Mümtazer TÜRKÖNE
Başbakan Yıldırım, barış mesajlarını sürdürüyor. AK Partililerle bayramlaşmasında “Dost artırıp düşman azaltmayı ana prensip olarak hayata geçiriyoruz” iddiasına “buna muhalefet partileri de dahil” diye ilavede bulunuyor. İki gündür, siyasetin gerçek güç aritmetiği üzerinden iç barışın, iktidarın çıkarlarına neden uymadığını yazıyorum. İktidarın meşruiyet daralmasını telafi etmek için kutuplaştırma ve çatıştırma siyaseti devam edecek, daha henüz dip noktayı görmedik. İç barış, ancak bu güç aritmetiği altüst olduktan sonra, demokratik-hukuk devletinin restorasyonunda ihtiyaç duyulacağı için gündeme gelecek. Ne zaman? Cevap kurulan ve işletilen dengelerin yapaylığı yüzünden çok belirsiz: Yarın veya çok ama çok uzun bir zaman sonra.
Yıllar yıllar önce, Ecevit Güneş Motel hükümetini kurarken, Adalet Partisi’nden transfer ettiği her milletvekiline birer bakanlık koltuğu vermişti. Bu bakanlardan biri olan Tuncay Mataracı, daha sonra yolsuzluktan yargılanmış ve mahkûm olmuştu. Ecevit’in kurduğu hükümetin bir meşruiyeti yoktu, CHP’liler dahil herkes bu hükümetin ahlâksız pazarlıklarla kurulduğunu biliyordu. Demirel tam dört ay, Ecevit için “başbakan” sıfatını kullanmayı reddetti, onun yerine “hükümetin başı” demeyi sürdürdü. Mart ayında Ecevit Monteaux’de hafif sıyrıklarla atlattığı bir trafik kazası geçirince, toplumdan yükselen şefkatle uyumlu olarak ilk defa “başbakan”ı telaffuz etti. Ancak bu gayrimeşru hükümetin yönetiminde toplum tesbih taneleri gibi dağıldı ve terör korkunç bir tırmanışa geçti, cinayet sayısı birden beşe, ona katlandı. Sadece toplum değil, ekonomi, devlet idaresi ve yargı düzeni bu gayrimeşru düzende anarşiye teslim olmuştu. Bugün Başbakan Yıldırım’ın barış taarruzu, o yıllarda Cumhurbaşkanı Korutürk’ün önerisine çok benziyor. Korutürk, Ecevit ile Demirel’in el ele tutuşup Meclis’te gazetecilerin karşısına çıkmaları halinde terörün sona ereceğini, barışın geleceğini öne sürmüş ve bunu ciddi bir öneri olarak iki lidere söylemişti.
Türkiye’de toplumsal barışa yönelik tehdit, Saray’ın ulaşabildiği bütün araçları kullanarak hukuku ve demokrasiyi iptal eden fiilî bir otokrasi oluşturan tasarruflarından geliyor. Türkiye’de bir hükümet darbesi oldu ve sandıktan çıkan başbakan alaşağı edildi; toplumsal barışı içine çekip yok eden meşruiyet boşluğu için bu darbe yeterli değil mi? Kayyım düzeni, yargının sıfırlanması, sıradan vatandaşın adaletle karşılaşma ihtimalinin azalması, mülkiyet hakkının iptal edilmesi, basın ve ifade özgürlüğünün kalmaması toplumsal barışın neden imkânsız olduğunu göstermiyor mu? Kendisini hukuk güvencesinde ve objektif bir devlet otoritesinin himayesinde hissetmeyen vatandaşlar, barış laflarının bile endişe ve korku içinde “altından ne çıkacak acaba” diye karşılamaz mı? Benim yazdığım gazeteye keyfi bir şekilde konan internete erişim yasağı, yani basbayağı sansür devam ederken hangi masanın köşesinde barıştan söz edenlere güvenebilirim?
2013 yılının sonundan beri hukuk ve demokraside daralma artarak devam ediyor. Yakın zamanda durmasını, özgürlüklerin tekrar genişleyip dal budak salmasını bekliyor musunuz? Siyasetin, yani iktidarın hükmetme alanı alabildiğine genişledi. Hayatımız düne göre her geçen gün daha fazla iktidar katında alınan kararlara bağlı. Ekonomi, özel sektörü içine alacak şekilde meşruiyeti daralan iktidarın baskısı altında kıvranıyor. Temel haklar düzeninin hukuk devleti marifetiyle güvence altına alınamadığı bir ülkede ekonomik refah ihtimali kalır mı?
Türkiye ile anlaşmanın verdiği rahatlıkla Hamas mevzilerine saldıran, işgal altındaki topraklarda yeni yerleşim yerleri açan İsrail ile İslâmcı iktidarın dost olmasına kimsenin itirazı yok. Rusya ile uçağını düşürdüğümüz için mi, yoksa Suriye politikası yüzünden mi düşman olmuştuk? Mısır’a gidecek AK Parti heyetini fırsat bilip Sisi’nin zulmünü artırmasını da, İktidar’ın başarısı olarak görmeye hazırlanırken gerçeklerin faturası mutlaka bizim önümüze konacak. Medya bizi ikna etmek için boşluk bırakmadan iktidar tekeline alınacak.
Gün batıyor, gölgeler ondan bu kadar büyük. Güç aritmetiği değişmeden, iktidarı hesaba çeker hale gelmeden barış laflarına siz siz olun inanmayın.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
27.05.2025
23.05.2025
13.05.2025
12.05.2025
6.05.2025
5.05.2025
5.05.2025