Neşe Düzel
“Bir tek AK Parti Ortadoğu’yu anlamaya çalıştı ama o da yanlış anladı. Liderliği çok abarttı. Türkiye’nin Sünni destekle bölgeye hâkim olacağını sandı. Ama Türkiye oyun kurucu olamadı. Arabuluculuğu da bitti.”
“Din bazlı dış politika başarısızlığa mahkûmdur. Çünkü esnek olamazsınız ve kendinizi bir tarafa sıkıştırırsınız. Dış politikada ideolojik davranarak, Türkiye Osmanlı’ya, Sünniliğe ve Türklüğe sıkıştı.”
“Bakan’ın uçağının Erbil’e inememesi dış politikada Türkiye’ye büyük darbedir. Türkiye Irak’ta tam bir Sünni politika uyguladı, Irak’ın içine karıştı, seçimde Şii başbakan adayına karşı Sünni rakibi destekledi.”
***
NEDEN TEMEL İSKİT
Sadece Ortadoğu alt üst olmuyor. Roller sadece Ortadoğu’da değişmiyor. Türkiye de sarsılıyor ve Türkiye’nin de bölgede konumu değişiyor. Birkaç yıl önce “arabulucu” olarak ortaya çıktığı Ortadoğu sahnesinde, şimdi Türkiye kendisi arabuluculara ihtiyaç duyan bir ülke hâline geliyor. Suriye’den gelecek bir saldırıya karşı güney sınırımıza NATO’nun Patriotlar’ı yerleştiriliyor. Türkiye hükümeti Irak semalarında uçamıyor. Bağdat yönetimi, Enerji Bakanımızın uçağının Erbil’e inmesine izin vermiyor. Peki, neden böyle bir değişim yaşanıyor? Türkiye Ortadoğu’da eski etkisini niye sürdüremiyor? AK Parti hükümeti nerede hata yapıyor? Türkiye’nin hangi politikası Ortadoğu’yu rahatsız ediyor? Suriye, Irak, İran gibi Şii ülkelerle sorunlu, Suudi Arabistan, Mısır, Katar gibi Sünni ülkelerle dost olmamız tesadüf mü? Türkiye neden Suriye’de ve Irak’ta bu kadar derinlemesine taraf oluyor? İsrail’le, İran’la, Rusya’yla ilişkiler ne durumda? Patriotlar’ın Türkiye’ye gelmesi İran’la ilişkileri zorlaştıracak mı? Suriye’ye askerî bir müdahale olacak mı? Bütün bu soruları, emekli büyükelçi Temel İskit’e sorduk ve çok zihin açıcı cevaplar aldık. Temel İskit’in Diplomasi Tarihi, Teorisi, Kurumları ve Uygulaması kitabının genişletilmiş dördüncü baskısı Bilgi Üniversitesi Yayınları’ndan çıktı.
***
NEŞE DÜZEL: Ortadoğu karmakarışık oldu. Bütün roller değişiyor. Türkiye, Ortadoğu’da eski etkisini sürdürüyor mu yoksa Türkiye etkisizleşiyor mu?
TEMEL İSKİT: Türkiye Ortadoğu’da giderek etkisizleşmeye başladı. Şöyle anlatayım... Arap Baharı’nın yarattığı ilk belirsizlikte Türkiye Batı’yla ilişkileri yüzünden bölgede bir istikrar adası olarak değerlendirildi ve Türkiye’ye bir ümit bağlandı. Çünkü Türkiye Batı’yla ilişkileri olan bir ülkeydi ve NATO üyesiydi. O belirsizlikte, Amerika, Türkiye’yi istikrarın garantisi olarak gördü ve Türkiye’ye bir nevi sarıldı. Fakat Arap Baharı denen süreç ilerledikçe, yeni güç dengeleri ortaya çıktı ve belirsizlik yerini, bu yeni güç dengelerine bıraktı.
Ortadoğu’da hangi yeni güç dengeleri ortaya çıktı?
