Mümtazer TÜRKÖNE
Erkek ile kadını her açıdan bir ve eşit görmeyen bir dine inananlar, inançlarını sorgulasınlar.
Erkek dini insanlık dini olamaz; kadınları eksik ve aşağı yaratan bir tanrı gerçek olamaz. İnanılan dinin hak din olduğunu, takip ettiğiniz yorumun sahtelikle malul olup olmadığını anlamak için en sağlam kriter olarak kadının o dindeki statüsüne bakmalısınız. Erkeklerden yana hüküm veren erkek bir tanrı kadınlara karşı suç işlemiştir. Bu suç kadın cinayetleri ile adeta bir katliama dönüşür.
Amacım bir teoloji tartışmasına girişmek değil; katlanarak büyüyen kadın cinayetleri ile din yorumu arasındaki bağlantıyı göstermek. Sayı maalesef her yıl katlanarak artıyor.
Her dinî yorum siyasî bir tasarruftur, gelip iktidar ilişkisine dayanır.
Kadını eksik ve aşağı gören bir din yorumu erkeklerin kadınlar üzerindeki iktidarını sağlayan bir siyaset tarzıdır. Geleneksel toplumun ataerkil yapısı ile beslenen bu dinî yorum gerçekte dinin “insanı” muhatap alması ile çelişir. Müesses dinlerden hiçbiri erkeklere inmemiştir, ama erkeklerin kadınlar üzerindeki iktidarını pekiştirecek yorumlar çağlar boyu egemen olmuştur. Kadın cinayetlerinin arkasındaki karanlık-vahşi saiklerin doğrudan bu din yorumları tarafından beslenmesine artık biraz kafa yormamız gerekir.
Kadın cinayetlerinin kahir ekseriyetinin öfke cinayetleri olarak işlendiği anlaşılıyor. Adam arabanın içinde karısını öldürüyor ve sonra karısının ölüsüyle birlikte karakola gidip teslim oluyor.
Öfke basit bir duygu değildir, alışılmış, içgüdülere kadar yerleşmiş, yüzde yüz haklı olduğuna inandığı bir durumda çaresiz kalınca devreye girer ve gücü yetiyorsa şiddete dönüşür. Günde ortalama iki kadın, yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Cinayet bu kadar çoksa, kadına yönelik şiddetin her türü topluma egemen demektir.
Dinî yorumların oluşturduğu kadın imgesinin çok rafine olması gerekmez. Kaba, genel bir erkek üstünlüğünü reddeden bir din yorumu devlet eliyle egemen kılınmadıysa (ki devletin onayından geçmeyen hiçbir din yorumu egemen olamaz), kadını şiddete ve cinayete maruz bırakan dinî atmosfer her evin kapısından-bacasından girecek bir aralık mutlaka bulur.
Şu erkeklere özgü şehvet kokan cennet tasavvurlarını misal olarak alabilirsiniz. Erkekler için bir seks ve işret mekânı olarak kitaplar boyunca abartılarak tasvir edilen cennete dair, kadınlarla ilgili eşitlik kokan tek bir cümle yoksa, şu yaşadığımız dünyada kadına da yer yok demektir.
Muhafazakârlığın ve dindarlığın en yaygın biçiminin kadın üzerinde erkek baskısını sürdürmek üzere yerleştiğini gözden kaçırmayın.
Mazbut bir aile hayatını, inançlarını korumak için değil, halk dindarlığı evin içinde siyaseten erkeğin iktidarını sürdürmek için vazgeçilmezdir Bu kadar yaygın ve meşru görülünce kadınlar da çaresiz bu egemenliğe boyun eğmek zorunda kalıyorlar. Kadına dayatılan dindarlık köleliğin bir tür içselleştirilmesi olarak tezahür ediyor.
Dindarlık, hatta İslâmcılık bu işlevsel yorum sayesinde en yaşamsal karşılığını buluyor. AK Parti’ye karşı daha radikal İslâmcı çizgide yer alan Yeniden Refah Partisi’nin parti politikasını neredeyse bütünüyle bu konuya indirgemesinin başka açıklaması yok.
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri yaygın din yorumundan besleniyor. Erkeğin egosunu, kadına göre üstünlüğünü besleyen her din yorumu ve bu yorumların sahibi bu cinayetlerden sorumludur. Kadınları korumak, eşitliğini vurgulamak veya pozitif ayırımcılık yapmak üzere bir ileri adım atıp -İstanbul Sözleşmesi gibi- sonra geri adım atarsanız ve bunu dinî gerekçelere dayandırırsanız bu cinayetlerin azmettiricisi olursunuz. Benzer bir geri adımı atıp kadını, evlendiği erkeğin soyadına mecbur bırakırsanız öfke anında kendini kaybetmeye hazır erkeğin egosunu beslemiş olursunuz. Verdiğiniz veya geri aldığınız hakkın bir önemi yok; “geri adım atma havası” bile tek başına öfke anında erkeğin şiddetine gerekçe oluşturuyor.
Kadınların evlerinde, sokakta maruz kaldığı şiddet özel hayatlarının yol açtığı bir sorun değil tamamen siyasî bir sorun. Erkek bir tanrıya inananların sahip çıktığı din yorumları da doğrudan siyasetin sorunu. Siyaset en yaygın şekilde erkeğin kadın üzerindeki egemenliğini sürdürmek için örgütleniyor.
Hiçbir kural ve tedbir kadını erkek bir tanrının gadrinden, zulmünden koruyamaz. Aklı başında ulema, bu sapkın din yorumlarını ayıklamak için seferberlik ilan etmeli. Yoksa kadın cinayetleri artmaya devam edecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
21.12.2025
16.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
7.12.2025