Mümtazer TÜRKÖNE
Fasit dairenin içinde, kobay faresi gibi dönüp duruyoruz. Başladığımız yere geri döndük.
“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı, bir siyasî kampın mottosu. Her ayrıntısının üzerinden kurallara uygun şekilde defalarca geçilen, üniformaların tekdüzeliğinde disiplin içinde yürütülen üstelik Cumhurbaşkanı’nın huzurunda yapılan bir mezuniyet töreninde böyle bir sloganın atılmasının tek anlamı var.
Yeniçeriler kazan kaldırıyor.
Kime karşı?
Bu olay kanı kaynayan genç teğmenlerin kitlesel protestosu olarak yorumlanamaz. Dört yıl boyunca katı bir disipline tabi tutularak yetiştirilen bu gençler, amirlerinden üstü kapalı veya sessiz bir onay almadan ve örgütlü bir karara varmadan böyle bir eylemde bulunamaz.
“Doğrudan iktidar eliyle ‘tiyatro tarzı’ bir provokasyon olamaz mı?” itirazı haklı olabilir. Ancak kendi yetiştirdiği subaylar tarafından protesto edilen bir hükümet bu kadar büyük itibar kaybını göze almış olamaz. Üstelik genç teğmenler kitlesel huşu içinde böyle bir oyuna gelmez.
70’li yılların sonuydu. Solun egemenliğindeki Gençlik Parkı’nda bir Harbiyeli genç dayak yemişti. Ertesi gün Harbiyeliler bir ordu gibi parkı basıp herkesi dayaktan geçirmişti. Sonra bu baskının “Harbiye’nin itibarını korumak için” okul komutanının talimatıyla yapıldığı ortaya çıkmıştı. Askerlikte işler, ODTÜ öğrencilerinin Devrim Stadındaki protestosu gibi yürümez.
1960 BAHARINA GERİ DÖNÜYOR GİBİYİZ
Muhalif kanat, Özgür Özel’in vurguladığı biçimiyle bu protesto eyleminden memnun görünüyor. Bana kalırsa tavır almadan önce birkaç kere düşünmeliler. Tarih tekerrür ediyor: 1960 baharına geri dönüyor gibiyiz. 27 Mayıs darbesi, uzun vadeli sonuçlarına bakılırsa en çok CHP’ye zarar verdi. Şayet halkla bağınızı koparmak, çok yaklaştığınız iktidarla aranıza aşılmaz duvarlar örmek istemiyorsanız üniformalı, bilhassa hâkî renkteki üniformalı eylemlerle aranıza mesafe koymalısınız.
“Mustafa Kemâl’in Askerleri”nin bize, daha doğrusu iktidara verdiği asıl mesaj daha önemli.
On yıldır iktidarın kontrolünde tepeden tırnağa, arka bahçe gibi yeniden düzenlenen, adeta ters yüz edilen askerî eğitimden çıkan sonuç bu ise, iktidar kendini hiçbir yerde emniyette hissetmemeli. Genç nesil, -hatta buna İmam Hatip nesli veya din eğitiminden geçirilen nesil diyebilirsiniz- iktidarın sadece uzağında değil, bütün halinde karşısında duruyor. İktidarın üretmek için büyük çabalar harcadığı soft ideoloji ve bu ideolojinin alt yapısı iflas etmiş durumda.
Ahlat’ta, 30 Ağustos’a rakip olarak Malazgirt zaferinin yıldönümüne göndermede bulunmak üzere toplanan devlet erkânı başka mesajlar da verdi. Kuvvet komutanları anons edildikleri halde platforma çıkıp, siyasilerle aynı karede fotoğraf vermediler. Bu tavır dört dörtlük bir pasif direniştir. Ona da “kime karşı?” diye sormayın.
‘YENİÇERİ GELENEĞİ YENİDEN DİRİLİYOR’
Kâr peşinde koşan müteşebbis gibi siyasetçi güç peşinde koşar. Dizginlerini eline geçireceği hiçbir güç fırsatını geri çevirmez. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş, bir güç fırsatçılığı idi; ama yerçekimi kurallarına aykırı güç devşirmek sahibine zarar verir. “Partili cumhurbaşkanı” sıfatı, bir güç fırsatı mıydı ve Erdoğan’a ne kazandırdı? Cumhurbaşkanı “partili” olmasaydı ve o platformda yerçekimi kanununa aykırı siyasî bir güç gösterisi peşinde olmasaydı, kuvvet komutanları onunla aynı karede fotoğraf vermekten çekinir miydi? Ordunun onca tasfiyeye ve alt-üst edilen askerî eğitime rağmen Yeniçeri standartlarına dönüşüne fırsat verilir miydi?
Siyasî tartışmaların dışında sakin bir kafayla düşünürseniz Türk Silahlı Kuvvetleri gelenekleri ve disipliniyle, bir de tabii arkasındaki koca tarihiyle mutlaka ciddiye alınması gereken bir kurumdur. Her genç teğmenin ileride Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturma hayaliyle mesleğine başlaması çok gerilerde kalmadı. Ordu bildiğimiz ordu. İçine girdiğiniz zaman inişli çıkışlı uzun ama durmuş oturmuş bir tarihin hemen parçası olursunuz. Ayrıca “vatan için ölmek” peşinen benimsenince, o meslek bir şeref ve itibar mesleğine dönüşür; semboller, duruşlar ve onur arayışı vazgeçilmez olur.
O şanlı, koca tarihin içindeki en önemli gelenek Yeniçeri geleneği yeniden diriliyor. Genç teğmenler bize bu geleneğin buharlaşıp kaybolmadığını açıkça göstermiş oldular.
Gelelim “Mustafa Kemâl’in Askerleriyiz” sloganına. Mesele “Mustafa Kemâl”e veya Atatürk’e dayanan bir itiraz değil. Semboller ve simgeler kitlesel tepkilerde sebepler arasında değil taşıyıcı araçlar olarak karşınıza çıkar. Nitekim Hükümetimiz de Atatürkçü görünme konusunda hiçbir fırsatı kaçırmıyor. Yeniçeriler de “Şeriat isteriz!” diye meydana çıkıp koca pilav kazanlarını tersine çevirdikleri ayaklanmaların hiçbirinde dinî bir taleple ortaya çıkmamışlardı. Kısaca simgelere, sembollere takılmayın, mesele dirilen Yeniçeri ruhudur ve Erdoğan’a mesaj veren bu en yeni çeriler gökten zembille inmediler.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
8.11.2025
7.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
21.10.2025
19.10.2025
16.10.2025