Ortadoğu’ya has mezhepsel cepheler oluştu. Şii Bloku ve Sünni Bloku ortaya çıktı. Bu arada Türkiye’nin Ortadoğu’ya o kadar da ait olmadığı... Aslında Türkiye’nin kendisini zorla Ortadoğu’nun önemli ve etkin aktörüymüş gibi göstermeye çalıştığı, bölgenin kapısını zorladığı gerçeği anlaşıldı. Çünkü Türkiye’nin Ortadoğu’daki durumu yapaydı! Sonuçta Türkiye, Ortadoğu’ya ait olmadığı hâlde kendini öyle zannettirmeye ve dayatmaya çalışan bir ülke hâline geldi.
Türkiye bir Ortadoğu ülkesi değil mi?
Coğrafi olarak olabilir ama Türkiye birikimiyle bir Ortadoğu ülkesi değil. Zaten bu gerçek, Filistin meselesi gibi sınavlar başlayınca ortaya çıktı. Filistin meselesinde büyük rol oynayacağını düşünen Türkiye bir ara rol oynadı ama bu arabuluculuk rolünü bir Ortadoğu ülkesi olarak oynamadı. Türkiye bu rolü, hem İsrail’in hem de Arapların dostu olan bir Batılı ülke olarak oynayabildi. Şimdi ise Türkiye bu arabuluculuk rolünü artık oynayamıyor.
Peki, Türkiye Ortadoğu’da kendini hâlâ etkili ve önemli zannediyor mu?
Zannetmeye çalışıyor ama gerçeklerle de yüzleşmeye başladı. Mesela Hamas’la İsrail arasındaki Gazze ateşkesinde biz bütün iddialarımıza rağmen sahnede baş aktör olamadık. Başrolü Mısır aldı. Hamas’la Filistin Yönetimi arasındaki ilişkide de rol oynamaya kalktık ama çok etkisiz olduk.
İsrail’le kriz yaşayan bir Türkiye Ortadoğu’da etkili olabilir mi?
Olamaz. Başbakan ve Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin oyun kurucu olarak İsrail’e hiç ihtiyacının olmadığını, Arap ve Sünni desteğin yeteceğini ve Türkiye’nin bölgenin hâkimi ve oyun kurucusu olacağını zannettiler. Ama Türkiye oyun kurucu olamadı. Aslında Başbakan’ı Arap sokağı ve bazı Sünni yöneticiler de yanılttı. Arap halkı, İsrail’e “one minute” dedikten sonra Başbakan’ı çok alkışladı. Hükümet, imkânların ve gerçeğin ötesinde bir dış politika izledi. Türkiye’nin Ortadoğu’da gücünü ve liderlik rolünü çok abarttı. Bölgede oynayabileceğimiz rolden ötesini oynamaya kalktı.
Türkiye birkaç yıl önce Ortadoğu’da bütün ülkeler arasında arabuluculuk yapabilecek bir konuma sahipti. Şu anda neredeyse bütün güney komşularımızla sorunluyuz. Hatta hasımız. Neden böyle bir değişim yaşandı?
Böyle bir değişim yaşandı çünkü biz sadece gücümüzü çok abartmadık. Biz bölge ülkeleri arasında da taraf tuttuk. Adımlarımızı hep Sünni cepheden yana attık. Oysa dış politikada taraf olan arabulucu olamaz! Nitekim Türkiye, demokrasisi, AB adaylığı ve Batı dünyasına mensubiyetiyle bölgede özel bir konuma sahipken, taraf tutarak, bu özel konumunu kendi eliyle eritmeye başladı. Ortadoğu’da “namuslu arabulucu” olma rolünü yıprattı.
Türkiye en büyük hatayı nerede yaptı?
Suriye’de ve Irak’ta yaptı. Irak’ın iç politikasına karıştı, seçimlerde Maliki’ye cephe aldı. Onun Sünni rakibini destekledi ve Bağdat’la arayı bozdu. Suriye’de ise büyük bir telaşla davrandı. Esad’ın iktidardan gitmesi için bir nevi militan gibi davrandı. Esad’ı çok uyarmış olsa da Türkiye kendini, gücünün ötesinde kâdir hissetti. Erdoğan zannetti ki, Esad küçük kardeşi ve onun lafını dinleyecek. Aslında Türkiye, Suriye’yi yanlış tahlil etti. Suriye’de işin Esad’da bittiğini sandı, oradaki rejimin yapısını doğru tahmin edemedi. Hükümet, Baas rejiminin çok köklü bir ağa sahip olduğunu tahmin edemeyip Suriye’nin üstüne gittikçe gitti ve sonunda Suriye politikası geri tepti.
