamalar yapması..
Gelinen süreçte En ağır iftirayı Erdoğan hizmet hareketine saklamış ve dilinin altındaki baklayı çıkarttı; buhaşhaşilerin inlerine ineceğiz demiştim indik ve daha da ineceğiz bunlar bazı faili meçhul cinayetlerin içinde yer almışlar zincir oraya uzanıyor demesi,oldu.
Bugüne kadar Erdoğan ve yandaş medyası iddialarının hiç birinin kanıtlayamadı ve iftira olarak kendi üzerlerine yapıştı,
Bütün çabası Erdoğan’ın ve yandaşların 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun olduğuna kendileri de inanıyorlar,tapeler,telefon konuşmalarının montaj ve kurgu olmadığına bilimsel verilen raporlar kanıtlamış durumda.
Yolsuzluk ve rüşvet yoksa neden dört bakan istifa ettiler, bunlar yalan ve iftiraysa neden yargıya taşımıyorsunuz bu davayı da, takipsizlik ve yayın yasağı getiriyorsunuz?
Ya son CHP’nin ortaya çıkarttığı kamuda KPSS puanınabakılmaksızın sınavsız, AKP’lilerin yakınlarının devlet dairelerineişe yerleştirmesi, iktidarlarının kokuşmuşluğunu adam kayırmalarıyla belgelenmiş oldular.
14 Aralık’ta basına yaptığınız darbeyi paralel devleti ortaya çıkartmak diyorsanız; bu iddialarınızın arkasındaysanız, yargıya müdahale etmeyin ve yargıya taşıyın, muhalif olan ve size biat etmeyen her kesime bir yaftalama yapıp, içine paralel kaçtı,darbeci,hain gibi lafların inandırıcılığı yok artık.
Yargıdan kaçamazsınız Kenan Evren bile yargılandı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025