Mümtazer TÜRKÖNE
Gariplik iktidar kanadında. Muhalefet partileri kendi kulvarlarında yüksek bir özgüvenle ipi göğüslemek için hamle üzerine hamle yapıyor; İktidar’ın temsilcileri ise sürekli bocalıyor. Erdoğan’ın, karşısında uslu uslu oturan Barlas’a söyledikleri çok erken yaşanan bir bozgun psikolojisini ele veriyor.
Yenilgiyi önceden açıkça itiraf ediyor ve seçimde her kaybedenin yaptığı gibi kabahati peşinen seçmene atıyor. Kamuoyu araştırması sonuçlarına propaganda amaçlı müdahaleler yapıldığı için pek güvenilir değiller. Erdoğan’ın yüzü, hem kamuoyu araştırmalarının gerçek halini hem de çekirdekten yetişme tecrübeli bir politikacının okuduğu seçim sonucunu yansıtıyor. Erdoğan’ın yüzünde AK Parti için yüzde 40’ı aşan bir oy oranı gören var mı?
İktidar seçime Amok Koşucusu gibi gidiyor. Zweig’in bu çarpıcı hikâyesi akıl sermayesini tüketmiş olan adamın ölüm koşusunu anlatır. Koşucu sonunda mutlaka ölür, ama uzun koşusu boyunca önüne çıkan her şeye zarar verir. Döviz kurunu düşük tutmak için kamu rezervlerinin tüketilmesinden, Konya’daki gibi peş peşe yürütülen algı operasyonlarına ve hukuk katliamına kadar ortaya çıkan büyük tahribat bu çılgın Amok koşusunun eseri. Maddî-manevî her değeri tahrip edip tüketiyorlar. Son olarak Anayasa Mahkemesi’nin Sulh Ceza Hakimliği hakkında verdiği kararın gerekçesi, Türkiye’de hukukun tükendiğinin ilanından başka bir şey değil. Bu uzun koşuya eşlik etmek zorunda bırakılan Anayasa Mahkemesi’ne yazık değil mi? İktidar yolsuzluk soruşturmalarından sıyrılmak ve hırsızlığın peşindekileri ve bilcümle muhalefeti susturmak için, İstiklal Mahkemeleri gibi kapalı devre işleyen bu hakimlikleri oluşturdu. Asliye Ceza Mahkemesi kararı için Ağır Ceza’ya itiraz ederken, aynı kanun maddesi içinde (m. 268) bu hakimler için yine bu hakimlere müracaat ediyorsunuz. Bu durumu hukuka uygun bulan Anayasa Mahkemesi’nin hukukla bir bağlantısı, adalet arayanlar için bir itibarı kaldı mı?
Can havli ile sığınılan son çareler de işe yaramıyor. “Zırhlı Mercedes” gündemini, “zirvede tükeniş hikâyesi” olarak takip edebilirsiniz. Erdoğan’ın Diyanet İşleri Başkanı için lüks araba, üstelik “zırhlı” lüks araba ısrarı seçim öncesi siyasî değil duygusal bir boşluğu doldurmak için. Şeyhülislâm’a “gel benim israf ve debdebeme ortak ol” çağrısı, duygusal olarak belki de rahatlatıcı, ama seçim öncesi hiç akıllıca değil. Burada “zırh” sadece “daha pahalı” anlamına geliyor; yoksa Diyanet Başkanı’nın güvenliği için değil. Halbuki ağır zırhlar, herkesin hareket kabiliyetini azaltır. Hukuk alt-üst edilerek sağlanan koruma ile varlığını sürdürenlerin, ağır zırhları yüzünden doğru dürüst ayakta bile duramayan özenti silahşörden farkı kalmaz. Dokunur ve yıkarsınız. Mehmet Şimşek’in makam araçları için verdiği 3 milyar 300 milyon rakamı hiç de dediği gibi “çerez” değil. Kamu araç alımlarında vergi ödenmediğini hatırlarsanız, bu rakam korkunç bir israfın resmî ağızdan itirafı. Gözde vezirine özel harasından binek hayvanı hediye eden padişah gibi, cumhurbaşkanı bir kamu görevlisine makam aracı tahsis edemez. Demokrasilerde kimse halkın cebinden ihsan-ı şahanede bulunamaz. AK Parti, onca medya ve propaganda gücü, kamu imkânı, iktidar tecrübesi ve paraya rağmen çok kötü bir seçim kampanyası yürütüyor. Konuştuğum AK Partililerin hepsinden aynı şikâyetler geliyor. İktidar partisi moral üstünlüğünü tamamen kaybetmiş durumda. Sebep “zırhlı Mercedes” gibi gündemler üzerinden korkunç israf ve üstü kapatılamayan yolsuzluk iddiaları ile seçime giden topal ördek misali İktidar ile halkın çektiği yoksulluk arasındaki korkunç tezatta aranmalı. Bu tezadı hiçbir propaganda kapatamıyor; çünkü AK Parti’nin kampanya savaşını iki farklı karargâh yürütüyor. İki komutanla savaşa giren ordunun kazanması imkânsızdır.
13 yılın özeti: “Kendimi yakarım”dan “her yeri yakarım”a hızlı bir geçiş ve işte gelen cevap: “Zaten her şeyi yok ettin; buyur elinden geleni ardına koyma.” Garip, çok garip bir seçim psikolojisi.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
21.12.2025
16.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
7.12.2025