Mustafa Karaalioğlu
Bilhassa seçim sürecinde hüküm cümleleri daha cömertçe kullanılır. Vaatler nasıl hesapsız ilan edilirse, popülizm de öyle hesapsız uygulanır. Beraberinde, ülkenin uçacağı da batacağı da yine aynı cömertlikte ve hatta kesinlikte söylenir. Ben seçilirsem ülke uçar, o seçilirse batar. Ben seçilirsem millet kazanır, o seçilirse ihanet çeteleri bayram eder. Vesaire, vesaire…
***
Esasen bütün bunlar laf kalabalığıdır ve gerçekte bir anlam ifade etmezler.
Ve esasen böyle de olmak zorunda değildir. Yani, sandık görüldüğü vakit hesapsızlık ve ölçüsüzlük de sökün etmek zorunda değildir. Birçok iyi demokraside böyle olmaz; iktidar ne kadar arzu edilen hedef olsa da elde etmek veya korumak için makuliyet sınırları aşılmaz. Sadece iyi demokrasilerde değil, Türkiye’de de demokrasinin iyi olduğu zamanlar böyle oluyordu. Ne “ihanet-kurtuluş” sloganları atılırdı ne de popülizm yarışı yapılırdı. Hem de pek uzak olmayan bir geçmişte… “Ülkem kaybedeceğine partim kaybetsin” lafı Erdoğan’a aittir ve dumanı da üzerinde tütmektedir. Bakmayın, bugün iktidarıyla muhalefetiyle 24 Haziran yolunda yaşanan coşkuya ve hesapsızlığa…
Hesap ve ölçü şaştığında öfke, nefret ve gerilim de aynı yolu izler. Lafın gelişi birlik, beraberlik, kardeşlik söylense de hakikatte hissiyat tam zıddıdır.
Türkiye’nin bugünkü manzarası da böyledir. Siyaset, toplumu empati başta olmak üzere bütün iyi ve gerekli duygulardan koparmış, yumrukları sıkılı bir kitleye dönüştürmüştür. Bir taraf iktidar el değiştirsin diye ekonomik kriz bekleyenler, öteki de iktidara halel gelmesin diye ekonominin geleceğini umursamayanlar. Yahut da bir yanda dünya olup biteni görsün, ülkeyi ayıplasın diye umut edenler, öte yanda seçim kazanılsın da dünya ne düşünürse düşünsün diyenler.
Beklentiler arasındaki mesafe durumun ciddiyetini gösteriyor. Siyasi kamplaşma “ülke gerçeği” denilen en önemli veriyi görünmez kılmış bulunuyor. Oysa, bir ülke gerçeği vardır ve iktidarı ve muhalefeti aşar. Hatta bugünü ve yarını da…
Türkiye, 2001’de olduğu gibi bir yıkıcı ekonomik krize girmeyecektir. Bekleyen varsa boşuna… Ancak, Türkiye bugünü bir şekilde kurtarsa da alınması geciken kararlar nedeniyle kaçan fırsatlar geleceği sıkıntıya sokmaktadır. Sadece ekonomideki malum problemler ve tercihler nedeniyle değil aynı zamanda demokrasi ve hukuk düzeninde oluşan hasar yüzünden geleceğe kalan fatura şişmektedir. Ülke, sınırlı kaynaklarını rasyonel kullanma konusunda ciddi sorunlar yaşıyor ve bu da ortaya doğru olanı yapamamaktan kaynaklanan bir fırsat maliyeti çıkarıyor. Dış borca ve artık iyice azalmış olsa da yabancı yatırıma dayalı büyüme ekonomisi; inşaat ve tüketim tercihi nedeniyle (savunma sanayiinde atılan doğru adımlar istisna) hem üretim odaklı yatırım tercihlerini, hem teknoloji geliştirmeyi hem de geleceğin sektörlerine odaklanmayı ıskalamış bulunuyor.
***
Bu tabloda kriz olmaz, 2001 tablosu yaşanmaz ama makro rakamlarda iyileşme imkanı kaybolur ve gelecek biraz daha küçülür. Daha yüksek milli gelir, daha düşük döviz kuru, daha az işsizlik imkansız hale gelir. Beraberinde iç ve dış borç stoku azalmaz, artar. Mesela, köprü yapmakla övündüğümüz bir zamanda yıllık bütçeye her yıl 2,5 köprü maliyeti kadar bir paranın bayram ikramiyesi olarak eklenmesi havalı bir şey olur ama bu refah artışı anlamına gelmez. Ya da üretimi artıran ve işsizliği düşüren bir tercih olmaz. Devlet maliyesinde böyle bir para olmadığı için hem borç stokunu artırdığı için hem de katma değer üretecek bir alandan esirgendiği için ortaya yıllar boyu gittikçe artan bir fırsat maliyeti çıkar.
O kadar masraf kalemi dururken gözleri emekli ikramiyesine dikmeyelim. Emekliye gelene kadar fırsat maliyeti masaya yatırılacak birçok tercih ve yatırım vardır. Hatta ekonomiden de çıkalım demokrasi ünitesinde kaçan fırsatları hesaplayalım. Finansmandan turizme, sabit yatırımlardan istihdama kadar ekonomiye ve dolayısıyla Türkiye markasına doğrudan tesiri olan hukuk, şeffaflık, temel hak ve özgürlükler, basın hürriyeti gibi alanlarda yapılan tercihlere bakalım. Bakalım da neler kaçırıyoruz anlayalım…
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025