Suriye’de Baas’ın çok kolay devrilmeyeceğini tahmin etmek o kadar zor muydu?
Bakın... Türkiye bir Ortadoğu ülkesi değil. Türkiye Ortadoğu’daki oyunun kurallarını bilmiyor. Bilmediği için de hata üstüne hata yapıyor.
Türkiye’nin Dışişleri bakanlığı var. Siz de önemli görevlerde bulunmuş emekli bir büyükelçisiniz. Dışişleri, Ortadoğu’yu bilmez mi?
Dışişleri de bölgeyi bilmez. Bizim birikimimiz buna müsait değil. Burada birinci elden konuşuyorum. Biz Dışişleri olarak Ortadoğu’ya hep dışarıdan baktık. Türkiye yakın zamana kadar Ortadoğu’ya sırtı dönük bir ülkeydi. Bu yüzden bölgeyle ilgili ne Dışişleri’nde ne de entelektüel düzeyde bir bilgi birikimi oldu. Gerçek şu ki, Ortadoğu’yu bir tek AK Parti anlamaya çalıştı, ama o da yanlış anladı.
Nasıl yanlış anladı?
O da bölgeye kendi dar Sünni açısından baktı. Onların da birikimi Ortadoğu’ya anlamak için yeterli değil. Sayın Davutoğlu’nun entelektüel birikimi, bir dış politikanın temeli olabilir mi? Davutoğlu bölgeye tek açıdan, Sünni açıdan bakıyor. Stratejik Derinlik kitabını okursanız, “Osmanlı kültürünün hâkim olduğu topraklar bizim stratejik derinliğimizdir” diyor. Yani, “ilgi alanımızdır” diyor.
Türkiye’nin çok fazla Osmanlı’dan bahsetmesi, Dışişleri Bakanı’nın “biz oraların düzenlenmesinden sorumluyuz” türünden laflar etmesi mi diğer ülkeleri rahatsız etti?
Rahatsız etmesine bile gerek yok. Eğer sizin Ortadoğu vizyonunuz buysa, buna göre hareket edersiniz. Türkiye’nin vizyonu gerçeklere uymuyor! Dolayısıyla hata üstüne hata yapılıyor. Mesela Irak geçmişte Osmanlı toprağı değil mi? Niye bizim Irak’la, Bağdat’la aramız bu kadar bozuk? Suriye Osmanlı toprağı değil miydi? Niye Suriye ile bu hâle düştük? Bir şeyi vizyon olarak düşünmek başka, o şeyin gerçeklerle sınanması başka. Biz bu sınamalarda hep sınıfta kaldık.
Türkiye kendisini Ortadoğu’nun “abisi” gibi mi gördü?
Evet. Başbakan ve Dışişleri Bakanı, bir nevi “Türk-İslam yeniden doğuşu”nun peşindeler. Türk-İslam yeniden doğuşunu, Osmanlı’nın üzerinden yapmaya çalışıyorlar. “Batı bizi hep kötü şartlandırdı. Bizim aslında çok büyük bir kültürümüz var. Osmanlı geçmişimiz var. Osmanlı Türk-İslam’a dayanıyordu. Şimdi biz bunu canlandıracağız. Türkiye’nin de misyonu budur. Erdoğan’ın misyonu budur. Biz Batı’yla eşitiz, hatta Batı’dan daha iyiyiz” diyorlar.
Peki, sonuç ne oluyor?
Erdoğan, BM’yi değerlendirirken, AB’yi küçümserken, hep Türk-İslam’ın, Osmanlı’nın yeniden doğuşunun temellerini atmaya çalışıyor. Yalnız şu var ki 21. yüzyılda bu gibi düşünceler yarı emperyalist düşüncelerdir. Başbakan bu vizyonu ne kadar kültür diye tevil etmeye kalksa da, bu vizyonda bir hâkimiyet kurma arzusu var. Nitekim Başbakan, “Batı’ya milliyetçiliği, milliyeti biz öğreteceğiz” diyor.
