Murat Sevinç
Son derece basit görünen gerçeklerin toplumlarca kavranması on yıllar alabilir. Örneğin ABD’de, ahalinin ve devletin, siyahların da beyazlar gibi ‘insan’ olduğunu kabullenmesi bir asırdan uzun sürdü ve hâlâ anlamakta zorlananlar var. Ya da bir inancın sofusuna bir diğeri ile ‘eşit’ olduğunu anlatmak, bugün de hiç kolay değil. Bakın, 2024’te ve tüm dünyanın gözü önünde, İsrail’in dinci-ırkçı idaresi, Filistin ahalisine ‘insan olmayan’ muamelesi yapıyor ve milyarlarca insan bunu canlı yayında seyrediyor. Belki ilgisiz görünecek, ancak İstanbul’un göbeğinde bir apartmanın bodrum katlarında çıkan yangında 29 işçinin ölmesi ve bu felaketin ülkede ciddi bir gündem haline gelmeyecek oluşu da ulusal sınırları aşan ‘eşitsizlik’ belasının sonuçlarından biri.
Sınıfsal aidiyetten kaynaklanan ile kimliklerden kaynaklanan sömürü ve ayrımcılığın ayrı ele alınamayacağı, muhtelif sömürü biçimleri arasında yüksek duvarlar örülemeyeceği kanısındayım. Her ne kadar, Kürtler’den hazzetmediğini açıkça söyleyemediği için Kürt sorunu ile ‘iltisaklı’ olanlara kolayca ‘kimlikçi’ sıfatını uygun gören (ve bu durumun hiç fark edilmediğini zanneden!) kimi ‘sol standartları enstitüsü’ memurları, o duvarı örmeye çalışsa da. Kürt sorunu, Kürtlerin sorunu değil. Bir Kürt’ün eşit yurttaşlık talebi ve mücadelesi de, yalnızca Kürt’ün eşit yurttaşlık mücadelesi değil. Kürt’ün yaşadığı bir hak ihlali, ülkeye yurttaşlık bağı ile bağlı olan her bir yurttaşın sorunu. Hakkı yok sayılan, bir Kürt ya da Kürt ya da bir diğeri, o hakkı yurttaş olarak talep ediyor. ‘Diğerinin’ hakkına sahip çıkmak, bir bütün olarak anayasal yurttaşlığa sahip çıkmak anlamına gelir.
Bıkıp usanmadan yinelemekten yanayım: Adalet, ‘bir gün bana da gerekir’ saikiyle savunulmaz; adalet değerli bir ilke olduğu için, toplumun bir arada yaşayabilmesinin güvencesi olduğu için, ‘ahlaklı olmak öyle gerektirdiği için’ savunulur. Bir başkasının hakkını savunmak ahlakî bir tercihtir. Eğer yurttaşlıktan söz ediyorsak, bir zorunluluktur. “Bir gün bana da gerekebilir” diyerek adalet talep etmek, en hafif tabirle, ayıptır. Bir insan kendisini diğeriyle ‘ahlaklı’ olduğu için eşit görür, görmeli. Eşitlik mücadelesi bu yüzden çok önemli ve ‘cezasızlık’, ‘ayrımcılık’, ‘sömürü’ gibi dünya genelinde baş belası olan olguların kaynağı, eşitsizliktir. Bu yüzden, aynı kaynaktan beslenen sınıf mücadelesi ile benlik mücadelesi birlikte verilmeli. Eşcinsele saldırana göz yuman hukuk, Kürt’e ayrı muamele yapan hukuk, sosyaliste göz açtırmayan hukuk ve o işçilerin o bodrum katında güven içinde çalışmasını sağlamayan hukuk, aynı hukuk.
