Murat Sevinç
Olup bitene iyimser bakanlar ve kötümserler. Böyle bir ayrım yapılabilir mi, ya da yapılması ne anlama gelir? İyimserler ve kötümserler kendileri için dikilmiş tek tip bir torbaya konulabilir mi? İyimserlik hayalcilik midir, kötümserlik gerçekçilik mi? Salt kişilik özellikleriyle açıklanabilir mi, yoksa karakter, diğer tüm değişkenlerin yanında önemsiz mi? Bu soruların hiçbirinin yanıtını bildiğimi söyleyemem. Buna mukabil, siyasi gelişmeleri yorumlayanların iki kavram arasında sıkışıp hırpalanmasını pek anlamlı bulmuyorum.
Devir sürat ve sosyal medya devri. Herkesin acelesi var. Haber bombardımanına yetişmek gerekiyor ve ahali ‘tıklanmak’ istiyor. İlk yorumu yapan, ilk yazıyı yazan, ilk tepkiyi veren ve en çok ‘etkileşim’ alan, en popüleri. Sözlü ve yazılı yorumda aynı şey geçerli. İlgi, gelir ve popülerlik demek. TV yorumcuları, aynı şeyleri aynı cümlelerle konuşup bir sonraki akşam ekrana çıkma hakkını elde ediyor sanki. Yoksa insan onca boş lafı öyle coşku ve ciddiyetle sarf etmez. Zaten konuklar, bağırmaları biter bitmez hemen cep telefonuna bakıyor, muhtemelen ne kadar ‘tıklandığını’ görmek için.
Bu lüzumsuz ve sağlığa zararlı sürat devrinde iyimserlik ve kötümserlik ne anlama geliyor peki? Kanaat oluşturmak hazım ve zaman gerektirir, iyimserlik ya da kötümserlik ancak o kanaatin ürünü olabilir. Kanaat, bilmekle ilgili. Bilmekten sonrası haslettir.
Bir süredir, her koşulda olabilecek en kötümser yorumları yapanlardan biraz kaçıyorum. Bizden bir şey olmaz, ülkeden bir şey olmaz, halktan bir şey olmaz, yakın zamanda bir şey olmaz, şu bu… Bu tarz kötümserliğin bir tadı var herhalde. Konuşmayı, merakı, ilgiyi, öğrenmeyi baştan reddeden bir tavır. Haz alıyorlar kendi hallerinden ve hiçbir zaman yanılmıyorlar. Söyledikleri gerçekleşmediğinde, bir süre sonra dönüp dolaşıp aynı sonucun doğacağına inanıyorlar örneğin. Hakikaten rahatsız edici, muhatabını yorup bezdiren bir tutum. Zıddı, alıkça bir iyimserlik de aynı kapıya çıkıyor kuşkusuz. Psikolojik tahlil yapacak değilim, vardır makul açıklamaları.
İyimserlik ve kötümserlik sözcüklerine fazla itibar etmemeli belki de. Bir durum var, o durumun nedenleri, şu ya da bu şekilde gelişme ihtimalleri, muhtemel sonuçları; sayısız ihtimal içinde, daha uzak ve yakın olanlar. O durum iyiye mi gider, kötüler mi, hiçbir zaman tam olarak kestirmek mümkün değil. Tahmin, bir altyapısı olan iddia ve emek harcanmış kanaatin sonucu varsayım ile falcılığı karıştırmamak gerekir.
Neden bu kadar takıldım bu konuya? Muhtemelen Medyascope ve Ruşen Çakır nedeniyle! Yorumlarını seyrettiğim, okuduğum, değer verdiğim biri Ruşen Çakır. Son birkaç aydır hem yeni çözüm süreci hem de 19 Mart sonrası yorumları nedeniyle iyimserlikle ‘itham’ ediliyor! Hatta epeyce öfkeleneneler var anladığım kadarıyla. Belki eski MHP’li bir akademisyen/yazarı fazlaca gündem yapmasına yönelik bir müdavim tepkisi de ekleniyordur buna, emin değilim.