Ne demek istiyor?
Batı, küresellik yönünde ilerliyor. Erdoğan ise din temelli bir eğilimi savunuyor. Boyuna İslam’ın kutsal değerlerini hâkim kılmaya çalışıyor. Batı’yı, maneviyattan uzak, değerlerini yitirmiş, din düşmanı ve hatta ırkçı olarak görüyor. Kendi yönetimindeki Türkiye’yi ise dindar nesiller yetiştiren, giderek daha çok maneviyata ağırlık veren, kutsal değerleri öne çıkaran bir toplum olarak görmeye çalışıyor. Bunlar bir siyasi partinin görüşü ve bir başbakanın inancı olabilir ama dış politikada böyle bir vizyon geçerli değildir.
Dış politikada ideolojik davranmak nasıl bir sonuç verir?
Dış politikada ideolojik yaklaşımlar bir ülkeyi devamlı hataya sürükler. Din ve etnik bazlı bir dış politika başarısızlığa mahkûmdur. Çünkü dış politikanın gerektirdiği esnekliği kaybedersiniz ve kendinizi muhakkak bir tarafa sıkıştırırsınız. Türkiye ideolojik davranarak kendini Osmanlı’ya, Sünniliğe ve Türklüğe sıkıştırdı. Başbakan, Birleşmiş Milletler’e ayar veriyor. Tabii ki BM reforme edilmeli ama BM kutsal değerler üzerinden din esaslı olarak reforme edilemez. İnanç esaslı bir BM kurulamaz!
Şu anda Türkiye’nin Ortadoğu’daki durumunu nasıl tarif edebiliriz?
Türkiye, Ortadoğu’da oyun kurucu değil. Taraf olduğu için arabulucu olamıyor, olaylara yön veremiyor, aksine olayların peşinden gidiyor. Bir de Irak ve Suriye politikasını PKK sorununa bağlamış durumda. Zaten şu bir gerçek... Türkiye PKK ve Kürt sorununu halledemezse Ortadoğu’da etkili bir dış politika yürütemez. Bu sorunu karşımıza bir şantaj unsuru olarak çıkarıyorlar sürekli. “Sen başka ülkelere demokrasi diyorsun ama kendi içinde demokrasiyi, eşit vatandaşlığı sağlayamıyorsun” diyorlar.
Bir de Türkiye, Suriye’deki El Kaideci muhalif güçlerin hamisi gibi görünmeye başladı. Niye böyle bir görüntü oluştu?
Bu görüntü yine mezhep bazlı politikadan, Sünnilikten ötürü ortaya çıkıyor. Çünkü AK Parti, mezhepçi görüntüsü veren bir dış politika izliyor. Çünkü içlerinden öyle geliyor. Temayülleri, hayat görüşleri o. Kişisel kültürel birikimleri o.
Suriye, Irak, İran gibi Şii ülkelerle rakip, S.Arabistan, Mısır, Katar gibi Sünni ülkelerle dost olmamız bir tesadüf değil de, bilinçli bir tercih mi bu durumda?
Dediğim gibi eğilimleri öyle. Ayrıca Başbakan’ı Arap sokağının yanı sıra Türkiye’nin sokağı da besliyor. Türkiye’nin çoğunluğu da Sünni. Başbakan bu çoğunluğa dayanıyor. Yüzde 50, Başbakan’ın bu politikalarını destekliyor. Başbakan’ı bu da yanıltıyor. Oysa halk desteği dış politikada bir şeye yaramaz.
Niye yaramaz?
Dış politikayı halka sorarak yapamazsınız. Toplum eğilimleriyle dış politika yaparsanız, bu, popülist bir dış politika olur ve büyük hatalara düşersiniz. Çünkü toplumlar hissîdir. Dış politika konusu demokrasilerde halka sorulmaz. Bu konuda halka sadece hesap verilir. Ama Erdoğan çoğunluk iktidarını, çoğunluk demokrasisini sadece iç politikaya değil dış politikaya da uyguluyor. Mesela açılımlarımızın hepsi halka dayanılarak yarıda kaldı. Azeri mi, Ermeni mi diye sorarsanız, halk tabii ki Azeri der. Ermeni, Alevi, Kürt açılımları, eminim ki anketlere dayanarak kapatıldı. Bu anket politikası, çoğunlukçu politikadır.
