Murat Sevinç
Dönemin Ankara valisi Nevzat Tandoğan’ın, gençlere söylediği iddia edilen “Memleket komünist olacaksa onu da biz yaparız” sözü herkesin malumudur. 19 Mayıs 2009’da Radikal’de bu konuda bir yazı kaleme alan İlhan Başgöz, sözün sahibinin Tandoğan değil, 1940’larda Ankara valiliği yapan Avni Doğan olduğunu yazmıştı.
Prof. Başgöz, arkadaşlarla yapılan piknik sonrasında, gece vakti valiliğe davet edildiğini ve yaşadıklarını, hoş üslubuyla şöyle anlatıyordu:
“Saat 10 da vali bey teşrif ettiler. Vali CHP valisi Avni Doğan’dı. Kaşlarını Atatürk’ün kaşları gibi yukarıya kaldırmış, heybetli bir vali. O vakit böyle kaşlar Atatürkçülük işareti idi. Karşısına dizildik. Kız arkadaşlarımız pek tedirgindi. Hepimizi şöyle bir süzdü vali bey. Bizi korkutacak kadar beklediğine inandıktan sonra ‘Siz dün bir Rus şarkısı söylemişsiniz. Doğru mu?’ deyiverdi. Büyük suçumuzu kabullenmemizi istiyordu. Biz hem bu dehşet suçumuzu öğrenerek rahatlamış, hem de yarı gecede bunun için mi çağırıldığımıza hayret etmiştik. ‘Türk şarkıları yok muydu? Siz Türk değil misiniz’ diye bizi bir güzel haşladı Ankara Valisi. ‘Aman vali bey biz Türk halk şarkıları da söyledik, sonra ilkin orkestra başladı, onlar da suçlu olmalı’ filan diyecek olduk. Varak-ı Mihr ü Vefa’yı kim okur kim dinler? Sonra aşağı perdeden nasihata geçti vali bey. Gençmişiz, geleceğimizi düşünmeli imişiz. Bu seferlik bizi affediyormuş. Sonra o meşhur cümleyi patlattı. ‘Bakın çocuklar! Eğer bütün dünya komünist olacaksa Türkiye en son komünist olacaktır. Eğer Türkiye komünist olacaksa onu da biz yaparız size bırakmayız, haydi gidin.’ Ucuz atlattık diye evlerimize döndük. Bir daha da Volga Volga şarkısını ağzımıza almadık.”
İlhan Başgöz’ün yazısının tamamı buradan okuyabilirsiniz. Yazının devamında, aynı sözü Tandoğan’ın da söylediğine ilişkin ‘rivayet’ hakkındaki düşüncelerini aktarıyor. Hazır İlhan Başgöz’den söz etmişken, hikâyesini ve DTCF tasfiyesini anlattığı bir saatlik kaydı da hararetle önererek buraya bırakayım.
İki yüzyıldan uzunca bir süredir, Osmanlı-Cumhuriyet aydınlarının başat endişelerinden biri, devletin hali oldu. Ne yapılıp edilmeli ki devlet kurtulsun? Tanzimatçılar, Genç Türkler, İttihatçılar, Kemalistler… Bir tarihe dek devleti düzeltmek, kaçmakta olan treni yakalamasını sağlamak, ayağa kaldırmak, yeni bir yön vermek; sonrasında ise ‘kurtarmak’, ‘diriltmek’, ‘muasır medeniyet seviyesine ulaştırmak’, parçalanmasını engellemek, düşünce yaşamının en kalın hatlı çerçevesini çizdi. Milli Mücadele’yle ‘devlet’ kazanıldı ve bu kazanç aynı zamanda ‘Türklüğün’ de kurtarılmasıydı. İkisini ayrı düşünmek zor; yeni devletin ‘millet’i –şimdi anayasaya nakşedildiği gibi- devletiyle kaynaşmış ‘Türk milleti’ olacaktı ve 1924’ten sonra (1921’deki yaklaşım terk edilerek) bu ‘kaynaşma’yı sağlamaya yönelik sert adımlar atıldı.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e bir tür devlet düşüncesi ve kaygısı miras kalırken, devlet, Cumhuriyet devrinde başlı başına bir değer, sürekli sahiplenilmesi gereken yüce bir ilke olarak varlığını sürdürdü. Devlete, sınıfsal tahakküm aracı olarak yaklaşan sosyalist düşünce ilk günden itibaren ezildi, tek partili yaşamda var olma şansı olmayan sol, çok partili yaşama geçiş aşamasında CHP-DP ortaklığıyla, soğuk savaş koşullarında ise devlet-sağ iktidar ittifaklarıyla bastırıldı. Türkiye’nin çok partili yaşamı, aynı zamanda, anti-komünizm yaygarasıyla solun hemen her rengine eziyetin de tarihidir.
Devlet, ‘sınıfsız ve kaynaşmış bir kitle’nin mensubu olduğu belletilen kitlelere, yurttaş vergisiyle var olabilecek bir örgütlenmeden çok daha fazlasını ifade ediyor memleketimizde. Ahalinin çoğunluğu, anlaşılabilir nedenlerle Sünni-Türk çoğunluğu, az ya da çok devletçi. Farklı mezhepten olanların, sosyalistlerin, Kürtlerin devletle ilişkisini, o çoğunlukla ayrı ele almak gerekir. Burada iktisadi bakımdan devletçiliği değil, ‘devlet severliği’ kastediyorum. En şedit iktidar karşıtlarının dahi, parti-devletin uygulamaları karşısında ilk refleks olarak ‘devlet ayrı hükümet ayrı’ inancını yinelemesi boşuna değil. Zihinlerinde, insandan, yönetimlerden, sınıf ilişkilerinden ayrı yerde duran bir devlet düşüncesi var. Dış ve iç düşmanlara karşı sürekli, gece gündüz korunması gereken bir varlık.
