Mümtazer TÜRKÖNE
Erdoğan’ın “vizyon belgesi” genel seçimler için hazırlanmış “seçim bildirgesi” türünden başarılı bir çalışma. Sunum tarzı ve medyada santimetrekare ve saniye cinsinden yer alış hacmi daha da başarılı.
Bu ölçülere göre seçimi Erdoğan’ın, Ortadoğu otokratlarını da sollayarak % 99 oyla kazanması lâzım. Keşke o yaman çelişkiler olmasa, biraz da gerçeklerle örtüşse. Hukuku askıya alan Başbakan, hukuk devleti vaat ediyor. Başkanlık sistemi ısrarı yüzünden yeni anayasa yapım sürecini engelleyen adam, anayasaya öncülük yapacağını söylüyor. Mevcut anayasaya göre “cumhurbaşkanı icranın başıdır” derseniz, anayasa konusunda söyleyeceğiniz hiçbir lafın değeri olmaz. Hukuk devleti ise sizin gölgeniz kalktığı zaman zaten kendiliğinden işlemeye hazır. En kötüsü ise yola Samsun’dan çıkıp anayasa, hukuk ve demokrasi yorumlamaya çalışmak.
“Samsun’dan yola çıkmak”, keskin ideolojik çağrışımları olan bir metafor. Neredeyse bir asır boyunca ilk defa sağ-muhafazakâr bir politikacı, yani Erdoğan bu edebî ürüne müracaat ettiği için, öküzün altında buzağı arama hakkımız var. İdeolojiler tarihî olaylara, mitolojik yani kutsal bir hakikat payesi vererek zenginleşir ve kalıcı hale gelirler. Sonra bu mitoloji, yeni arayışlara ilham kaynağı olur. 1969’da Deniz Gezmiş’in arkadaşları ile birlikte Samsun’dan Ankara’ya yürüyüşü, sosyalist solun dönüm noktalarından biridir. Ne var ki “Samsun’dan yola çıkmak” metaforu: 1) İşgal edilmiş bir ülkede işgalcilerle işbirliği yapan yöneticiler, 2) Uyandırılması gereken çaresiz bir halk, 3) Güçlü ve keskin görüşlü bir liderlik, 4) Bir milletin ölüm kalım savaşında hukukun bir teferruat haline gelmesi gibi unsurların tamamını tek kalemde içinde barındırır. Bugün ilk defa iktidar tarafından, üstelik 12 yıldır devleti yöneten bir politikacının seçim kampanyasında kullanılıyor.
Samsun’dan başlayan “İstiklâl Harbi Efsanesi”, Cumhuriyet döneminin lider kültünün, üzerinde yükseldiği bir heykel kaidesi gibidir. Bu iddia 1927’de Atatürk’ün Meclis’ten okuduğu Nutuk’ta bile yoktur; 1932’den sonra Tek Parti ideologları tarafından icat edilmiştir. “Samsun’a çıkış” ancak 1937’de Bayram haline gelmiştir. İstiklal Harbi, Samsun’dan önce Kazım Karabekir’in yegane askerî gücümüz olan Erzurum’daki 3. Ordu’nun başına geçmek üzere Trabzon’a çıkması ile; Rauf Orbay’ın Bandırma’da Emre köyünde Ethem Bey’in kapısını çalması ile zaten başlamıştı.
Gerçek tablo Atatürk’ü küçültmez; tersine toplumun özgüvenini pekiştirir. Zor durumda kaldığınız zaman Atatürk gibi bir lider aramak yerine, kadrolarınıza ve kendinize güvenmek ve örgütlü bir çaba içine girmek daha etkili değil mi? Neye ihtiyacınız olduğuna karar verin: Samsun’dan yola çıkan karizmatik II. Atatürk’e mi? Yoksa hukuk içinde işleyen demokratik bir devlet aklına mı? Daha daha ötesi var ve Erdoğan’ın Samsun’dan başlattığı İstiklâl Harbi, hukukla başı belada olan muktedirlerin hemen durumu İstiklâl Harbi demagojisine döküp, kendi paçalarını kurtarmak adına her şeyin mübah görüleceği hukuksuzluğun gerekçesi olarak kullanılıyor. Yolsuzluk yapıp, mahkeme kapısına düşen, memlekette “İstiklâl Savaşı yürütülüyor” diye lafa başlayıp, yargıcın suratına “vatan tehlikede ise hukuk bir teferruattır” diye bağırarak soruşturmaların hepsinden sıyrılmayı deniyor. Vatan tehlikede, siz hâlâ hukukla mı oyalanıyorsunuz? Yolsuzluk mu? “İstiklâl Harbi” diyor adam, siz taburun keçisini satıp parasını cebine koyan binbaşıya kızıp, savaşmaktan vazgeçemezsiniz? Ülkeyi kim mi işgal etti? İşte bu iyi bir soru.
Çaresizliğin en uç noktasındayız. Sadece “Millî Görüş gömleği” çıkmadı, AK Parti karizmatik lideri eliyle artık Kemalist bir parti. Torba geniş, ne atsanız içinde kayboluyor, torbanın ağzını büzme işi, hâlâ kaldıysa İslâmcıların görevi. Vatan tehlikede olduğuna göre! Samsun’dan yola çıkıp, -Amasya ve Sivas’ı atlayarak- Erzurum’dan devam eden yolculuğun Çankaya sırtlarında sona ermesi gerekiyor. Danışmanların hazırladığı sade suya tirit laflara bakmayın; devletin eski ve yeni sahiplerini aynı çuvalın içine sokan “II. Atatürk”ten daha derin bir “vizyon belgesi” olur [email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
27.05.2025
23.05.2025
13.05.2025
12.05.2025
6.05.2025
5.05.2025
5.05.2025