Mehmet TIRAŞ
“Askeri darbeleri, silahlı ve sivil bürokrasiyi, siyaseti etkisiz hale getiren, devlet kurumlarında yuvalanmış hukukun denetimine girmeyen çeteleri araştırıp yazdığım...”
???????
“Derin Devletin Kara Kutusu” benim 2006 yılında “Hemen Kitap” tarafından yayınlanan üçüncü kitabım..
Susurluk’ta 3 Kasım 1996 yılında bir kamyon ile bir Mercedes çarpışınca toplum olarak ilk defa” Devlet-Siyaset-Mafya” ilişkisini fiilen ve tesadüf görmüş olduk.
Susurluk olayına; ”toplum, medya ve siyasiler” çok büyük tepki göstermişti..
Gerçekten de ortaya çıkan resim hukuk devletinin ölümü sayılabilirdi.
Demokrasiden yana olan güçler “bir dakika karanlık sürekli aydınlık” adı ile bir eylem başlatmış, bu mafyasal yapının peşine düşmüştü...
Her akşam saat 21’de binlerce insan bir dakika boyunca evlerinin ışıklarını yakıp-söndürerek tencere ve tava çalarak protesto etti. Ülkenin dört bir yanında insanlar sokaklarda günlerce gösteriler düzenlemişti.
Bu tepkiler sonucunda dönemin içişleri bakanı Susurluk olayının baş aktörlerinden olan, Mehmet Ağar istifa etti...
TBBM’de “Susurluk komisyonu kuruldu” skandalın çok yönlü araştırması hedeflendi. Siyasiler ve medya da pek sessiz kalmadı.
Örneğin Susurluk Komisyon Başkanı Mehmet Elkakmış:”Susurluk’a bulaşmayan güvenlik kuruluşu yok” gibi diyordu.
Dönemin MHP Genel Başkan yardımcılarından Şevket Bülent Yahnici’nin bir gazeteciye verdiği röportajda da: ”Türkiye’de Yüksekova- Marsilya yolunda, 100 milyar dolarlık uyuşturucu payı vardır ve bu üleşiliyor” diyordu.
Biz “mafya” yı, “devlet ve siyaset” ten oluşan üç ayaklı bir “saç ayağı” olarak bilirdik...
Meğer...
Şimdi öğreniyoruz ki Mafya neredeyse toplumu bir ağ gibi sarıp -sarmış ve bir ‘ahtapot’ a dönüşmüş...
Adeta “Mafya-Medya-Devlet-Siyaset-Ticaret” ile “Beşi Birlik” haline gelmiş.
Siyaset ile böylesine bir içli dışlılık; Mafya Cumhur İttifakın “üçüncü değişmez ortağı” olmuş.
Mafyanın “Beşi Birlik” yapısını; İçişleri bakanının görevlendirdiği polisler tarafından yıllarca korunan ve kollanan, Organize suç örgütü lideri; Sedat Peker’in yayınladığı videolarından öğrendik.
Suç örgütü lideri Sedat Peker iktidar tarafından öyle itibar görüyordu ki!..
Ülkenin değişik illerinde kalabalık mitingler yapıyordu..
İktidara muhalif olanları “kanları ile duş alacağını” söyleyerek, muhalif olan herkesi tehdit ediyordu..
Mitingine katılan insanlara silahlanma çağrısı yapıyor... “Reis için ruhsatlı silah alın, ruhsatlı silah alamıyorsanız pompalı tüfek alın” diye çağrıda bulunuyordu.
Yargının bu çetenin tehditlerini düşünce suçu kapsamında değerlendirmesi de bir başka traji komik konu. Komik dediğime bakmayın ürkütücü bir gelişme...
Yandaş medya tarafından hayır sever iş adamı diye ödüllendirilen ve manşet haberle tanıtılan, övgülerle yere göğe sığdırılamayan biriydi Peker...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından Peker, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a temiz hayırsever iş adamı diye tanıtılıyor...
Birden bu zat, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından organize suç örgütü lideri olarak ilan edildi.
Soylunun bu açıklamasının hemen ardından...
Peker’in Videoları gündeme bomba gibi düştü...Düşmeye de devam ediyor.
Son videosu kan dondurucu.. Sedat Peker iddialarını tek tek belgeliyor. Özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Mehmet Ağar hakkında yaptığı açıklamlar; yenilir yutulur cinsten değil ve dirhemini yiyen it kudurur misali.. Türkiye Peker’in videoları ile yatıp kalkıyor. İzlenme rekoru kırıyor.
Bu çatışma vesilesiyle mafya lideri ile İçişleri Bakanı Soylu arasında kuryelik yapan “Mafyanın medya ayağını” öğrendik.
Bu konu on yedi gündür ülkede ve siyasette “tusunami” etkisi yaptı.. Dünyanın da bu konuyu büyük bir titizlikle izlediği muhakkak.
Başta şahsım devletin sahibi muktedirin bu iddialar karşısında suskunluğunu koruması, anlaşılır gibi değil...Nereye kadar?
Bu olayı “sahibinin sesi” yandaş medya, Saray’dan talimat gelmeyince haber bile yapmadı...
Sedat Peker’in iddialarına iktidardan bir tek İçişleri Bakanı Soylu açıklama yaptı...Açıklamaları hiç mi hiç inandırıcı değildi.
Soylu’nun en sansasyonel iddiası ise;”Sedat Peker’in bir milletvekiline her ay 10 bin dolar maaş veriyordu” açıklaması oldu. Soylu bu milletvekilinin kim olduğunu söylemedi ama; oklar Akp içinde Sedat Peker’in dostu eski milletvekili Metin Külünk’ü işaret ediyordu.
Sedat Peker’in videolarından neler öğrendik...