Abdullah Zeydan konusu:
Baharın müjdecisi nasıl toprağa düşen cemre ise Türkiye’de bir seçimin ilk belirtisi de ‘Kürtler filanca ile anlaşmış’ dedikodusudur. Kişisel olarak, bir seçim sürecinin başladığını/yaklaştığını bu ifadeyi işitince anlıyorum. Oysa bu ifade sahiplerinin hemen hepsi, şu ya da bu konuda, şu ya da bu düzeyde, iktidar ile anlaşıp işbirliği yaptı yıllar içinde. Bundan sonra da yapacak. Önce ‘anlaşmışlar’ dedikodusu, ardından Kürt seçmeni tavlama sezonunun açılışı, seçmene kelle muamelesi yapma eğiliminin görünür oluşu, Kürt siyasal hareketi ile birilerini irtibatlı gösterme çabası; Kürtlerden umudu olanın ‘sayın’, umudunu kesenin ‘terörist’ sözcüklerini tercih etme aşaması, DEM’li espriler, son çırpınışlar, seçim günü, farklı yöntemlerle kayyım atama şenlikleri ve kapanış… Yıllardır üç aşağı beş yukarı aynı şeyi yaşıyoruz.
Değerli Abdullah Zeydan’a yapılanın ‘hukuksal içeriğini’ anlamaya çalışıyorum. Kararlara ve birkaç yazıya göz attıktan sonra az çok anladım sanırım. Sorunun, anayasa hukukunu, ceza hukukunu ve özellikle seçim hukukunu ilgilendiren yanları var.
Uzatmayacağım… Olup bitenin anlaşılabilmesi için değerli bulduğum iki metinden biri, konuyu ‘ilgili’ mevzuat üzerinden değerlendiren Işıl Kurnaz’ın ‘Kışa dönmeden yazımız: Van meselesi’ başlıklı yazısı. İkincisi, ceza hukuku hocası Adem Sözüer’in sosyal medya hesabında yayınladığı ‘hukuksal özet’. Sözüer’in X’deki yorumunu nasıl aktaracağımı bilemedim, yine de buraya şu şekilde bırakmaya çalışayım.
Özetin özeti: İlk sorun, Zeydan’a ‘memnu’ yani ‘yasaklanmış’ haklarını iade eden mahkeme kararının doğruluğu yanlışlığı tartışması. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘memnu hakkın iadesi’ kararını 4 Nisan 2013’te vermiş ve bu karar 25 Nisan 2023’te ‘kesinleşmiş’, yani tam bir yıl önce. Zeydan, bir yıl önce, kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla ‘seçilme hakkına’ kavuşmuş. Karardan bir yıl sonra, 31 Mart seçimi için Van Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak İl Seçim Kuruluna başvurmuş, yasaklanış haklarının iade edildiğine ilişkin mahkeme kararını İl Seçim Kuruluna sunmuş ve kurul, Zeydan’ın ‘aday olarak kabulüne’ karar vermiş. Kurul’un kararına itiraz süresi belli, o süreler geçmiş vs. Seçimden iki gün önce, Adalet Bakanlığı’nın yazısı üzerine, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi doğrultunda, aynı mahkeme, yani ilk kararı veren Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, bu kez 29 Mart 2024’te (seçime iki gün kala!) ‘memnu hakların iadesine ilişkin’ kararın (kendi kararının) kaldırılmasına karar veriyor. Neden? Çünkü Zeydan hakkında 20 Aralık 2022’de kesinleşmiş ‘3 yıl 1 ay 15 günlük’ bir hapis cezası var. Yasaklanmış hakların iadesi için gerekli koşullardan biri, infazın üzerinden ‘üç yıl’ süre geçmiş olması. Mart 2024’te o süre henüz tamamlanmamış. İyi güzel de, ilk karar verilirken mahkeme uyuyor muydu, ortada kesinleşmiş bir yargı kararı ve o karara dayanarak İl Seçim Kurulu tarafından ‘kabul edilmiş’ bir adaylık var, yokmuş gibi mi yapılacak. İşte haklı itirazlar burada başlıyor ve nitekim 29 Mart tarihli mahkeme kararında ‘muhalefet şerhi’ yazan hâkim de aynı düşüncede. Sorun şu ki; bir kişinin aday olmak için gerekli koşula sahip olmadığı anlaşıldığında, eğer ortada kesinleşmiş bir yargı kararı varsa, ilk kararı veren mahkeme kendi kararını bu şekilde geri alamaz. Adem Sözüer’e (ve muhalefet şerhi yazan hâkime) göre; “…kesinleşmiş bir karara karşı ancak ve sadece olağanüstü kanun yoluna gidilebilir. Bu da, Diyarbakır 5. ACM kararına karşı kanun yararına bozma yolu olup başvuru Adalet Bakanlığına yapılmalıdır. Diyarbakır 5. ACM’nin, yasak hakların geri verilmesine ilişkin kararın içeriği ve kesinleşmesiyle ilgili tüm konuların tartışılabileceği süreç, bu başvuru ile başlatılabilir.” Ezcümle, Diyarbakır 5. ACM’nin kendi kesinleşmiş kararını ele alıp kaldırma ve yeni bir karar verme yetkisi yok. Bir başka söyleyişle, karar yok hükmünde. Yani? İl Seçim Kurulu’nun, yok hükmündeki bir karara dayanarak mazbatayı ikinci sıradaki adaya vermesi de, hukuka açık aykırı. Sözüer’e göre (aynı kanıdayım), “Yapılması gereken, kanun bozma yoluna başvurulması, ancak kazanan adayın mazbatasının verilmesiydi.” Sonuç? YSK, Van İl Seçim Kurulu söz konusu kararını kaldırmalı.