Eleştirileri okuyunca, kendi tutumumun, düşüncemin ne olduğunu tartıyorum her seferinde. Galiba, aynı olmasa da yakın bir iyimserliği paylaşıyorum. Mesafe ve temkini elden bırakmayan, yersiz hayallere kapılmayan bir iyimserlik. Her iki konuda da.
Kürt sorununda yeni sürece gereğinden fazla anlam yükleyenlerden değilim. Fakat, 40 yıl boyunca on binlerce insanın canını almış, demokratikleşmenin önünde irice takoz olmuş bir sorunun, en can yakıcı ayağının çözülme ihtimali beni sevindiriyor. Pek karmaşık düşünen biri olmadım hiç; PKK’nın silah bırakacak olması bırakmamasından çok daha iyidir. Silah bırakma, sonraki adımlar ve Türkiye’nin demokratikleşme ihtimali için yalnızca bir başlangıç. Üstelik tanık olduğumuz gelişmelerin ‘geleceğin’ iktidarının elini çok rahatlatacağına inanıyorum.
Kürt sorununun çözümünde yol almak demokratikleşme için gerekli olsa da hiçbir biçimde yeterli değil. Hepsi bu kadar. Sonrasında ne olacağı ya da olmayacağı halkın bileceği iş. Ne kadar çaba ve mücadele, o kadar demokrasi ve insanca yaşam. Evet, hepsi bu kadar.
Silah bırakmanın muhtemel ferahlatıcı etkisinden öte, halihazırdaki iktidar blokundan çoğulcu demokrasi ve laik/seküler bir cumhuriyet ideali ummayacak yaşta ve baştayım. Nitekim onların da böyle bir derdi-söylemi yok. Bana kalırsa birkaç adım sonra, yeni bir ‘Yetmez ama evet’ yaygaracılığına yol açma ihtimali bulunan bir anayasa değişikliği hedefleniyor. Ömrümüz yeterse neler olacağını göreceğiz.
19 Mart sonrasında yaşananlara da aynı temkinli iyimserlikle yaklaşıyorum. İki ay öncesine dönebilse, iktidarın bu hamleleri yapmayacağı kanısındayım. Ummadıkları bir tepki ve sonuçla karşılaştılar. Yine aynı basitlikle: Karşı çıkan bir halk, her haksızlığı kabullenen bir halktan evladır. İki ay öncesine kıyasla umutluyum. İktidar bloku, eskisinden çok daha güçlü bir cumhurbaşkanı adayı, güçlü bir toplumsal ve kurumsal muhalefet ve güçlü bir CHP liderinin/yönetiminin doğmasına yol açtı.
Bundan sonra ne olur?
Bilmiyorum. Bunun yanıtını da halk ve halkın taleplerini ciddiye alan siyasetçiler verecek.
Birkaç yıl önce sohbet ettiğim muhalif bir siyasetçiye, “Türkiye’de üç gün sonrasını öngörebilen bir siyasetçi var mı?” sorusunu yönelttiğimde, “Ne üç günü, üç saat sonrasını tahmin eden yok” yanıtını vermişti. Böyle bir memlekette ‘varsaymak’ kolay değil. Bu yüzden tahmin etmek yerine, olanın değerini bilip direnci çoğaltmaya çalışmak daha doğru olur herhalde.
Ezcümle, halkın, İmamoğlu’nun ve yeni CHP’nin derin nefesi bana umut veriyor. İyimserliğim bundan. Layığımız nedir, yanıtlamak güç. Kuşku duymadığım ise her şeye rağmen yıllardır olağanüstü direnç gösteren, ülkesine, kamu malına, geleceğine sahip çıkan milyonlarca yurttaşın bundan daha iyi bir yaşamı ve demokrasiyi hak ediyor oluşu. Hak edilenin alınacağı konusunda da umutluyum.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
24.07.2025
7.07.2025
4.06.2025
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025