Mehmet TIRAŞ

DE FACTO DİKTATÖRLÜK
23.05.2020
1330

  Mutlak iktidar olmak isteyenler mutlak iktidar diyenlerin  tarihini iyi bilecek.

Mutlak iktidar için  iç ve dış kamuoyuna kendini meşru  zeminde gösterip,  sandıkla gelip sandıkla gideceğinin teminatını vermelisin.

Sandığın demokrasinin namusu olduğunu, milli iradeden başka bir iradeyi tanımadığını..

Hukukun demokrasi çeşmesinden beslendiğini..

AHİM’in yasalarının bu ülkedeki yasaların üstünde olduğunu..

Çoğulculuk kavramına dikkat çekeceksin..

Gizli ajandası var iddiaları karşısında biz o gömleği çıkarttık diye, ayen beyan açıklayacak evrensel değerlere vurgu yapacaksın.

Her ülkede bir iktidar vardır ama muhalefet yoktur. Muhalefet  demokratik ülkeler de olur diyeceksin.

Demokrasilerde Muhalefeti olmayan iktidarların meşru olmadığını..

Toplumsal sorunları muhalefetle çözeceğini ve mutabakat arayacağını.

Sorunları çözemeyen ve başarısızlığını  dış güçlere bağlayan siyasetçilerden olmayacağını..

Merkeziyetçilikten Adem-i merkeziyetçiliğe geçileceğini, yerel yönetimleri güçlendirileceğini ve Valilerin  bile seçimle göreve geleceğinin sözünü vereceksin.

Saydam ve hesap veren bir iktidarımızın olacağını tüyü bitmemişin hakkını kimseye yedirmeyeceğini.

Parmağındaki alyansı göstererek mal varlığının bu olduğunu, eğer birgün ben zengin olursam şunu bilin ki  haram yemişimdir..

İktidarımızda Devr-i Sabık yaratamayacağız diyeceksin.

Eşit vatandaşlık hukuku olmazsa olmazımızdır, üstünlerin değil hukukun üstünlüğünün altını kalın çizgiyle çizeceksin.

Devleti nötr hale getireceğiz, vatandaş devletin değil devlet vatandaşın hizmetkarı olacak diye  yüksek sesle dillendireceksin.

Yoksulluğu, yolsuzluğu ve yasakları yok edeceğiz hatta yasakları yasak hale getireceğiz, sözünü vereceksin.

Kamu ihaleleri üzerinden zenginliğe son deyip  hortumları keseceğim diyeceksin.

Benim iktidarımda bir kişi özgür değilse o toplum özgür değildir diye, bireyin özgürlüğüne dikkat çekip, azınlık haklarına değineceksin.

Bizim iktidarımızda kul hakkı yiyen ve  komşusu aç iken kendisi tok yatan, bizde değildir diyeceksin.

Hiç bir vatandaşım düşüncesinden, inancından ve sanatından dolayı cezalandırılamayacağının teminatını vereceksin.

Gönüllü birlikteliği zina suçu olmaktan çıkaracağız sözünü vereceksin.

Hiç bir iktidarların yapmaya cesaret edemediği Alevi vatandaşlarımızın ibadet evleri olan, Cem evlerine yasal statü kazandıracağız sözünü vereceksin.

Bu topraklarda barış rüzgarları esecek akan kardeş kanını durduracağız. Kürt sorunu benim de sorunum, analar ağlamasın, kardeş kavgasına son vereceğim sözünü vereceksin.

Dersim Katliamını  devleti yöneten birisi olarak  özeleştir veriyorum diyerek ezber bozacaksın.

Biz her türlü milliyetçiliği, kavimciliği  ayaklar altına aldık diyeceksin.

Ülkemiz Avrupa kıtasının bir parçasıdır ve AB üyeliği olmazsa olmazımızdır, bunun bilinmesini isterim deyip, AB’den müzakere tarihi almak için Ankara’da  saati bile  durduracaksın.

Laikliği sadece içeride değil ziyaret ettiğin İslam ülkelerinde de savunacaksın.

Sadece içeride değil, komşularımızla da sıfır sorunsuz ilişkilerimiz olacak diye komşulara güven vereceksin.

Mutlak iktidarına  mutlaka muhalefeti ürkütmeden sürdürmelisin ve her kesime güven vermelisin.

Mutlak iktidar olmak için mutlaka  muhaliflerine demokrat rolü oynamalısın, temel hak ve özgürlüklerden bahsetmeli, evrensel değerlere vurgu yapmalısın.

Mutlak iktidarını kalıcı hale getirmek için şimdi yapman gerekenlere sıra geldi.

