Mümtazer TÜRKÖNE
PKK, Rus işgal ordusunun yerli işbirlikçisi veya yerli milis gücü rolüne soyunmuş görünüyor.
Soruyu şöyle sorduğumuz zaman PKK'nın bu netameli pozisyonunun getirisi-götürüsü ortaya çıkıyor: Rusya'nın Türkiye sınırlarında PKK'yı kullanarak kazandığı etkinliğinin bölge halklarına, özellikle Kürtlere bir fayda sağlaması mümkün mü? Bu soruya, I. Cihan Harbi'nde, Doğu Anadolu'da Ruslara karşı tam kadro savaşan Kürtlerin torunlarından cevap almalısınız. Şu zamanımızda “küresel aktör” denilen büyük devletlerin oyunlarından, örgüt adı verilen çetelerin savaşından, kısaca gündelik telaştan başımızı kaldırıp geçmişe ve geleceğe baktığımız zaman farkına varacağımız tek gerçek var: Bu iş, yani Rusya'nın yürüttüğü operasyonlar Türklere ne getiriyorsa, Kürtlere de aynısını getirecek.
Ankara'da 29 kişinin hayatına mal olan saldırı, tek başına bütün cevapları bulmamız için yeterli. Dünyaya terör örgütü olmadığını kanıtlamaya çalışan PYD'nin mevzileri Türk topçusunun ateşi altında iken, PKK, Sur ve Cizre'de yürüttüğü meskûn mahal savaşında “sivil katliam” tezine sığınmışken Ankara'da patlayan bombanın kime yarar sağlayacağını bir düşünün. PKK, 29 kişinin cansız bedenini koca bir tepsiye dizip Putin'in ayakları dibine bırakmış oldu. PYD'nin, Ankara saldırısını gerçekleştiren PKK'nın uzantısı olan bir terör örgütü olarak yakayı ele vermesi, Rusya'yı kim bilir ne kadar mutlu etmiştir. ABD'nin “terör örgütü değil” kılıfına Rusya'nın ihtiyacı yok; üstelik bu saldırı ile kendisi arasında bağlantı kurulması çok işine gelir. Peki bu Ankara saldırısından Kürtlerin hissesine ne düştü?
PKK'nın Suriyeli Kürtler üzerinde hiçbir nüfûzu yoktu. Şam'da baba Esed'in himayesi altında faaliyet gösteren Öcalan, kimlik verilmeyen, vatandaş sayılmayan Kürtleri yok saymıştı. İç savaş başladığında iki düzineye yakın Kürt örgütü PKK'nın tehdit ve cinayetleriyle yok edildiği zaman, IŞİD'in serpilip gelişeceği şartlar da oluştu. Kobani'de savaşan IŞİD'in komutanının da mensuplarının yarıdan fazlasının da Kürt olması, bölgenin örgütlerin insafına terk edilmesinin yol açacağı derin yaralar hakkında fikir vermeli. IŞİD, geniş bir bataklıklar coğrafyasının ürünü, PKK ise bu bataklıklardan biri. PKK'nın Kürtlere dayattığı “örgüt siyaseti”ne boyun eğmeyenlerin çalacağı kaç kapı var? Ayrıca PKK'nın Fırat'ın batısına geçerek Kürt nüfusun yaşamadığı topraklar üzerinden Akdeniz'e uzanan bir koridor açmaya çalışmasının Kürtlere ne yararı olacağını birilerinin açıklayabilmesi lâzım. Bu koridor, sadece vekâlet savaşında kullanılacağına göre PKK için değeri aşikâr, peki bu zorlama Kürtlerin yararına ne getirecek?
Cizre'de, Sur'da onca insanın canına, malına mâl olan hendek savaşının Kürtlere sağladığı bir üstünlük var mı? Özyönetim ilan edip şehirleri harabeye çevirince, Kürtler bu savaşın sonunda kendi yönetimlerine mi kavuşmuş olacak? Tam tersine belediyelerin mevcut yetkilerinin sınırlandırılması ve geri alınması hazırlıkları yapılıyor? Üstelik tam da Avrupa Birliği'nin üniter yapıyı kuvvetlendiren kararından sonra. Hendek savaşı, çareyi demokrasinin sınırlandırılmasında bulanların elini güçlendiriyor. Ayrıca harabeye dönen şehirler Kürtlerin şehirleri, can korkusuyla kaçanlar da Kürtler. Hangi amaç için? Rusya'nın Türkiye'ye saldırısının bir parçası olmak dışında?
En zor durumda olanlar HDP'de politika yapanlar; çünkü onlar PKK'nın sağa-sola saçtığı şiddetin önünde rehine olarak duruyorlar. PKK Ankara'da bomba patlatacak, HDP'li politikacılar bomba enkazlarına takılmadan ve caddelerde duran kan ayaklarına bulaşmadan Ankara politikası yürütecek. Cumhurbaşkanı'nın önceki gün Meclis'e verdiği “kesin talimatlar”ın sonucu HDP milletvekillerinin dokunulmazlıkları kalksa, birkaçı tutuklanıp cezaevine konsa, “demokrasiye yakışmıyor” diyen benim gibi birkaç kişi dışında Kürtlerden bile şu “hendek savaşı”ndan sonra ciddi bir itiraz gelir mi?
Kürtlerin başında büyük bir belâ duruyor. PKK, bölge halkından aldığı desteğin hızla erimesine rağmen bir işgal ordusunun milis gücü gibi davranmakta ısrar ediyor. Kimsenin dönüp bakmadığı “sivil katliam” iddiasını köpürtebilmesi için PKK'ya daha fazla Kürt kanı lâzım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
27.05.2025
23.05.2025
13.05.2025
12.05.2025
6.05.2025
5.05.2025
5.05.2025