Neden Suriye’de Türkiye bu kadar derinlemesine taraf oldu sizce?
Türkiye sadece Suriye’de değil her yerde taraf oldu. Mesela Filistin’de de çok Hamasçı oldu. Şimdi bu çizgiden kaymaya çalışıyor ama gücü olmadığı için Türkiye’yi kimse umursamıyor. Bir de Başbakan hissî bir adam. Arkasında halk gücü de var. Dolayısıyla kendi hislerini rahatlıkla politikaya tercüme edebiliyor ve o hislerle politika yapabiliyor. Suriye’de Esad’ın kendisini dinlememiş olmasını kabullenemiyor. Aslında Başbakan, hep imkânsızı isteyerek Türkiye’yi dış politikada kilitliyor.
Anlamadım...
Mesela Ermeni politikasında son dakikada birden bire Karabağ’ı şart koştu ve imzalanan bütün protokoller öldü. Mesela İsrail’e, hiç böyle bir şart ortada yokken “Gazze ablukasını kaldırmazsan barışmam” dedi ve bütün köprüleri attı. Oysa Türkiye’nin İsrail’le barışma şartı tazminat ve özürdü.
Türkiye’nin Irak politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kuzey Irak politikasında doğru yere geldik ama Bağdat politikasında yanlışız. Hem Irak’ın toprak bütünlüğünü bağıra bağıra savunuyoruz hem de ona sormadan doğrudan Erbil’le iş yapıyoruz, Bağdat’a haber vermeden Kerkük’ü ziyaret ediyoruz. Aynısını Diyarbakır’da bize yapsalar çıldırırız.
Terörle suçlanan ve mahkûm olan Irak Cumhurbaşkanı yardımcısını Türkiye’de ağırlamak ve AK Parti kongresine çağırmak nasıl bir sonuç yarattı?
Türkiye, Haşimi’ye sığınma hakkı vererek Irak’la bütün köprüleri attı. Nitekim Enerji Bakanı’nın uçağı Erbil’e inemedi. Bir bakanın uçağının Erbil’e inememesi dış politika açısından çok büyük bir darbedir. Ama bu hasmane tavrı biz davet ettik. Çünkü Türkiye Irak’ta tamamıyla Sünni bir politika uyguladı, Irak’ın iç işlerine karıştı ve seçimlerde Şii başbakanın Sünni rakibini destekledi. Irak Başbakanı Maliki’ye karşı neredeyse kişiselleşen bir politika uyguladı Türkiye.
Türkiye Sünni politika uygulayarak Ortadoğu’da arabulucu olabilir mi peki?
Olamaz. Oysa Türkiye, Kuzey Irak ile Bağdat yönetimi arasında arabuluculuk yapabilirdi ve dış politikada büyük başarı kazanabilirdi. Ama bu rolü baştan yitirdi. Üstelik şimdi bakanı Irak semalarında uçamayan bir ülke durumuna düştü.
Irak merkezî yönetimiyle Kürtler çatışma noktasına geldiler. Irak’la Barzani çatışırsa Türkiye ne yapar?
Türkiye Kuzey Irak’ı tutacak besbelli. Bundan büyük çelişki olamaz. İçeride Kürtleri eziyorsun, onları eşit görmüyorsun, eşit vatandaşlık hakkını vermiyorsun, dışarıda ise Kürtlerle ittifak yapıyorsun.
İsrail’e gelirsek... İlişkilerin kopmasında sadece İsrail mi suçlu yoksa Türkiye’nin de hataları oldu mu?