Kendini daha  güçlü kılman ve  mutlak iktidarının parti devletine dönüştürmesi için öncelik sıralamasını iyi belirlemelisin.

İlk söylemin demokrasiyi gideceğin yere varmak için bindiğin bir tramvaya benzetmeyle başlayacaksın.

Yerli ve milli olandan bahsedeceksin.

Mutlak iktidar yolunda hiç mi hiç acımasız olacaksın, acırsan acınacak duruma düşeceğini unutmayacaksın.

Geçmişte söz verdiğin demokratik açılımları ve özgürlükleri  unutarak yol yürüyeceksin.

Mutlak iktidarını hayata geçirmeye üç yerden başlayacaksın.

 Bir: Mutlaka kendi Zenginini..

İki: Kendi Medyanı yaratacak..

Üç: Yargıyı senin talimatınla karar veren bir duruma getireceksin.

Bu üç gücü eline geçiremezsen mutlak iktidarını kurmak  bir tarafa geldin yeri ararsın.

Mutlak iktidarında Seni bekleyen bir tehlike var ki onu sende söylüyorsun; ”Allah’ın belası sosyal medya diyorsun ya” gerçekten de internet medyası  tek adam rejimlerinin baş belası.

 Sana muhalif olan zenginlere vergi operasyonu, demokratik kitle örgütlerine de denetim mekanizmalarını devreye sokup, soruşturmalar yaparak, medyanla afişe edip  bertaraf edeceksin.

Muhalefeti ve muhaliflerini etkisiz hale getirmek için  tek tek  hedef tahtasına koymakla başlayacaksın. Topyekûn karşına alarak etkisiz hale getiremezsin..

Muhaliflerini dış güçlerin uşağı, darbeci diye yaftalamadan çekinmeyecek, hatta terör sevicileri terör örgütlerinin uzantısı demekten de kaçınmayacaksın.

Siyasetini  Cami üzerinden yürütecek din adamları ve   cami imamları  siyaseten senin  bir parti  temsilcin gibi çalışacak.

Hamaset yapmaktan kaçınmayacaksın  bu millet tarihinde   destanlar yazmış ,dünyaya boyun eğmemiş ,küllerinden doğmuş  kahramanlık yetiştirmiş bir milletin evlatlarıyız.

İçeride mutlak iktidarını ayakta diri tutacaksan komşu ülkelerle sıcak çatışmalar içinde olacaksın.

Savaş halinde olan iktidarlardan hesap sormaya kimse cesaret edemez. Hayat pahalılığından yakınanlar olursa  siz bir merminin kaça mal olduğunu biliyor musunuz, sözünü de yapıştıracaksın.

Dış politikanı muhaliflerin  eleştirdiğinde, bizim yanımızda değiller  düşmanlarımızla saf tutan hainler diyeceksin.

Komşu ülkeler ve dış dünyada yalnızlaşınca d bunun adını da değerli yalnızlık koyacaksın.

Her sıkıştığında ve  sorunları çözemediğinde bir dış düşman, bir de iç düşman yaratmak değişmez politikan olacak.

Ülkenin bir beka sorunu olduğunu yabancı güçlerin bize ekonomi üzerinden operasyon çekiyorlar diye dolar yakacak, telefon kıracak ve  yabancı ürünleri sokaklarda ayaklar altına alıp şovlar yapacaksın.

Hiç başaramadım demeyeceksin  başarısızlığını içeride muhalefete, dışarıda de dış  güçlere bağlayacaksın. 

Emperyalist güçler bizim kalkınmamızı istemiyorlar  köprüyü, metroyu ve tünelleri işaret edeceksin.

Hep üst perdeden konuşacak  Orta Doğu da oyuncu değil oyun kurucu olduğumuza dikkat çekeceksin.

Dünya beşten büyüktür bunu ilk söyleyen bir liderim havasını gündemde tutacaksın.

Kendini o kadar güçlü göstereceksin ki topluma, senin seçmenin sana yalnız  oy veren değil senin militanın olacak ve  sana  tapacak.

Lider olarak bu ülkede  hangi dağda kurt dolaştığını, hangi dala kuş tünediğini ve her şeyi bildiğini ve her şeyden de haberdar olduğunu söyleyeceksin. Bu ülkede benden habersiz yaprak kıpırdamaz, demekten de  kaçınmayacaksın.

Kendini öyle kutsatacaksın ki bazı milletvekillerin çıkıp  Cenabı Mevla’m bizim liderimize verdiği yetenekleri, Peygamber efendimize bile vermemiş demekten çekinmeyecek..