Haydi başlayalım:
*Kolombiya’dan İzmir Limanına gönderilmekte olan 5 ton kokain yakalandı...Ancak Türkiye’de bu kokaini kimin alacağı ortaya çıkartılmadı.
*Peker’in açıklamalarından “Medya’nın bir mafya ayağının olduğunu” İçişleri bakanı ile mafya arasında “kuryelik” yaptığını da ilk defa duyduk.
*Medya da mafyanın temsilcilik ayağını “Hadi -Süleyman Özışık kardeşlerin” temsil ettiğini...
Hadi özışık’a Süleyman Soylu’nun çakarlı araba verdiğini, iyi bir maaş bağladığını Özışık’ın ağzından dinledik. Hadi Özışık’ın oğlunun nikahına iktidarın ve Saray kadrosunun takım halinde, nikah şahitliği yaptığını...
*İçişleri bakanı Süleyman Soylu’nun pislik dediği ve kırmızı Bültenle aranan Sedat Peker’e... Yıllarca devletin koruma polisi verdiğini.. Hatta Peker Yurtdışına çıkarken de, korumaların devlet adamı gibi, Peker’e eşlik ettiğini öğrendik.
*Peker’in Susurluk çetesinin aktörlerinden olan Mehmet Ağar ve oğlu Tolga Ağar için ortaya attığı iddialar ise dudak uçuklatan, açıklamaları da çok sarsıcı.
* “ Milyar dolar değerinde olan ve Döviz makinesi olarak bilinen”, “Bodrum Yalı Kavak Marinasının” nasıl el değiştirilerek; Mehmet Ağar’a devredildiğinden haberdar olduk.
Mehmet Ağar bu açıklamayı yalanlamadığı gibi; “biz marinaya sahip olmasaydık, buraya mafya çökerdi” demesi... Mafyanın iktidar içinde gücünün itirafı gibiydi. Hatırlatalım Ağar ve ekibi Bodrum Marinasının önünde Sedat Peker olayı patlak vermeden önce: “Mehmet Ağar, Alattin Çakıcı, Korkut Eken ve Engin Altay” medyaya bir arada fotoğraf servis ettiler “Bu Alemin Kralı Biziz” mesajını veriyorlardı..
*Yine Mehmet Ağar’ın oğlu Akp’e Elazığ Milletvekili Tolga Ağar’ın; Kazakistanlı Elazığ üniveristesinde okuyan ve yerel basında gazetecilik yapan, “genç bir kıza tecavüz edip sonra da öldürttüğü” iddiasını Peker’in yayınladığı videolardan, tüylerimiz ürpererek dinledik.
*Peker Akp’li bir milletvekilinin talebiyle, bir başka milletvekilini nasıl karakolda dövdürdüğünü, kemiklerini kırdırdığını...Hürriyet gazetesine saldırıyı kendi adamlarına yaptırdığını, bunu da bir milletvekili istediği için yaptığını söylüyordu.
Peker’in bu iddiaları karşısında Cumhuriyet Savcılarının harekete geçmemesi; suç örgütünün açıklamaları kadar tehlikeli değil mi?
Deneyimli siyasetçi devlet adamı Cemil Çiçek:” Peker’in bu iddialarının yüzde bir değil, binde biri doğru ise çok vahim bir durum” diyordu.
Ülkenin geldiği yere bakar mısınız, Allah aşkına?
İktidar “hukuktan uzaklaşır, muhalefeti terörist ilan ederse”, bu tablonun ortaya çıkması kadar doğal ne olabilir ki?
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile mafyanın iktidara nasıl ortak olduğunu kısa hatırlatalım;
“Cumhur ittifakının küçük ortağı iktidara ortak olur olmaz, kendisinin ülküdaşı tutuklu suç örgütü mafya lideri Alattin Çakıcı için, özel afla salı verilmesini sağlamadı mı?...Tahliye olan Çakıcı çıkar çıkmaz, CHP genel başkanını sosyal medya hesabından, yayınladığı mektupla tehdit etmedi mi?.. Bu tehdit Bahçeli sahip çıkarken, Muktedir sessiz kalmadı mı? Muhalefetin erken seçim çağrısına küçük ortağın ülküdaşı, Alattin Çakıcı cevap vermiyor mu?. Bu tabloya baktığımız da, Mafyanın iktidarın “üçüncü ortağı olduğunu” ortaya koymuyor mu?”
Dünyanın neresinde görülmüş bir devlet ki; organize suç örgütünün liderini yıllarca koruyup-kollayacak, pasaport verecek.. Özel mitingler yaptıracak, devletin milis gücü gibi kullanacak.. Çeteyi yönlendiremeyince de yakalanması için operasyon yapacak... Yakalayamayınca da “Kırmızı bültenle aranan” suç örgütü lideri olarak ilan edecek...”
Nasıl bir masal ama...Bunlar masal değil gerçeğin ta kendisi.
Biz Cumhuriyeti “demokrasi ile taçlandıramadığımız”, “Batı standartlarında bir demokrasiyi” hayata geçiremediğimiz sürece..
Siyasal iktidarlara yön veren “Devlet- mafya-ticaret-siyaset - medya” dan oluşan, iktidar ortaklığını bozmamız imkansız gibi..
Bu sistem değişmedikçe mafyanın sadece aktörleri değişir. İşin tuhaf yanı o da değişmiyor bizde... Susurluk çetesinin aktörlerinden olan, Mehmet Ağar yine karşımızda.
Bizim “Devlet yapımız”, “Mafyaya ne kadar yakın ise”, “hukuk ve demokrasiye” de o kadar uzak.
Rahmetli Cem Karaca’nın bir şarkısı ile teselli olalım...
“Çete çete içinde/çete çeteye karşı..”Amaneyyy.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025