Oldu tabii ki.. Kendimizi biraz fazla Arap Ortadoğu’su yanlısı gördük. Türkiye 2007’den beri kendini hemen bir tarafa koyuveriyor. Eski bir diplomat olarak söylüyorum. Dış politikamızın esnekliği kayboluyor. Bir olayın, bir gelişmenin iki tarafını görmek, biraz beklemek, ihtiyatlı olmak kavramları kaybolmaya başladı dış politikada. Çok tehlikeli bir durum bu... Dış politikayı ideolojik yaklaşımla yürüttüğünüzde olayları tek taraflı görüyorsunuz ve taraf tutuyorsunuz. Bütün resmi görüp, olayları çıkarlarınıza göre değerlendirmiyorsunuz. Hükümet son gelişmelerden biraz ders çıkarmalı.
Hükümetin ders çıkardığına dair bir işaret görüyor musunuz?
Görmüyorum.
İran’la ilişkilerimiz ne durumda?
Ben İran’da üç sene görev yaptım. Birbirimizi sevmeyiz. Aramızda bir nefret vardır ama birbirimizin yüzüne güleriz ve birbirimizi idare ederiz. İran’la aramızda hep çok güzel bir denge vardır. İki ülke birbirine hasımdır ve rakiptir ama bu denge hep korunur. İran-Türkiye ilişkisi bir diplomasi örneğidir.
Patriotlar’ın Türkiye’ye gelmesi İran’la ilişkileri zorlaştıracak mı peki?
Patriotlar’ın İran’la hiçbir alakası yok. Zaten Türkiye İran’a karşı böyle bir şey yapmaz.
Niye? Kürecik üssü İran’a karşı kurulmadı mı?
İsrail, Kürecik’i İran’a karşı bir durummuş gibi satmaya çalışıyor ama Kürecik aslında NATO’nun genel savunması için Çin ve Rusya dâhil Doğu’ya karşı yapıldı. Bu yüzden Rusya, Kürecik’ten rahatsız olmakta haksız değil. Patriotlar ise tamamen bizim talebimiz üzerine geliyor. Türkiye, Suriye’nin elinde kimyasal silahlar olabilir diye NATO’ya baskı yaptı. Patriotlar’ı bize sus payı olarak verdiler. Türkiye’nin ordusunu Suriye’ye yürütmesini de böylece önleriz dediler. Patriot, sonuçta Türkiye’nin savunmasına NATO’nun verdiği sembolik bir selamdır. Yoksa üç beş Patriot’la savunma olmaz. Menzilleri de belli üstelik. Ama NATO bu kararla, Türkiye’ye “sen bizim üyemizsin. Bir saldırı hâlinde biz seni koruyacağız” mesajını veriyor.
Suriye, kimyasal silahla saldırır mı?
Çok zor. Suriye’de kimyasal silah olup olmadığını da bilmiyoruz. İsrail tek başına büyük bir propaganda mekanizması olarak dünya kamuoyuna yön vermeye çalışıyor. Irak’ta da, İsrail’in etkisiyle kimyasal silah olduğu ileri sürülmüştü ama Irak’ta kimyasal silah çıkmadı. İran’ın nükleer meselesi de İsrail kaynaklıdır.
Suriye yüzünden Rusya ile de ilişkilerin gerginleştiği söyleniyor. Şu anda Rusya ile ilişkilerimiz nasıl?
Rusya ve İran, sırf sessiz kalmamak için Patriotlar’a itiraz ettiler. Yoksa onlar da üç beş Patriot’un kendilerine bir şey yapamayacağını biliyorlar. Türkiye ile Rusya arasında ortak çıkara dayanan sağlıklı bir dış politika var. Herkes gazla ilgili olarak Rusya’ya bağımlıyız diye bağırıyor ama aslında Rusya da bize bağımlı. Eğer gaz almazsak o da büyük bir gelir kaybeder.
Suriye’ye askerî bir müdahale olacak gibi gözüküyor mu?
Amerika, Suriye’ye dün de müdahale yanlısı değildi, bugün de değil. AB’nin de zaten ne mecali ne de hevesi. Yakın vadede ben Suriye’ye bir müdahale görmüyorum.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.12.2013
15.09.2013
23.04.2013
22.04.2013
15.04.2013
25.03.2013
18.03.2013
11.03.2013
10.12.2012
4.12.2012