Diplomanı soranlar karşısında medyanda Peygamberin diploması mı vardı diye, diplomalıları itibarsızlaştıracaksın.

Kamu ihale yoluyla yapılan yapa-işlet-devret modeli ile işletilen köprü, hastane hava limanı ve tünellerin maliyetine soranlara ticari sır diyeceksin..

Daha da ileri gidenler çıkarsa  yargı yoluyla yayın yasağı getirir, aleyhlerinde davalar açar bir kaçını da tutuklatırsın.

Mutlak iktidarında mutlaka Devletin kutsal olduğunu kabul ettireceksin.

Biz bu devleti sokakta bulmadık diyecek, devleti eleştirenlere vatan hainleri damgasını vurmaktan çekinmeyeceksin.

Devlet imkanları ve iktidar gücün ile  topluma din, ırk ve mezhep üzerinden format atmanın adımlarına geçeceksin.

Homojen bir kültür yaratmanın yolunun eğitimden geçtiğini..

Bizim neslimizi bozdular dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz diyeceksin.

Devlet protokolünde Diyaneti 52.sıradan 10.cu sıraya çekeceksin açılışları dua ile açtıracaksın.

Muhaliflerini toplumun kötü alışkanlıkları üzerinden yaftalayacak bunlar  ayyaşlar keşler diyerek, itibarsızlaştıracaksın.

Muhaliflerine hakaret ,iftira ve yaftalamadan çekinmene gerek yok artık arkanda, sana bağlı talimatla haber yapan bir medyan ve karar veren bir yargın var..

Mutlak iktidarını uzatman için mutlaka devlet ekonominin patronu olmalı, karma ekonomiye de yol vermelisin ama, sana biat etmeyen özel sektörün her an devleti ensesinde hissettirmelisin.

 Mutlak iktidarından mutlaka devlette kadrolaşmaya silahlı ve sivil bürokrasiden başlamalısın.

Liyakata değil  sana biat eden siyasi  yakınlarından kadro seçmelisin.

Valiler başta olmak üzere kurumların başında olanlar senin gibi düşünmeli ve senin   gibi yaşamalı.

Başörtüsünü gündemden düşürmeyeceksin..

 Valilerin, Generallerin  ve Hakimlerin maaşlarını açıklamayacaksın ve dolgun maaş vereceksin.

Valilere olağan üstü yetkiler vereceksin.

Silahlı ve sivil bürokrasi de olağan üstü bir durum olmadıkça  değişiklik yapmayacaksın. Değişiklikler başarısızlığın işaretidir.

Mutlak iktidarının  güvencesi olan  silahlı ve sivil bürokrasinin dokunulmaz olduğunu yasa ile teminat altına alacaksın.

Mutlak iktidarında ülke gündemini muhalefetin belirlemesine fırsat vermeyeceksin.

Mutlak iktidarında sana bağlı basının aynı manşetle çıkması, televizyonların aynı haberle girmesi talimatını vereceksin ki, seni destekleyenlerde kafa karışıklığı olmasın.

Sana muhalif olan farklı gazete, radyo ve televizyonlara sınırlı yayın hakkı vermelisin, beğenmediğin haberler ve yayınlar  yaparlarsa  onları elinin altında olan   RTÜK ile terbiye edersin.

Mutlak iktidarda kalman için mutlaka sandıktan çıktığını savunurken, sandıkta yenileceğin aklına bile gelmeyecek..

Mutlak iktidarını sürdürmen için  bir diktatörün şu sözü aklından çıkmayacak ‘sandıkta kimlerin oy kullandığı önemli değil kimlerin saydığı önemli’.

Seçim sonuçlarını tescilleyen  Yüksek Seçim Kurulu (YSK)    istediğin doğrultuda  karar vermesini de ayarlayacaksın. YSK’nın  kararları hükümdür.

 Mutlak iktidarında mutlaka toplumu içe kapatacak  hukuktan habersiz yapacaksın.

Mutlak iktidarında ekonomiyi ve güvenliği çok önemseyeceksin gerisi teferruat.

Muhalefetin mutlak yenilmesi gereken bir düşman olduğunu aklından çıkartmayacak, onların meşru zeminde mücadelesini bile, bana darbe yapmaya çalışıyorlar algısını yaratacaksın.

Mutlak iktidar peşinde olanlar iki ata birden binmek isterler ama, tek Ata binemeyip attan   düşenlerin olduğunu da unutmayacaksın.

Mutlak iktidarların peşinde koşanların demokrasilerde maalesef yeri yoktur.

Not: Okurlarıma sağlıklı ve huzurlu bayramlar diliyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar