Mümtazer TÜRKÖNE
AYM kararına rağmen dershanelerin kapanacağını iddia eden Millî Eğitim sözcüleri, gerçekte bir alışkanlığı sürdürmeye çalışıyor. Onları var eden, oralara getiren ve "dershaneleri kapatın" talimatını veren iradenin oluşturduğu alışkanlık. Şaka değil, 7 Haziran'a kadar Türkiye'de icra, yasama ve yargı gücü tek bir kişinin uhdesinde idi. Sigara tiryakiliği gibi kötü alışkanlıklardan kurtulmak ve dumansız bir dünya tahayyül etmek ne kadar zor ise, her şeyin çok basit bir formüle yani diktatörün keyfine bağlandığı hiyerarşinin verdiği rahatlıktan kurtulmak kendi başına düşünmeye, durumu kavramaya ve karar vermeye başlamak da en az o kadar zor olmalı. Baksanıza, AYM dershaneleri kapatan kanunu iptal ediyor ve bu iptal kararına rağmen Bakanlık "hukukun yönetimi"nin nasıl mümkün olabileceğini kavrayamıyor.
Demek ki sadece hukukun değil aklın da avdet etmesi gerekiyor. Dershanelerin kapatılması kararının eğitimin ihtiyaçları ve varlık sebepleri ile yakından uzaktan bir alâkası yoktu. Otokrasi, devletin beceremediği eğitim talebini karşılayan dershaneleri kapatarak sivil toplumun yaşama alanını yok etmeye girişti ve bu savaşı kendi ağzıyla ilan etti. Hukuk yavaş yavaş geri dönerken, ilk iş olarak kendisini de yok eden bu otokrasiyi sınırlamak adına onun en keyfi tasarruflarından birini iptal etti. Ödediğimiz bedel yüksek; ne yapalım, diktatörlüğün maliyeti her zaman demokrasiden daha yüksektir.
13 yıllık tek parti iktidarı sona erdi, belki tekrar geri gelebilir; lakin bu 13 yılın son dört yılına damgasını vuran tek kişinin yönetimine geri dönüş ihtimali bulunmuyor. Bir felakete dönüşen Rusya Seferi'nden sonra iktidarı teslim eden Napolyon'un sürgüne gönderildiği Elbe adasından kaçıp tekrar dizginleri ele geçirmesi gibi örnekler tarihte mevcut, ama bizimkinin geride parlak zaferleri yok, üstelik geri döneceği bir yer de yok. Bir dönem kapandı. Başta otokratın kendisi olmak üzere, onunla var olanların ayrıcalıklar dünyasını terk edip yeni şartlara uyum sağlamaları, kendilerine çekidüzen vermeleri zaman alacak. Bu süre ne kadar kısa olursa memleketin o kadar hayrına, çünkü ödeyeceğimiz faturalar sürekli artıyor. Şöyle bir mukayese yapabilirsiniz. İcra, yasama ve yargı gücünün tek kişinin tekeline geçtiği dönemde memleket hayrına en küçük bir gelişme vaki oldu mu? Sürekli kayıpta değil miyiz?
Geri dönüş ihtimalinin neden mümkün olmadığını şu karşılaştırmadan çıkartıp eleyebiliriz. AK Parti heyeti CHP ile koalisyon için görüşürken Cumhurbaşkanı "geçmişle -yani benimle- uğraşmayın" mesajı ile ve seçim tehdidi ile baskı kurmaya yelteniyorsa, Davutoğlu ağzıyla kuş tutsa AK Parti seçimden oylarını daha da azaltarak çıkacaktır. CHP ile koalisyon kurulduktan sonra, ister istemez temel ülke sorunları konusunda istikamet değişecek. Bu değişim CHP'nin gücünün ve yeteneğinin değil, Erdoğan'ın çareleri tüketmesinin eseri olacak. CHP'li bir hükümet Suriye'de yeni bir başlangıç, Mısır'da yeni bir ilişki kanalı demek. Devleti düzenli devlet normları dışına çıkartıp istihbarat operasyonları ile bölge politikası yürütmek, artık mümkün değil. İşin en parlak tarafı, bu yeni başlangıçların AK Parti'nin kurumsal kimliği ve gücü ile Davutoğlu'nun sorumlulukları ve yetkileri arasında denge kurmak için de bir fırsat teşkil etmesi. Kaybeden sadece otokrasi.
Havuz medyasındaki iktidar savaşının zıvanadan çıkmasını, otokrasinin erimesine bağlamak lâzım. Kontrol kaybı ve hedefsizlik, değirmenin suyunun kesilmesinin işareti. Cümle kurmaktan, bir fikri ifade etmekten aciz keskin sirkelerin tehdit ve hakaretlerle otokrasinin avukatlığına soyunmasını, "Erdoğan'ı savunmak bunlara kalmış, yazık" diye yorumlamak en doğrusu. Erdoğan'sız hangi birinin esamisi okunur? Zavallıların var olabilmek için alışkanlıklarına sarılmaktan başka çareleri yok. Yarın hiçbirinin adını bile hatırlamayacaksınız?
Alışmak zaman alıyor. Zamanın uzaması, çaresizliğin eseri. AYM kararını, koalisyon hükümeti kurulduktan sonra verseydi, hâlâ "dershaneler kapalı" diyen biri olur muydu? Neyse ki çareleri yok: Eninde sonunda elleri mahkûm alışacaklar.
Bayramınızı tebrik ediyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
21.12.2025
16.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
7.12.2025