‘Hukuksal’ durumun özeti bu. Yapılanın ‘hukukla’ ilişkisi nedir, derseniz, ‘malumunuz’ diyebilirim. Bir yıl önce ‘haklarını iade ediyoruz’, bir yıl sonra ve tam da seçimden saatler önce “Aaaaa sen aday olamıyormuşsun” diyorlar. Üstelik, Zeydan’ın avukatı Mahsuni Karaman’dan öğrendiğime göre, Abdullah Zeydan ve avukatları bu karardan ‘seçim gecesi’ haberdar oluyor, saat 24.00 civarında, UYAP’tan. Dalga geçer gibi. Bu gerçeğin, dünden beri konunun ‘hukuksal’ ve ‘teknik’ olduğunu söyleyerek bizlere yarım akıllı muamelesi yapmakta ısrar edenler için bir değeri yok kuşkusuz. Ha, unutmadan, “Riskli olmayan aday gösterselermiş” diyenlere, ülke tarihi ve söz konusu siyasal hareketin mensupları ile yargı organları arasındaki ilişkiye dair iki satır ciddi metin okumalarını önerebilirim. Bir de, bir önceki Van Belediye Başkanı’nın (yerine kayyım atanan Bedia Özgökçe) başına gelenleri merak edersiniz belki. Eğer yine aynı cümleyi kuruyorsanız, yapabileceğim tek şey sizi Allah’a havale etmek olabilir.
“Ülkenin bir bölgesinde ve belli bir yurttaş kesimi bakımından seçme ve seçilme hakkı var mı yok mu?”, “Bu ülkenin yurttaşları, hangi kökenden olursa olsun ve hangi partiye oy verirse versin, yasa karşısında eşit mi?”; son derece yalın sorular. Yanıtlar, ülkenin o bölgesi dışında yaşayan ve eşitliğe inanan dürüst yurttaşların tutumuna bağlı. Son yirmi dört saattir çok sevindirici bulduğum tek şey, önceki deneyimlerden farklı olarak, Kürt ya da DEM Partili olmayan çok sayıda insanın da İl Seçim Kurulu kararına tepki göstermesi, adalet talep etmesi, yekdiğerinin hakkını gözetmesi, ses çıkarması.
Zorunlu açıklama: Yazıyı Diken’e gönderdikten saatler sonra YSK, Van İl Seçim Kurulu kararını kaldırdı ve oy çokluğuyla mazbatanın Zeydan’a verilmesine karar verdi. Süreç devam etmekle birlikte böyle bir kararın alınması doğru oldu. Bu sonuçta kamuoyu tepkisinin ne denli etkili olduğunu hatırlatmaya gerek yok sanırım.
Bodrum katta yanarak yaşamını yitiren işçilere, Allah rahmet eylesin. Ve hiç olmazsa bu kez, hemen unutulmasın. Unutmayalım. Unutmayalım. Unutmayalım. Çok üzgünüm.
Yazarlar
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
24.07.2025
7.07.2025
4.06.2025
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025