Diğer yandan, bu devlet severliğin bir tek yüzü yok. Örneğin, devlet savunusunun nedeni, bir gün ‘devlete sadakat ve güven’, diğer gün demokrasinin cılızlığı nedeniyle ‘devletten korku’ olabilir; ayırmak kolay değil. Yine, örneğin, devlete güvenmek ile onu bir endişe kaynağı olarak görmek arasındaki çizgi pek kalın görünmüyor. Rahmetli babaannem, otuz küsur yıl önce, kapısına gelen ve kendisini feşmekan memuru olarak tanıtan birilerine parasını kaptırmış ve nasıl olduğunu sorduğumda, “Devletten geldiklerini söyleyince…” yanıtını vermişti. Rahmetli babam ise yıllar boyu, ödediği tüm faturaları bir bohçada toplamıştı. “Devletin işi belli olmaz, tutar borcunu ödemedin der, bir daha alır” derdi. Aynı devletten söz ediyorlardı…
Yurttaş çoğunluğunun devletiyle kurduğu ilişkinin karmaşık olduğuna kuşku yok. Buna mukabil, çoğunluğun ‘devlet kararı’ olduğunu varsaydığı gelişmeler karşısında şu ya da bu gerekçeyle ‘sustuğu’ da su götürmez bir diğer gerçek. “Devlet ne derse doğrudur” diyenlerle “Başımızı derde sokmayalım, devletle uğraşılmaz” diyenlerin tutumu, nihayetinde aynı kapıya çıkıyor. Buna bir de, sayısız sorunla ve yoksullukla boğuşan milyonların bezgin (giderek, umursamaz) ruh halini eklemek gerekir.
Bir süredir bir şeyler oluyor ülkede. Kürt sorunuyla ilgili. 10 yıl önce denendi, olmadı. Bu kez farklı koşullarda, farklı bir dünyada, farklı bir söylemle, farklı başlık altında ve muhtemelen aynı niyetle, yeniden deneniyor. Çok yazılır çizilir nasıl olsa. Pek çok insan gibi ben de nihai amacın birkaç sözcüklük bir anayasa değişikliği olduğu kanısındayım; ancak bu esnada PKK silah bırakır ve bu sorunda bir metre olsun yol alınırsa, ayrıca, akla-hukuka-vicdana zarar bir tutumla cezaevinde çürütülen insanlar özgürlüğüne kavuşursa, buna, Kürt sorunundan ekmek yiyenler dışında kim karşı çıkar!
Cumhur İttifakı yeni girişimden ne kazanır bilinmez, ancak hiç bir şey kaybetmeyeceğini düşünüyorum. MHP’nin oy artırma ihtimali dahi var. Yanlış kullanılıyor olsa da ‘devlet aklı’ kavramı durup dururken tedavüle sokulmadı. Yönetenler, ahalinin kumaşını ve neye sadakat duyduğunu gayet iyi biliyor. İktidar bloku yazar çizeri ve seçmeni, ‘hain terörist‘ ithamından ‘kurban olduğum devlet aklı’ ifadesine yalnızca birkaç saatte çark edebiliyor ve bu nedenle, muhalefetin, sürekli olarak iktidarın çelişkilerini ifşa etmesinin onlar açısından hiçbir pratik sonucu-işlevi yok, çünkü o devasa çelişkiler iktidar seçmeninin zerrece umurunda değil, hiçbir zaman olmadı. Bahçeli’nin, iki ay önce grup toplantısındaki konuşmasını CHP genel başkanı yapmış olsaydı, başına neler geleceğini tahmin edebiliriz!
Ezcümle… iyi niyet beyanları, endişe ve tereddütler, umut ve umutsuzluklar, beklentiler… Hiç biri, 1940’larda Ankara Valisi Avni Doğan’ın öğrencilere nasihatının seksen yıl sonra geçerliliğini büyük ölçüde sürdürdüğü gerçeğini değiştirmiyor. Neden böyleyiz, ya da tam olarak böyle miyiz; konunun, olup bitenin demokrasiyle ‘iltisak’ı vs. tartışmaları, sonraki yazıların konusu olsun.
Muhterem okur, yazı bitti aslında ve şu fazladan satırları yazmasaydım okuduğunuz metin içeriğinden bir şey kaybetmezdi, ancak tahammül etmek hakikaten çok güç. Şu sıralar, iktidar halesinde yer alıp talimatla kalem oynatan, bir gün söylediğini ertesi gün inkar edebilen tipler, Türkiye ahalisine ‘barış’ ve ‘kardeşlik’ nutukları atıyor. Onlar yüzsüzce bu nutukları atar, Bahçeli DEM ile ‘kardeşlik’ pozları verir ve Ahmet Türk MHP liderinin nezaketini yüksek sesle överken, üniversiteden ‘barış imzacılığı’ gerekçesiyle atılan, sekiz yıldır sivil ölüme mahkum edilmiş ve henüz iade edilmemiş sevgili meslektaşlarımızla birlikte, hâlâ, son derece bağımsız yargımıza ‘Kandil’den talimat almadığımızı’ anlatmaya çalışıyoruz! Ve bu durum, henüz hiç kimseye yeteri kadar aptalca görünmüyor.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
24.07.2025
7.07.2025
4.06.2025
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025