Mete Yarar
Asimetrik savaş deyimini Türkiye’de ilk kez dönemin Genelkurmay Başkanı Sayın İlker Başbuğ’un açıklamalarından duymuştuk. O günlerde “TSK üzerinde asimetrik bir savaş yürütülüyor” demişti.
Kastettiği bildiğimiz asimetrik savaştan farklı bir şeydi ama içerik olarak birçok şeyi içinde barındırıyordu. Bir metottan bahsediyordu. Birçok kişi bu söyleminin ardından olayın fazla abartılmak için kullanılan ve yeni türetilen bir jargon olduğunu düşünmüştü. Ancak yıllar geçtiğinde gördük ki o dönem için bu söylem az bile kalmış.
Memleketimizde karşılıksız olarak ülkeyi sevenlerin ve uyarıda bulunanların başına hep bir şeyin geldiğinin farkında mıyız?
Gaffar Okan, Uğur Mumcu, Necip Hablemitoğlu, İlker Başbuğ, Nedim Şener, Soner Yalçın, Eşref Bitlis, Adnan Menderes, Necmettin Erbakan, Recep Yazıcıoğlu, Adnan Kahveci, Muhsin Yazıcıoğlu, Aytunç Altındal, şüpheli uçak kazasında kaybettiğimiz bilim insanlarımız, Hrant Dink (ve ismini yazamadığım daha birçok kıymetli aydın) gibi onlarca birbirinden farklı düşünceye ve mesleğe sahip insanların başlarına neler geldi bir hatırlayın.
Bu ülkeyi savunmanın ve farklı bir sesle tehlikeyi dillendirmenin bedeli hep ödetilmiştir. Vücudumuzda uyarı sistemine fark ettirmeden nasıl kanserli hücreler yaşayabiliyorsa, bunu Türkiye’de yapmaya çalışan gruplar da kendilerini deşifre edenleri bir şekilde sistemin dışına çıkarmayı başarıyor.
***
Asimetrik savaşın kullandığı binlerce yöntem var. Unutmayın ki bu yöntemleri kullanabilmek için öncelikle uyarı sistemlerinin ortadan kaldırılması gerekir.
S-400 yüksek irtifa savunma sistemleri ülkenin savunması için ne kadar önemli ise ve bu yüzden de alınmaması için her türlü dalavere çevrilebiliyorsa, asimetrik savaşın ikaz sistemi olan yurtseverlerin de başına neler gelmez.
Dünya etnik ve mezhepsel anlamda her konunun kaşındığı bir sürece gireli yaklaşık otuz sene oldu. Zaten yukarıdaki ölümlerin ve itibar suikastlerinin başladığı tarih de -birkaç olay hariç- yaklaşık doksanlı yıllardır.
Savunma sanayiinde milli ve yerli kavramlarını tartıştığımız ve bu atılımların Türkiye’nin önünü nasıl açtığını gördüğümüz bir yerde şu soruyu sorabiliyor muyuz: Memlekette yerli ve milli insan sayısını artırabilseydik biz şimdi nerelerde olurduk?
Neleri kaybetmeden içimizde tutar ve neleri başarmış olurduk?
Tarihten küçük bir alıntı yaparak yazımı bitireyim.
Japon’lar 1950 yılında 10 milyar dolar olan gayri safi milli gelirlerini 1974’te 400 milyar dolara çıkardı. Hiçbir şeyleri kalmadığı dönemde daha çok çalışarak, olmayan gelirlerinin yüzde 20’sini tasarruf ederek ve eğitime önem vererek bir mucizeye imza atmışlardır.
Bunu yaparken de işgal altında olmalarına rağmen yerli ve milli insanlarını emperyalistlere kurban etmemişlerdir. Böylelikle de kendi hikayelerini yazmayı başarmışlardır.
Düşüncesi farklı ama vatansever olan herkese buradan selam olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2018
25.06.2018
21.06.2018
18.06.2018
14.06.2018
12.06.2018
11.06.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.05.2018